83. Bölüm: Valeria Alvin

731 56 54
                                    

Maria Taylor minik ellerini birbirine sürtüp ısıttı. Her zaman elleri soğuk olurdu, istisna hatırlamıyordu, en sıcak yaz günlerinde bile elleri soğuktu.

Karşısında oturan Peter Pettigrew kendisine bakıp gülümsedikten sonra cübbesinin cebinden her zaman onun için taşıdığı eldivenleri çıkarıp kendisine uzattı.

"Buyur, ellerin buz tutmadan giy hemen."

Maria ikiletmeden özlemle kendine çektiği eldivenleri özensizce ellerine geçirmeye başladı. Giymeyi başarıyla tamamladıktan sonra gözlerini kırmızı eldivenlerine dikti minik bir süre. Kendisi Hufflepuff olmasına rağmen Peter her zaman Maria'ya kendisinden daha çok Gryffindor olduğunu söyler dururdu. Bu eldivenleri de o yüzden kırmızı seçmişti Maria için.

Kendisinin gözleri eldivenlerden ayrılıp Peter'a döndü. Peter ile ailesini tanıştırmak istemişti bu yaz tatilinde ama Peter halasını yalnız bırakamayacağını, eniştesinin Muggle hastalığı yüzünden halasının hem maddi hem manevi olarak çok zorlandığını söylemişti. Sonuçta çok çocuklu bir aileye dışarıdan dahil olmuştu, tabii istemli değildi ailesini kaybetmişti ve ailesi öldürüleceklerini bile bile yaptıkları son işi Peter'ın halasına oğullarına kendi oğlu gibi bakması için yalvarmaları olmuştu. Halası da Peter'ı asla kendi oğullarından ayrı görmemişti. İstediği ve ihtiyacı olan ne varsa karşılamış, yüzü gülmediğinde Peter'ı asla tek bırakmamış, olabildiğince yalnız olmadığını hissettirmeye çalışmıştı.

Peter halasına minnettardı. Yaptığı her şey için, koşulsuzca sevdiği için, onu sadece eve eklenen bir boğaz olarak görmediği ve kendisine devamlı evde hissettirdiği için minnettardı. Her zaman da öyle kalacaktı. Halasının manevi olarak eninde sonunda toparlanacağını farkındaydı zaten, herkes eninde sonunda zaman adı verilen merhemin yaralarını teker teker örtmesiyle, tedavi etmesiyle iyileşiyordu. Hiçbir zaman eskisi gibi olmuyordu kimse, bazıları diğerlerinden daha eksik kalıyor, bazıları daha çok toparlanıyordu. Halası da eninde sonunda çocukları için tekrar ayağa kalkacaktı eniştesinin ölümünden sonra. Manevi olarak iyileşecekti ama maddi olarak hiçbir zaman rahat olmadıkları da varsayılırsa bundan sonraki günleri çile içinde geçecekti.

Peter bir şey yapması gerektiğini biliyordu ama ne yapabileceğini bilmiyordu. Her fırsatta minik işlerde çalışıyordu ama bu yeterli değildi. Daha büyük bir şey lazımdı ona, daha kurtarıcı, daha garanti.

Öte yandan halası kadar olmasa da çok sevdiği eniştesini sadece maddiyat kaynağı olarak gördüğü için kendisine sinirlenip duruyordu ama yapabileceği bir şey yoktu. Halası, kardeşi öldüğünde Peter için yas tutmamış, Peter için devamlı ayakta durmuştu.

Şimdi de Peter'ın halası için ayakta durması, halasını sımsıkı sarması ve onu her zaman güvenle ayakta tutacağına inandırması gerekiyordu.

Sıkıntı yapması gereken değildi, nasıl yapacağıydı.

Gücü yetmiyordu, yetemezdi zaten.

Peter ellerini aklına doluşan sıkıntılarla ellerinin arasına aldı. " Mar, ne yapacağım bilmiyorum ki. Başka kimseye de anlatamıyorum, Çapulcular anlamayacak bunu, herkesle de paylaşmak istemiyorum."

Maria, Peter'ın sıkıntısını anlayabiliyordu, empati yapamıyordu şu an ama Peter'ın sıkıntısının büyüklüğünü hissedebiliyordu. Peter'a maddi yardım teklif edecek kadar maddi açıdan güçlü bir ailesi yoktu, üstelik 3 kız kardeşi daha vardı okuyacak, annesi çalışmayı bırakalı da 1 yıl geçmişti.

Sıkıntısını hafifletmek istiyordu, Peter'a sadece yanında olduğunu hissettirmek yetmiyordu ona, bu kadar çok severken elinin kolunun bu kadar bağlı olarak sevdiğinin acı çekmesini izlemek ona zor geliyordu. Gerçi şu an başka çaresi yoktu.

A Legend Called The MaraudersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin