Yazar dram yazmak istiyordu; kaos, kavga istiyordu, ama onu yazmaya iten hiçbir şey kalmamıştı.
Tabii bir de ders çalışıyordu. Günün üçte birini çalışarak geçirince, bir an durup sabahın yedisinden öğleden sonra dörde kadar ne yapıyorum ben diye düşünüyorsunuz arada. Neysecıma, enough of my crap.
Tren sahnesini görmek isteyenleriniz daha fazlaydı, o yüzden here we go,
🍀
Sirius Black oturduğu koltukta daha da yayılması mümkün değil gibiyken herkesi şaşırtarak iyice yayıldı. Ayaklarını yanındaki Peter'a dayamıştı, sırtı cama yaslıydı.
Yanındaki Peter Pettigrew sağındaki Ariel'ın saçlarını örüyordu, ağzındaki lolipopla garip sesler çıkarıyor, durmadan sevgilisi Maria Taylor'dan bahsediyordu.
Karşısındaki James Potter ayaklarını önlerindeki masaya dayamıştı, kafası yanındaki Jenna'nın omzuna dayalıydı, camdan dışarıya bakıyor, Jenna'nın anlattıklarına kafa sallayarak kızı olabildiğine rahatsız ediyordu.
Onun yanındaki Jenna Dare her ne kadar James'in kafa sallayışlarından rahatsız olsa da, ses çıkarmıyor, aksine büyük bir şevkle omzuna kafası dayalı çocuğun saçlarını okşuyor, Hayley Tate'e ne kadar alıştığından, ne kadar sevimli bir kız olduğundan bahsediyordu.
Peter'ın yanındaki Ariel Chase, uzun saçlarının Peter'ın tombul parmakları arasındaki hareketini hissediyor, çocuğun kendisine anlattığı sevgilisi dışında her şeyi dinliyordu. Parmakları alnına dayalıydı, dişleri dudaklarına geçmişti, derin düşünceler içindeydi.
Ariel'in karşısındaki Lily Evans, sırtını yanında oturan Remus'a dayamıştı, elindeki Muggle kitabının sayfalarını nazikçe çevirip duruyor, Remus'a kitabı anlatıyormuş gibi gözüküyordu.
Lily'nin yanındaki Remus Lupin, kızın kızıl saçlarının yüzünü gıdıklamasına aldırmıyormuş gibi gözükmek için elinden geleni yapıyordu, yüzündeki ifade Lily'nin anlattığı kitabı sevmemiş gibiydi, sadece kızı kırmamak için dinliyordu.
Remus'un tam karşısındaki Deborah Williams, elindeki asayla oynuyor, Peter'ın şekerlemelerini havada taklalar halinde uçuruyordu. Büyük bir çabayla kendisine uzak olan Jenna'nın lafına atlıyor, eklemeler yapıyor, konuya dahil oluyordu.
Sirius herkesi gözden geçirdikten sonra oturduğu yerde hafifçe toparlandı, saçlarından ellerini geçirip boğazını temizledi.
"Öncelikle, sevgili grubumun kız üyeleri, duyurmak isterim ki, sevgili arkadaşınız Ariel ile ayrılmış bulunmaktayız çünkü kendisi lezbiyen.--"
"Merlin aşkına Ciara!" Jenna çığlık attı. "Bunlar hep onun etkileri değil mi? Ay, ikinizin bir arada olmasını çok istiyorum, Merlin-- Sirius ile hiç yakışmıyordunuz--"
"Hayır Jen, saçmalama." Deborah asasını indirerek Peter'ın şekerlemelerinin yere düşmesini ve çocuktan tiz bir çığlık duyulmasını sağladı. "Sirius ve Ariel en sevdiğim çiftt-- tabii ki trafik lambam ile Potter'dan sonra."
"Eğer bir çift olsaydık, belki." Lily gülümsedi, ama hemen ardından yüzünü ekşiterek Ariel'e döndü. "Peki bizim niye bundan haberimiz olmuyor?"
Remus Lupin, Ariel'in çaresiz bakışlarına yardım etmek amacıyla atıldı. "Çünkü kendisi de pek emin değildi, ne diyeceğini kestiremiyordu."
Peter omuzlarını silkti. "Pekala, öylesine büyük bir olay değil, benim daha büyük bir haberim var."
Sirius, kendisine meydan okuyan Peter'a baktı gözlerini belerterek. "Pekala," sakin bir edayla çocuğa baktı. "Duyalım benim haberimi gölgede bırakacak kadar devasa haberini."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A Legend Called The Marauders
Fanfiction🍀 Çapulcu olmak bunu gerektirir. 🍀 Çünkü Çapulculuk herkesin altından kalkabileceği bir görev de değil. 🍀 Çapulculuk sadece dört kişinin, o özel dört kişinin bir arada bulunmasıyla gerçekleşecek bir sihirdi. James Potter, Sirius Black, Remus Lupi...