Valeria Alvin'in buz mavisi gözleri bir kahkahayla hafifçe kapandığında açık kumral renkli saçları örgülerin arasında bir kere daha hopladı. Masum denebilecek bir güzelliği vardı, çabalamıyordu bunun için, doğaldı ve enerjisi etrafını aydınlatıyordu.
Lily Evans o an Valeria'nın üstüne atlayıp saçlarını yolmaktan kendini alıkoymak için uğraşırken kızın saçlarından kendini uzak tutmasını sağlayan iki sebebi bir kere daha gözden geçirdi: Birinci olarak, Deborah'ın yüzünü güldürüyor, kahvaltı masasına alışık olmadıkları bir enerji katıyordu. İkinci olarak ise, kız gerçekten tatlı bir kızdı ve Lily günlerdir kafasını bu konuya yorsa da kızın beğenmediği bir özelliğini bulamıyordu.
James Potter ile bir sonraki aşamaya geçmelerine saniyeler kalması dışında.
Lily Evans iki hafta önce kıyafetlerini toplarken anlık bir düşünceyle James Potter'a tutulduğunu düşünmüştü. Ondan sonraki sabah bu düşüncesinin yersiz olduğuna kendini inandırmıştı ta ki, James Potter geri döndüğü sabah kendisine sarılına kadar. O ana kadar kendisine alışık olduğu yalanı söylemişti ancak çocuğa sarıldığında yalanı da hızla kendisini terk etmişti. Lily'nin alışık olduğu şampuan kokusu çocuğa sarıldığı günden beri burnundaydı, gülerken ellerini devamlı saçlarından geçirdiği her an Lily'nin burnu tekrar içini ferahlatan o şampuan kokusuyla dolup Lily'yi heyecanla çarpan bir kalp ile bırakıyordu.
Lily bunun adının ne olduğunu bilmiyordu. Hoşlantı olarak adlandırmak Lily'nin gözünü korkutuyordu. Adlandırmaktan uzak durmak Lily'ye kendisini daha güvende hissettiriyordu. O an Monica Martinez'i özlediğini hissetti. Ondan nefret etmek daha kolaydı, Valeria gibi dünya tatlısı bir arkadaş olmaktan uzaktı, tam istenen düşman kalıbıydı. Oysaki bu durum Lily'yi iyice kahrediyordu, James'in kendisinden vazgeçtiğinin birebir kanıtıydı. Valeria asla James'i, Lily'nin James'i incittiği kadar incitmeyecekti çünkü onun eşi bulunmaz bir parça olduğunu anlaması için ne 6 yıla ihtiyaç duymuştu ne de devasa kavgalara ve kıskançlıklara.
Lily, Ariel'dan kazandığı bir alışkanlıkla bir kere daha gözlerini devirirken masada gülmeyen bir başkası daha olduğunu, minik hoşlantısını fark eden biri olduğunu bilmiyordu.
Sirius Black, yaklaşık 10 dakikadır Lily Evans'la göz göze gelmeye çalışıyordu. Yeşillerinin durmadan hareket etmesi, James'e olan kaçamak bakışlarının anında Valeria'ya yönelmesi ve en sonunda da Deborah üzerinde takılı kalması Sirius'a anlaması gereken her şeyi zahmetsiz bir şekilde önüne sunuyordu zaten. Kış tatili bitti biteli Sirius, Lily'deki değişiklikleri fark etmiş ama bugüne kadar teorisini kendisine dahi ispatlayamamıştı.
Kızın gözleri en sonunda kendisinin üzerine düştüğünde Sirius dudaklarını oynatarak Lily'ye mesaj gönderdi. Anlayacağını biliyordu ve anladığını da bakışlarının teslimiyet duygusu esirinde kendisinde durduğunda anladı.
"Bugünün geleceğini biliyordum."
🍀
Jenna Dare ellerini Ariel Chase'in saçlarından bir kere daha geçirip örgüsüne devam etti. Yaklaşık yarım saattir oturuyorlardı.
Jenna ortak salondaki kanepeye oturmuştu. Kısa bir süre sonra ise aniden tek bir şey söylemeden gelip yere, tam Jenna'nın ayaklarının üstüne oturan Ariel saçlarını bir arada tutan lastiği çıkarıp Jenna'nın eline doğru fırlatmıştı.
O dakikadan beri de Jenna resmen ter atarak kızın bitmek bilmeyen uzunluktaki saçlarını nazik davranma çabası olmadan örmeye devam ediyordu. Örgüdeki becerisiyle ilgili bir derdi yoktu ancak sabır kavramıyla olan ilişkisinin bir türlü gelişmediğini tüm okul biliyordu. Ariel'ın saçları da ciddi bir sabır gerektiriyordu. Kalın telli olmalarının yanı sıra kalçasına kadar uzanmışlardı ve Jenna içinden kaçıncı kere ona kadar saydığını saymaya başlamıştı bir noktadan sonra.
