31. Bölüm: Seni Özledim Sirius

2K 177 186
                                    

Selamlar!

Şimcik biraz sitem edeceğim hazır olun.

Özelden -ismini paylaşmak istemiyorum o işsizin- bir mesaj aldım. İşte 'Güzel yazamıyorsun ne diye yazıyorsun, saçma sapan kurgu oluşturmuşsun Çapulcuların dönemi herkesçe bilinir yok öyle şeyler' falan da filan.

Açıkça soruyorum sana buradan, umarım şu beğenmediğin hikayeyi okumaya devam ediyorsundur, sen gerizekalı mısın pardon?

Sevgili kardeşim, beğenmiyorsan niye 30 bölüm okudun ki sen? Ayrıca, kurgu yalanmış falan, sen hiç hayatında AU diye bir şey duydun mu, benim cahil cancağızım. "Alternative Universe." Ki bu terimi bilmeyenler olabilir, gayet doğal ama azcık aç gözünü kardeşim be! Kitabın tanıtımında KURGULANMIŞTIR yazıyor, kurgulanmış hikaye istemiyorsan okuma yani. Bunu da ben söyleyeyim?

Bakın her zaman, eleştiriye açığım, bunu tekrar tekrar dile getiriyorum da zaten, ama bu eleştiri değil! Adam gibi eleştiri yapıp beni ciddiye alıyorsan konuş, yoksa sus.

Geriye kalan tüm beni eleştiren, eleştirmeyen, votelayan, votelamadan okuyan, yorum atan, atmayan, beni seven, sevmeyen tüm okuyucularım, sizi seviyorum! Ponçiklerim benim!

Sihirli okumalar!

🍀

James öksürüğe boğulduğunu fark ettiğinde Jenna deli gibi sırtına vuruyordu.

"James!"

James cevap vermeye tenezzül etmeden gözlerini karşısında durup, sanki evlilik kararlarını ailesine açıkladığından dolayı kimsenin konuşmadığı ona rağmen inatla dikilen arkadaşına sabitledi.

"Sirius?"

Sirius'un gri gözleri endişeyle parlarken bir anda alaycı havasına büründü ve karşısındaki en yakın arkadaşına baktı.

"James?"

James arkadaşının onu ciddiye almadığın fark edince gözlerini hala ayakta dikilmekte olan kızın koyu kahve gözlerine odakladı. Evet, bakınca koyu kahve diyebiliyordunuz ancak derine inince sanki siyahın kapladığı göz bebeklerinden sızmaya çalışan bir koyu kahveydi bu. Hani, bulutlu havalarda güneşin inatla bulutları yırtmaya çalışması gibiydi.

"Pardon da, hangi delikten çıktın sen Deborah?"

Çocuğun; ismini, kıskançlığını gizlemek amaçlı, özel bir vurguyla söylediğini fark ettiği anda kızın ince dudakları yukarıya kıvrıldı.

"Ilvermorny senin için hangi delik oluyorsa oradan."

"Okulunu başladığın yerde bitiremedin mi?"

Remus James'in kontrolden çıktığını fark edince masaya eğilerek çocuğun kafasına vurdu. Tek amacı James'i uyarmakken, bütün gözlerin ona döndüğünü fark etti. Ah, cidden harikaydı. Şimdi bir de bir şeyler demesi de gerekiyordu.

"Sen James'e aldırmamaya çalış. En iyi arkadaşının gizemli olması hoşuna gitmedi."

"Aylak--"

Kız merakla kafasını önce itiraz eden James'e sonra ise kumral saçlı çocuğa çevirdi.

"Sakın bana adının Aylak olduğunu söyleme."

Remus kızın alaycı tavrından rahatsız olarak tek kaşını havaya kaldırdı.

"Senin bu olayla ne sorunun var--"

A Legend Called The MaraudersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin