24. Bölüm: Ben, Onun Hayatının Katiliyim

2K 159 180
                                    

Herkes heyecanlıca iki kardeş arasındaki sürtüşmeyi izlerken Regulus, Sirius'un söyledikleriyle çileden çıktı. Abisinin söyledikleri beyninde yankılanıyor, bir kurşun gibi delip geçiyordu her santimini.

'Daha ne kadar zavallılaşabilirsin?'

Regulus'un kendini tutamayarak öne atılışını sanki yavaş çekimmişcesine izledi James. Çocuk öne atılarak bir  anda abisinin yüzüne vurdu. Sirius bir iki adım gerileyerek hayretler içerisinde karşısındaki eline inanılmazlıkla bakan çocuğa öfkeli bakışlarını gönderdi.

"Sen-- (öfkeden konuşamıyordu bile) sen Regulus değilsin! Sen sadece bir robotsun, beyinsiz bir robot. Söylenenleri tekrarlıyorsun!"

"Kes sesini Sirius! Sana siktir git demiştim!"

Regulus, Sirius'un ağzını açmasına izin vermeyerek asasını çıkarıp kimsenin duyamayacağı bir büyü mırıldandı. Sirius büyünün etkisiyle geriye doğru uçarak Monica'nın Lily'yle konuştuğu köşeye savruldu. Küfrederek kalkıp hızla, korkmuş gözüken Regulus'un yanına ilerledi ve onu göğsünden ittirerek konuşmaya başladı.

"Seni özürlü beyinsiz! Ahmak! Sana bunları ödeteceğim Regulus!"

Sirius yumruğunu havaya kaldırdığı gibi Jenna çığlık attı ve Regulus sert yumrukla yere yığıldı. Anında orada beliren Profesörler sinirli gözüken iki kardeşi ayırdılar. En başta Profesör Dumbledore vardı.

"Sirius, Regulus. İki kardeş neden kavga eder?"

Regulus anında atladı.

"Sizi ilgilendiren bir sebebten d--"

Sirius Regulus'un lafını böldü.

"Kusura bakmayın efendim. Bir daha olmaz."

Profesör kafasını aşağı yukarı salladı.

"Olmayacağından eminim Sirius. Ama ben, sebebini öğrenmek istiyordum?"

Sirius öfkeyle kardeşine bakarak konuştu.

"Regulus arkadaşlarıma hakaret etmeyi, yollarını kesmeyi ve bana yumruk atmayı okul kurallarından sayıyordu sanırım Profesör."

"Kes sesini Sirius!"

"Hey!"

Profesörün sesiyle ikisi de anında sustu. Profesör Mcgonagall sıkı topuzuyla kalabalığı yararak öğrencilerin suratını inceledi tek tek.

"Ah nedem hiç şaşırmıyorum? Black, Potter, Pettigrew, Lupin, Dare, Chase. Sizden başka ceza alan yok neredeyse!"

Profesör Dumbledore araya girdi.

"Üzgünüm Minerva ancak sanırım bu sefer farklı gelişen bir olay. Black ve Black. Olayı hemen hızlıca çözeceğim. Slytherin ve Gryffindor'dan otuzar puan! Umarım bu size neler yaptığınızı düşündürtür."

Kalabalık, uzun sakallı profesörlerine yok açarak geçişini sağladılar. Profesörlerden sonra meraklı kalabalığı ilk yararak çıkan Sirius oldu. Yaralıydı, incinmişti, hayalkırıklığına uğraşmıştı ama en çok da üzülmüştü.

Kafasında atan çığlıkları susturmak için beynini boşaltmayı denedi. Olmuyordu. Kardeşi kendi sonunu getirecek anlaşmayı imzalıyordu ancak Sirius kılını bile kıpırdatamıyordu. Regulus araya öyle bir duvar örmüştü ki, kimsenin geçişine izin vermiyordu. Annesinin doldurduğu düşünceleriyle beraber kilitlemişti kendini odaya. Düşünemiyor, davranışlarını konrtol edemiyordu. Onun gözlerindeki korkuyu, zorlamayı görmüştü Sirius. Bu, Regulus'a yapması için zorlanan bir şeydi. O, her zaman Sirius'tan farklıydı. İnsanlar onları hep benzetse de onlar aslında hep farklılardı. Regulus çekingendi. Utangaçtı. Ve hep daha korkaktı. Düşünceleri durmadan beyninde dönüyor, acı verici anılar zihninde belirip kayboluyordu. Sımsıkı yumduğu gözlerini açıp karşısında duran arkadaşlarına sırasıyla baktı. James, Jenna, Ariel, Peter, Remus ve Lily. Birbirine yapıştırılmış dudaklarından tek bir cümle döküldü. Sanki her kelime ona ızdırap veriyor, kelimeler dudaklarından dökülmeden önce Sirius'un vücudunun her karışını bıçaklıyorlardı.

A Legend Called The MaraudersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin