98. Bölüm: Gerçekten Çok Seviyorum

210 23 12
                                    

Herkese merhabalar,

Vay be, bunca zaman sonra alctm yazmak.. "98. bölüm" diye başlık yazdığımdan beri ekrana bakıp duruyorum. "Ee şimdi?" diyorum kendime.

Şimdi, yazıyoruz.

Öncelikle, bu hikayeyi takip eden herkesten özür dilerim. Biliyorum, unuttunuz; benden sıkıldınız ve tüm hakka da sahipsiniz ama işte bazen beceremeyince beceremiyorsunuz. Bunca yıl yazamadım ama şimdi geri dönüyorum.

Geçmişteki okuyucularımdan bir kere daha özür diliyorum. Tüm kitabı baştan sona okudum, detayları hatırladım notlar aldım ve bitirmeye geldim. Zaten çok kalmadı biliyorsunuz son senenin ortasındayız zaten. Olsun, yine de bitireceğim çapulcularımın hikayesini.

Bu ve bundan sonraki kalan bölümler beni motive eden yorumlara gelsin. O yorumlar olmasaydı bugün bunu yazmaya devam edemezdim.

Lafı çok uzattım ama kaç yıl mola verdim napayım sizinle az dertleşmeyeyim mi? Ay, hepinizi çok seviyorum kocaman öpüyorum, haydi bölüme başlıyorum ben.

🍀

Lily Evans, üşüyen ellerini sevgilisinin üstündeki mavi renkli hırkasının ceplerine soktu. İnanamıyordu, kışı yarılamışlardı bile. Mezun olmalarına çok az kalmıştı, bu konu hakkında ne düşündüğünü bilmiyordu. Sevgilisine döndü.

Dalgalı saçları iyice uzamıştı biraz kestirmek lazımdı, hasta olduğu için kızarmış burnu ve siyahlaşmış göz altlarıyla beraber çok tatlı görünüyordu. Gerçi hasta olmuş birine çok tatlı gözüktüğünü söylemek çok ters olabilirdi, Lily bu fikrini kendine saklamaya karar verdi bu yüzden. Ama tek yapmak istediği burnunu koparana kadar ısırmaktı şu an, Lily gayet ciddiydi.

Geçtikleri yıllarda ikisinin arasındaki etkileşim zaman zaman artmış, zaman zaman azalmıştı. Bazen küsmüş bazen öpüşmüşlerdi. Aylarca soğuk yaptığını, en zor zamanında yanında ağladığını bildiği bir insandı James Potter. İçini dışını bilirdi. İçi de çok güzeldi, dışı da.

Lily aşk üzerine düşündüğünde hep birini çok sevme kavramında çelişki görürdü. Birinin her ince detayını bilip her birini sevmek ona ayrı bir yetenek gibi gelirdi, nasıl olabilirdi? Birinin içini de dışını da bilip ona gıcık olmadan onu nasıl sevebilirdi? Oysa yaşamadan anlaşılmazmış bazı şeyler. Şimdi tüm özgüveniyle söyleyebilirdi, sevebilirmiş, hem de çok sevebilirmiş.

Şimdi onsuz bir yaşam dahi düşünmek istemiyordu. Daha 17 yaşında olmasına rağmen, Lily bütün hayat planlarına sevgilisini de dahil etmek istiyor, onunla beraber hayal kuruyordu. Çocukları olsun istiyor, etrafında James'in saçlarına sahip küçük bebeklerinin koşmasını istiyordu. Ah, belki çocuğum da Quidditch oynar diye düşündü Lily. O da kendi hayatının aşkını sahada bulur. Kendisinin James'i resmen ağzı sulanarak izlediği çok maç vardı, belki kendi çocuğu da aşkı öyle bulurdu. Ya da belki umutsuz bir romantik olurdu; yağmurlu havada hayatının aşkıyla tanışmak için her yağmurda dışarı çıkardı. Ne çok ihtimal vardı, her ihtimali sevgilisiyle beraber yaşamak için neler vermezdi neler! Lily kıkırdadı. Bunları düşünmek ona huzur veriyordu, onu bu okulun bitmesiyle bırakacak olan belirsizlik hissini yok ediyordu. Belki de yok etmiyor sadece geriye itiyordu, ki Lily ona da razıydı.

Burnunu sertçe sildikten sonra kendisine dönen sevgilisinin elalarına dikti kendi yeşillerini. Bağdaş kurmuş sevgilisine uzanıp dudağına bir öpücük kondurdu.

"Seni seviyorum James, gerçekten çok seviyorum."

James Potter inanmazlıkla kızım gözlerine baktı. Dudaklarına bıraktığı minik öpücüğü derinleştirip kızın yüzünü elleri arasına aldı. Alnını alnına dayadı. Kokusunu içine çekti, bu kokuyu yeterince içime çekmeden ölemem diye düşündü. Dudağına kısa öpücükler bırakmaya başlarken fısıldadı. "Ben de çok seviyorum Zambağım, anlatamam, çok seviyorum çok."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 15, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

A Legend Called The MaraudersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin