11. BÖLÜM: "SÜRPRİZ TEKLİF"

45 3 0
                                    

   O gideli üç gün oldu. Üç devasa gün... Yetmiş iki koca saat... Henüz iki haftadır tanıdığım birine bu kadar bağlanmak çok saçma! Kalkıp biraz plan program yapayım kendime. Günlerimi nasıl geçireceğime karar vereyim. Liste mi yapsam? Evet, liste yapayım. Oldum olası bir şeyleri listelemeye bayılırım zaten. Bir kağıt ve kalem alıp oturdum. Oturmaktan kuyruk sokumuma ağrı girmişti. Anneannem aklıma geldi. "Biraz poponun sağına, biraz da soluna otur. Sabit oturursan götün ağrır" derdi. Kibar kibar, popoyla başlayıp götle bitirmişti canım anneannem. Serbey gittiğinden beri kahve içmiyordum. Çay mı demleseydim ne yapsaydım acaba... Vakit geçmiyordu.
-"3B23056!!"
Onlar...
Gidip kapıyı açtım. Bekliyordum zaten, büyük ihtimalle yabancı adamı evime aldığım için cezalandırılacak ve 'B' olan harfim 'C'ye düşecekti. Dördüncü Ada'ya bir adım daha yaklaşacaktım. Oraya gitmek benim için bir seçenek değildi. İntihar ederdim.
-"Evet yine merhaba..."
Bu sefer iki asker. Aynı askerler mi başkaları mı bilemiyorum. Hepsi birbirine benziyor.
- "3B23056, bu senin, oku ve cevabını bildir. Bekliyoruz."
Elime tutuşturdukları zarfı açtım ve okumaya başladım.

Sayın 3B23056;
Evlenmek üzere olduğunuzu öğrendik. Birinci Ada'daki yaşamınıza başlamadan önce evliliğinizin resmi şekilde onaylanması gerekiyor. Prosedür gereği bu işlem uzaktan yapılamayacaktır. Rızanız varsa size eşlik edecek askerlerimizle birlikte İkinci Ada'ya bekleniyorsunuz. Maalesef fazla vakit verememekteyiz. Askerlerimizin sizsiz dönmesi, 1A2098 ile evlenmeyi onaylamadığınız anlamına gelecektir.
Gönderen: 2A5730

-"B-Bu ne?"
-"Evlilik teklifi."
Askerin söylediği sözün komikliğiyle kıyafetinin ciddiyeti tezat oluşturuyordu.
-"Birincisi, evlenmek üzere değilim. İkincisi, 1A2098 kim hiçbir fikrim yok. Dolayısıyla bu evliliği onaylamı... Bir saniye! Bu... Serbey mi?"
-"Evet, yabancı adam."
İyi birine benziyordu evet ama henüz çok az tanıyordum. İki haftadır tanıdığım biri için tüm hayatımı değiştirmek delilikten başka bir şey değildi. Bu adayı bırakacak, belki de bir daha geri dönemeyecektim. Üstelik mavi evimi çok seviyordum. Birinci Ada'daki insanlarla beraber yaşamak neredeyse Beşinci Ada'ya düşmekle eş değerdi benim için. Asla yapamayacağım bir hayatın içine girecektim. Böyle bir karar vermek için tek bir mantıklı gerekçem yoktu.
-"Geliyorum."
Askerler de verdiğim cevaba şaşırmıştı.
-"Yalnız, hazırlanmam için vakit lazım."
-"En fazla bir saat verebiliriz. Araçta olacağız."
-"Bir saat sürmez bile..."
Dağınık saçlarımı toparladım. Dişlerimi fırçaladım. Üstümdeki ev kıyafetlerimi çıkarıp düzgün birşeyler giydim. Hızlıca küçük bir çanta hazırladım. Bir de sevdiğim eşyaları koyacak bir kutu hazırlamaya karar verdim. Fotoğraf albümünü, anneannemin en sevdiği fularını, annemin altın kolyesini, babamın not defterini ve kalemini koydum. Çocukluğumdan kalma bebeğimi de... Hazırdım.
-"Geliyorum."
Askerler beni görünce araçtan inip yanıma geldi. Elimdeki çantayı ve kutuyu aldılar. Son kez mavi evime baktım. Anneannemin evine...
-"A bir saniye lütfen..."
Lotus çiçeği biblom.
-"Bahçemle de konuşursam bu iş bitti."
Askerlerin şaşkın bakışları altında bahçemle vedalaşmaya başladım.
-"Biliyorum yaptığım hiç hoş bir davranış değil... Keşke sizi de yanımda götürebilsem. Neyse ki önümüzde yağmurlu günler var. Bol bol su içersiniz artık... Birbirinize sahip çıkın. Tartışmayın, küsmeyin. Salyangozlar yapraklarınızı mı yedi; daha çok yaprak verin. Polen için gelen arılara cömert olun. Sizi eşeleyip kakalarını yapan kedilere kızmakta haklısınız. Onlarla ilgili diyecek bir şey yok. Yaptıkları ayıp gerçekten de... Bana zor zamanlarımda yardımcı olduğunuz için çok teşekkür ederim. Sizi seviyorum."
Sanırım askerler de, duyguları olan birini gördükleri için biraz yumuşamıştı. Bir asker aracın kapısını açtı. Oturdum. Son kez bakıyor gibiydim evime. Değecek miydi buradan ayrılmama hiç bilmiyorum. Bildiğim tek şey; ona olan özlemimdi.

5 ADAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin