97. Bölüm: Çok Tanıdık ve Çok Yabancı

579 31 24
                                    

Jenna Dare, üstünde oturup bağdaş kurduğu yatağın sahibi olan James Potter'a dönüp kaşlarını çattı. Meseleyi iyice anlamaya çalışıyordu. Ellerini çenesine dayadı. Önce, Peter Pettigrew'in yatağının dibine oturmuş olan Remus Lupin'e, hemen sonra kendi yatağının üstünde oturup elindeki Bitki Bilim kitabının sayfalarını karıştırmakta olan Peter Pettigrew'a, yatağında ters uzanıp ayaklarını duvara dayamış kafası aşağı sarkan Sirius Black'e ve en son Remus Lupin'in yatağına yüz üstü uzanmış elindeki snitch ile oynayan James Potter'a baktı.

"Şimdi bana diyorsun ki, Remus'u Quidditch sahasında ağlarken buldum, doğru mu?"

James Potter, Jenna'yı aynı cümle için kaçıncı olduğunu bilmediği defa kafasıyla onayladı.

"Ve orada oturup ağlamasının sebebi de zaten ayrılacağını bildiği Hayley ile ayrılmış olmasıydı, doğru mu?"

Jenna, James'e dönüp çocuğun bir kere daha onu onaylamasını izledi. Jenna tekrar onay gerektiren bir cümle kuramadan Peter Pettigrew Bitki Bilim kitabının kapağını sertçe kapatıp sabırsızlıkla sordu: "Jenna, daha kaç defa aynı hikayeyi anlatacağız sana? Neyi anlayamıyorsun?"

"Anlayamadığım kısım şu, neden Remus ayrılacağını bildiği sevgilisiyle ayrıldıktan sonraki üçüncü gün hala bu kadar ölü duruyor?"

Sirius yüksek sesli bir kahkaha atıp doğruldu. Jenna'ya hayali bir öpücük gönderip muzipçe sırıttı. "Tabii, sen ve sevgili kardeşim Regulus mucuk mucuk öpüşürken 'aşk acısı' kavramını kaçırmış olabilirsin."

Jenna çocuğa tepki veremeden James, Remus'un yastığını kaptığı gibi Sirius'un suratına fırlattı. "Bari benim yanımda yapma! Jen ve herhangi birini şey yapar— Merlin'in donunun içine gir Pati!"

Sirius çocuğa dil çıkarttı. James'in yanındaki su şişesine baktıktan sonra asasını kaldırıp büyü mırıldandı. Su şişesi James'in üzerine dökülürken kahkaha attı.

"N'oldu Bay Mükemmel Refleksli Quidditch Kaptanı Arkadaşlarını Sevgilisinin Arkasında İkinci Planda Tutan James Potter? Islandınız mı biraz?" Sirius son cümlesiyle beraber ağzını açtı. Jenna anında yapacağı fesat espriyi anlatıp kulaklarını kapattı. James de anlamış olacaktı ki, Sirius'un konuşmasına izin vermeden lafa atladı.

"Öncelikle, sakın bir cümle daha edeyim deme! Bir de, arkadaşlarını sevgilisinin arkasında ikinci planda tutan ne demek Merlin aşkına? Daha güzel kelimelerle ifade edebilirdin, 10 yaşında daha güzel cümleler kuruyordun."

"Ne diyebilirim ki?" Sirius omuz silkti. "Arkadaş ihaneti kelime hazneme de vurmuş demek ki."

"Sirius! Ben sana ihanet falan etmiyorum! Nazlanmayı kes."

"Evans'a da böyle cümleler kurabiliyor musun yoksa sadece ihanet ettiğin arkadaşlarına mı söylüyorsun bunla—"

Jenna araya girmek zorundaydı. Yataktan kalkıp odanının ortasına dikilip ikilinin göz temasını kırdı. "Yeter! İkiniz de susun! Konumuz Remus, siz değilsiniz."

Peter ironik bir kahkaha attı. "Çok şükür, anlama kabiliyeti tamamen sıfır değilmiş."

Jenna şaşkınlıkla ağzının açılmasına engel olamadı. Peter'ın bugünkü agresifliğine alınmaya başlamıştı. Ne diyeceğini bilemeden ortada dikilirken diğerlerinin de aynı şaşkınlıkla Peter'a döndüklerini hissetti.

"Kuyruk, ağzından çıkanı kulağın duysun ki benim de ağzımı bozmayasın." James'in bir kere daha yardımına yetişmesi Jenna'ya nefes aldırdı.

Normalde böyle durumlarda kilitlenen tiplerden değildi; aksine, çok hızlı yükselen, kavga çıkaran, öfkesini kontrol edemeyen tipti. Niyeyse, belki de beklemediği bir kişiden gelmesi nedeniyle, duraksamış, ne diyeceğini bilememişti.

A Legend Called The MaraudersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin