☀️20.BÖLÜM - Part 2☀️

5.8K 421 274
                                    

Sınavlar bitti diye tatilde olmam gerek ama asla tatilde değilim 😢 Bölüm biriktirmiş olmanın iyi yanı bu süreçten bölüm takviminin hemen etkilenmemesi neyseki. (Bunu da nazar etmem inşallah) Elimden geldiğince yazma maratonuma geri dönmeye çalışacağım yoksa bölümler bir iki hafta sonra haftada bire düşmek zorunda kalacak. (Bunu hiç istemiyorum. 2.dönem başlamadan finale ulaşma duası 🙏🏻)

Neyse neyse halleceğiz, şu günler bir geçsin de. Öncelik daima sağlık. Okuyanlar bu saatte ne saçmalayor demesin diye burada kesiyorum serzenişimi. Okuyup, oylamayı unutmayın. Herkesi öpmüşüm 😘 Keyifli okumalar!

☀️☀️☀️

Memet'in aramasını bekliyordum. Gözüm telefondaydı. Sesini açtım aramayı kaçırmamak için. Aramadı. Erken mi uyumuştu? Çok mu yorulmuştu?

Kerem'i yedirirken mutfağa Baver girmişti. "Oo... Ne yiyoruz?" diyerek elimdeki kaşığı alıp tabaktan bir kaşık attı ağzına. "Aey," dedi iğrenir gibi. "Ne kadar da güzel(!)" Kaşığı geri koydu tabağa. Kerem'in saçlarını karıştırdı. "Oğlum büyüyün la. Ne iğrenç şeyler yediriyorlar size. Konuşamıyorsunuz diye dayıyorlar ağzınıza. Günahtır lo!"

Dediğini duymazdan geldim. Hızlıca yedirip mutfaktan çıkmaya çalışacaktım.

"Yenge Hanım yok mudur bebek boy lahmacun, pide? Yaptırtalım bir kasa. Böyle mama falan ayıp oluyor."

Yemekten girip konuyu yine sorguya getirebilirdi. Kanmayacaktım bu kez.

Karşımdaki sandalyeyi yan çevirip oturdu. "Abim aradı mı seni?"

Ona baktım. Neden Memet'i sormuştu şimdi? Bir şey mi olmuştu? Mesajdan sonra aramamıştı.

"Beni aradı," dedi kolunu masaya atarken.

Ona baktım devam etmesi için. Etmeyince sordum "Ee?"

"Demek beni duyabiliyorsun?"

Al işte. Kerem'e döndüm yedirmeye devam etmek için.

"Bir şey dedi bana. Senin haberin yoktur." Oyun oynuyordu, kanmayacaktım. "Merak ediyorsan konuşalım?"

Merak etmeyecektim. Memet birazdan ararsa arardı. Olmadı ben arardım. Baver'le konuşmayacaktım.

"Neyse... Onu söylemeyeceğim. Sürpriz olsun. Efkan lavuğuna gelelim." Amcan niye lavuk olur Kerem? "Ararsan söyle. Ardında çok iz bırakıyor. Fazla acemi."

İkidir bunu söylüyordu. Neden? Tuzak olmalıydı. İlgimi çekmiyor gibi davranmalıyım.

"Benimle konuş, konuşma, sen bilirsin. Ben sadece bilgi veriyorum. Eğer yakalansınlar istemiyorsan bi uyar. Kaldıkları oteli değiştirsinler. Açık verdiler. Sabaha kalmaz bulunurlar." Ayağa kalktı. "Ben insanlığımı yaptım."

Baver çıktığı gibi elim telefonumu buldu. Efkan'ı aradım. "Efkan neredesiniz? İz mi bırakıyorsunuz ardınızda? Hemen yer değiştirin. Yoksa..." dediğimde Baver'in kapıya yaslanmış sessiz bir alkış tuttuğunu görmüştüm.

Yine oyuna gelmiştim. "Ne izi yenge? Ne oluyor?"

"Kapat," dedim. "Arayacağım, kapat."

Telefonu indirdiğimde Baver sesli alkışlamıştı. Kerem de ona eşlik etti. Dalga geçer gibi karşılıklı alkışladılar beni. "E be Yenge Hanım. Çabuk kanıyorsun. İnsan bi rol yapar önce. Ben nasıl ulaşayım, yardım et falan der. Daha ara dediğimde gözün telefona kaydı. Ulaşabileceğini açık ettin hemen. Nasıl kandırmasaydım?"

Sinirlenmiştim. "Baver benimle oynama!"

"Hah şöyle," dedi kalktığı yere otururken. "Konuşa konuşa." Telefonuma uzanacak oldu hemen aldım. "Vay... Güzel. Ama ararsan açacaklarını biliyorum artık." Göz kırptı. Ardına yaslandı. "Bu arada dediklerim doğruydu. Kars'ta Acar otellerinden birinde kalıyorlar. Altı yüz on sekiz numara. Ara sor. Yalansa dişimi kırarım."

Akşam GüneşimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin