"Bir gidin ya! Adam gibi konuşup ne derdiniz olduğunu söylemekten aciz misiniz?"
Remus kahkaha attı ve biraz hızlı yürüyerek Tom'un yüzüne baktı.
"Bilemiyorum ki, dur düşüneyim, aciziz haklısın."
Peter gülerek, James ile Sirius'un ardından yürüyor, bir James'e bir Sirius'a bakarak ne peşinde olduklarını anlamaya çalışıyordu ama ikisi de renk vermemek konusunda kararlı gibiydi. Peter aslında ikisinin de diğerinin ne düşündüğünü bilmediğini biliyordu ama ikisinin öyle bir uyumu vardı ki, sesli söylemeye gerek duymuyorlardı. Bahçeye çıktıkları anda James, Tom'u itirerek asasını çıkardı. Sirius ise çoktan James'in yanında yer almış, asasını eline almıştı bile.
James buruk bir kahkahayla karşısındaki sarışın Gryffindor'a baktı.
"Bana bak Perk, sen çok olmaya başladın, benim kızım falan, o gereksiz diline hakim olmayı öğrenemedin bir türlü."
Sirius devam ettirdi.
"Eh, napalım, biz de çok iyi kalpli olduğumuzdan sana öğretelim dedik."
Tom yüzüne pis bir tebessüm yerleştirerek asasınu eline aldı. Doğrudan James'in gözlerinin içine bakıyordu.
"Cünleyi şöyle bir düzenleyelim Potter. Sen, kız arkadaşıma uzanamamanın verdiği öfkeyle, benden nefret etmeye başladın çünkü senin yıllardır elde etmeye çalıştığın ve başaramadığın kızı ben kazandım."
Remus kaşlarını çattı.
"Hadi ama Perk. Cidden bu kadar mı kıtsın? Lily'nin seninle sadece vakit geçirdiğini farkında değil misin? Öte yandan James onun hayatında önemli bir role sahip. İster iyi olsun ister kötü. Senin net olarak 2 katın kadar rolü var, Lily'nin hayatında. Gerçekleri görmen lazım dostum."
"Lupin? Sen ne zamandan beri ağzını açar oldun? Senin haddin kurt adamları işlerken verildi zannediyordum."
Remus asasını iyice kavrayarak çocuğa doğru hızlandı.
"Benim haddim verildiğinde, olaya en minik bir katkın olmayacak Perk. Emin olabilirsin ki o kadar önemli bir insan değilsin. Ha varsın, ha yoksun. Kimse fark etmez bile."
"Hadi ama Lupin. Konuyu değiştirip durmayı kes. Potter ve Black profesörle kavga ederken kurtadamların anlatıldığı sayfaya bakıp gözyaşı döken ben miydim? Neyi sakladığını sanıyorsun ki sen?"
Sirius, Remus'u durdurarak önüne geçti.
"Hey! Ceza almana değecek bir pislik değil o!"
James hafifçe sırıtarak Tom'a yaklaştı.
"Şimcik Perk, hadi konuyu toparlayalım. Sen, bundan sonra Evans'ın yanında dolanmayacaksın. Anladın mı?"
"Peki beni ne durduracak?"
"İstersen gidip Snape ile 'Beni ne durduracak?' konuşması yapabilirsin. Ya da Jenna Dare'ı rahat bırakmayan o gerizekalıya da sorabilirsin. Eminim ki ismim onlara bir şey anımsatacaktır."
James arkasını dönüp uzaklaşırken bir anda tekrar Tom'a döndü.
"Bu arada, seni partide de Evans'ın yanında görmeyeceğim."
Tom karşı çıkmak için asasını James'e kaldırırken Sirius çoktan Tom'un asasını fark etmişti bile.
"Expelliarmus."
Arkadan daha yüksek bir ses geldi.
"Expelliarmus!"
Sirius'un elindeki iki asa arkaya doğru uçarken, sesin sahibinden anında bir büyü daha geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A Legend Called The Marauders
Fanfiction🍀 Çapulcu olmak bunu gerektirir. 🍀 Çünkü Çapulculuk herkesin altından kalkabileceği bir görev de değil. 🍀 Çapulculuk sadece dört kişinin, o özel dört kişinin bir arada bulunmasıyla gerçekleşecek bir sihirdi. James Potter, Sirius Black, Remus Lupi...