Söz verdiğim gibi sınavdan çıktım ve upuzun bir bölüm yazdım. Daha devamını yazıyordum ama buraya kadarını atmadan edemedim. Yorumlarda eğleşiriz 😉
Hadi size keyifli okumalar 💃🏻
☀️☀️☀️
Memet, Civan'ın yanından çıkınca doğrudan bize doğru gelmiş, kucağımdan Mir'in pusetini almıştı. Kerem'i kucaklayıp kalktım ben de. Tahlillerimin sonucu çıkmış olmalıydı. Şiyar'la Sercan'a veda ettik. Bizim doktorun olduğu kata inmek için asansöre bindiğimizde sordum. "Civan'ın durumu nasıldı?"
"Çok kendinde değil," dedi Memet durgun bir sesle.
"Kötü müydü?" Cevap vermeyecek gibi asansörün tuşlarına baktı. Kötü olduğunu anladım. "Ameliyat olacağını biliyor mu?"
"Biliyor," dedi düz bir sesle. "Her ihtimali biliyor. Onun için kabul ediyor."
Asansörün kapısı açıldığında duyduklarım yutkunamayacağım bir lokma gibi oturmuştu kursağıma. Ölüm riski olan ameliyatı, iyileşmek pahasına kabul etmiyordu Civan. İyileşsin diye önüne konulan ameliyatı, ölüm ihtimali için kabul ediyordu.
Ayaklarım çok yavaş vardı doktorun kapısına. Memet sonuç için sıra alırken ben çocuklarla oturmuştum.
Civan'ın bedeni kadar ruhunun da iyileşmesi gerekti yaşaması için. Ona dua etmekten başka ne yapabileceğimi bilmiyordum. İyileşmedikçe Civan hepimizi perişan edecekti.
Hem Gulazer hala için hem de Nuşen için Civan'a yanıyordu yüreğim. Civan'ı kendine vicdan azabı yapan Şiyar'la onu bekleyen Asmin için de üzülüyordum.
"Mem..." dedim düşünmekle dayanamayacak olunca. "Ne olacak?"
"Şu ameliyata bağlı her şey. Bekleyeceğiz. Düşünme sen şimdilik."
Sıramız gelene kadar düşündüm yine de. Atamadım kafamdan. Her şey gerçekten de Civan'ın ameliyatına bağlıydı.
Kerem huzursuzlanmaya başlamıştı. Hastaneden sıkılmıştı. Mir de uyandı uyanacaktı. Ona da mama lazım olacaktı. Sıramız gelene kadar iyi dayanmışlardı.
Sıra bana gelince kalkıp odaya geçtik hemen. Doktor bizi görünce gülümsedi. "Zühre Merhas," dedi önündeki kağıtları karıştırıp birkaçını üste çıkarırken.
Masasının önündeki iki koltuğa oturduk Memet'le karşılıklı. Doktor önündeki kağıtları sırayla inceledi. Şaşırır gibi dudağını büktü. "Dediklerime harfiyen uyulmuş."
"Her şey yolunda mı?" diye sordu Memet.
Başını aşağı yukarı salladı doktor hanım. "Demek ki eşin seninle ilgilenince iyileşiyorsun Zühre'cim." Bana baktı gülümseyerek. "Bitmiş olmalı ilaçların."
"Dün bitti," diye onayladım. Kerem'i diğer bacağıma oturttum. "Yenisini yazmayacaksınız değil mi?"
"Şikayetlerin devam mı ediyor?" diye sordu direkt.
"Yok, yok. İyiyim çok şükür," dedim hemen. Mir'i gösterdim. "Emzirdiğim bebeğim var. Çoktandır süt içmemiş. İlaç yazmayacaksanız emzirmeye döneyim?"
Doktor ellerini iki yana açtı. "Sütün varsa emzir Zühre'cim. Benim için önemli olan sensin şu an. Önce bir ilaca ihtiyacın var mı yok mu emin olalım."
"İlaç gerekirse yazın siz," dedi Memet. Bana baktı doktorun sözünden çıkmamam için uyaracak gibi.
Tahlillerde göz gezdirdi doktor bir süre. "Kanaman hâlâ sürüyor mu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akşam Güneşim
Romance'Ben en çok akşam güneşini severim Mem. Sarının en masum, turuncunun en tutkulu, kırmızının en şefkatli hali demek çünkü. Ben akşam güneşinin alacasına meftunum. Sen bu aciz yüreğimin akşam güneşisin Mem.' ...