Bir kere daha sekizinci kere ona kadar saydıktan sonra tam yeni bir tura başlayacaktı ki elindeki lastik koptu.
Jenna elindeki lastik kopunca sinirle küfretti. Lily'nin Deborah ile yürüyeşe çıkmadan önce kendisine emanet ettiği sırt çantasını Ariel'ın kucağına fırlattı.
"Ari, bir baksana tokası var mı?"
Ariel kitapları bir bir çıkarıp tokayı aramaya başladı. Çantanın en dibine fırlatılmış lacivert renkli tokayı çıkarıp geriye doğru uzatarak Jenna'nın elinden tokayı almasını bekledi.
Ariel'in iki eli de boş kaldığında kızın kitaplarını bir bir çantasına yerleştirmeye başladı. "Bitki bilim mi? Jen, Lils'in bitkilerden not tuttuğunu biliyor muydun?" Ariel kitabın arasındaki kağıt parçasını çekiştirirken Jenna kafasını iki yana salladı.
"Hepimize Pete ders vermiyor mu? Salı akşamı o ne notu dağıtıyorsa ondan çalışıyoruz zannediyordum. Lily'nin zorlanıp not çıkarması gereken bir tarafı yok ki."
Ariel kafasını onay verircesine salladığında Jenna'nın sinirle saçlarını çekiştirmesine yüzünü ekşitti. "Jen! Canımı acıtma, bir bakayım hangi başlıktan not çıkarmış."
"Saçlarını acıtmamı istemiyorsan belki de--"
"Jenna! Sıçtık, bunu niye gördüm ki?" Ariel, yerden kalkıp saçlarındaki örgülerin açılmasını umursamadan elindeki kağıtla telaşla kalkıp Jenna'nın yanına oturdu. Kağıdı Jenna'nın kucağına bırakıp sertçe dudağını ısırdı.
Jenna kucağındaki kağıdı kavrayıp Ariel'ın ne kadar umursamazca örgüleri bozduğuyla ilgili bir şeyler mırıldanırken bir anda sustu. Kaşları havaya kalktı anında. Kimsenin duyamayacağı bir mırıldanmayla yazanları okumaya başladı.
"Sevgili Lily,
Yıllar boyu seni ne kadar incittiğimi ve devamlı kalbini kırarak aramızdaki ilişkiyi baltaladığımı biliyorum. Açıklamama izin vereceğin bunca zaman ben fırsatı geri teperek, belki de farkında olmadığım bir korku esirinde, sana tepki verdim.
Evleneceğimi ve evden taşınacağımı biliyorsun ve bundan mutlu olman gerekse bile içten içe beni asla yeni halimle kabul etmediğini ve eski günlerimizdeki sıcak anılarla sahiplendiğini bildiğimden ötürü mutlu olmak bir yana, üzüldüğünü biliyorum. Geçen hafta odanda kendi tişörtümü ararken yatağının altında minik bir kutuya rastladım. Eşyalarını karıştırmamam gerektiğini falan biliyorum ama beni biliyorsun, merak ettim mi geri duramam. Birkaç eski aile fotoğrafımızı sakladığını görmek bana yeterdi aslında ama en büyük darbeyi vuran şey kutunun en dibindekiydi. Bundan tam 10 yıl önce sen saçlarını gizlice banyoda kesmiş ve gördüğün sonucu beğenmeyip saatlerce ağlamıştın. Ben de sana destek olmak için ne yapacağımı bilemez bir halde kendi saçımdan da eş uzunlukta bir tutamı kesmiş ve odana gelerek elinde tuttuğun kızıl tutamı alıp saçlarımızı örmüştüm.
O halini hiç unutmam, sağ elinin tersiyle yanağındaki yaşları silmiş ve bana sarılmıştın. Sana o anda söylediklerimi kelimesi kelimesine hatırlamıyordum ancak sen bir kağıt parçasına yazmışsın ve bunca yıl saklamışsın. 'Sarılar ve kızıllar asla ayrılmasın, aynı bizim ayrılmayacağımız gibi.'
Lily çok üzgünüm, affını dilemem yüzsüzce biliyorum ama lütfen son bir şans daha istiyorum senden.
En içten özürlerimle,
Tuney."Jenna mektubu kucağına bırakıp gözlerini Ariel'a çevirdi. "Ne düşünüyorsun?"
"Öncelikle, Lils bizi gerçekten ölene kadar boğacak ama ilişkilerinin derinliği ve geçmişlerini göz önüne alarak, bugünün geleceğini biliyordum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A Legend Called The Marauders
Fanfiction🍀 Çapulcu olmak bunu gerektirir. 🍀 Çünkü Çapulculuk herkesin altından kalkabileceği bir görev de değil. 🍀 Çapulculuk sadece dört kişinin, o özel dört kişinin bir arada bulunmasıyla gerçekleşecek bir sihirdi. James Potter, Sirius Black, Remus Lupi...