-"Kimsin sen?"
-"Serbey."
-"Nereden geldin?"
-"Dışarıdan."
-"Nasıl geldin?"
-"Günlerce tekneyle seyahat ederek."
-"Burayı nasıl buldun?"
-"Şans eseri..."
-"Ne demek şans eseri!?"
-"Belirsiz bir yere doğru gidiyordum. Karşıma adalar çıktı."
-"Neden Üçüncü Ada?"
-"Belli bir sebebi yok. Ortadaki diye onu seçtim."
-"Belli bir sebebi vardır belki... Mesela adadaki kız."
-"Luna... Onu orada tanıdım."
-"Neden onun evini seçtin?"
-"Boş sandım."
-"Elinden gelen bir iş var mı?"
-"Mühendisim."
Bir sessizlik oldu. Bu cevabı beklemiyor gibiydiler. Luna haklıymış, havalı bir meslek sahibiyim galiba...
-"Mühendissin demek..."
-"Evet."
-"Boyunu, kilosunu ölçün. Soyup vücut bütünlüğüne bakın. Sağlık kontrollerinden geçsin."
-"Emredersiniz."
Komutanlardan biri olduğunu düşündüğüm adamın yanından aldılar beni. İki askerin arasındaydım. Oradan oraya götürüyorlardı. En son laboratuvar gibi bir yere getirildim. Tahliller içindi herhalde. Buradaki askerler daha gençti. Tahmin ettiğim gibi tüm tahliller yapıldı. Biraz zaman geçtikten sonra da sonuçlar ellerindeydi.
-"Tahliller normal, bulaşıcı hastalık tespit edilmedi. Boy: 1.92, Kilo: 98, vücut sağlam. Dövüş sporları mı yapıyorsun?"
-"Yapmıyorum. Savaştaydık biz, ister istemez yapılı olduk. Sürekli birşeyler taşıdık. Koştuk. Sürekli hareket halindeydik. Kilosu fazla erkek kalmadı."
-"Seni özel koruma yapacağız."
Luna'nın içine doğmuş.
-"Tamam. Ne yapmam gerekiyor?"
-"Detaylı bilgi verilecek. Kısa sürede de eğitimler başlamış olur."
-"Tamam."
Ya benden hiç hoşlanmamışlardı ya da genel tavırları böyleydi. Çekiştirerek götürmek istemeleriydi bana bunu düşündüren. Yürü deseler yürürdüm zaten. Bir kadının karşısına oturttular beni. Hayattan bezmiş gibi bir ifadesi vardı kadının.
-"Merhaba, ben size bazı önemli bilgiler vermek ve sorularınızı cevaplamak için buradayım. Hemen başlayayım isterseniz... Yarından itibaren Birinci Ada'da özel güvenlik olarak işe başlayacaksınız. Orada yaşayacaksınız. Eğitimleriniz orada verilecek. Eğitim süresince de ödeme yapılacak. Ödemeler haftalık. Beş bin PUN alacaksınız."
PUN, 5 Ada'nın para birimiydi ve bildiğim tek şey Luna'nın fırından aldığı dünya kadar şeye toplam 2,5 PUN verdiğiydi. Çok iyi bir maaşım olacaktı yani... Şimdilik iyi gidiyordu her şey, onu şimdiden özlemiş olmamın dışında...
-"Eşiniz ve çocuklarınız var mı? Varsa aldırabiliriz yanınıza."
-"Yanıma derken, Birinci Adaya mı?"
Şok olmuştum. Luna bahsetmişti evet ama bir anda duyunca şaşırmıştım işte... Geriye tek bir sorun kalıyordu. Luna'yla evli olmadığımız gibi sadece iki haftadır tanışıyorduk.
-"Evet Birinci Ada'ya. Sadece yöneticilerimizin doktorlarına ve özel güvenliklerine has bir durum."
Yönetici deniyordu o heriflere demek ki...
-"Evlenmek üzere olduğum bir kadın var. Henüz evli olmamamız sorun olur mu?"
-"Evlenirseniz sorun olmaz."
-"Evleniriz o zaman. Çağırın lütfen."
-"Kim olduğunu detaylıca yazın lütfen buraya."
Kadın boş bir kağıt uzattı. '3B23056' yazıp verdim.
-"Eşiniz olacak kişinin harfi; 'B'ymiş. Bu sorun olabilir."
-"Nasıl yani?"
-"Bir itaatsizlik yapmış ki, harfini düşürmüşler. Kayıtlara geçmiştir muhakkak. 'A' dışında harf alındığını görmedim Birinci Ada'ya."
Olamaz.
-"Ne olacak peki?"
-"Komutanlarımıza soracağım."
Hiçbiri benden hoşlanmamıştı. İyilik yapacak bir durumları yoktu. Hayal kırıklığı içerisindeydim. Kadın hızlı adımlarla geri döndü.
-"Sanırım mühendismişsiniz. Size her türlü ihtiyaç olabileceği sonucuna varmışlar. İzin çıktı."
-"Ne olacak şimdi? Luna nasıl gelecek buraya?"
-"Askerlerimiz sizi getirdikleri gibi kendisini de getirecekler. Tabi rızası olursa, henüz evlenmediğinizi söylediniz."
Evlilik teklifini askerler vasıtasıyla yapmak istemezdim Luna... Umarım kabul edersin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
5 ADA
FantasyZamanı ve mekanı belli olmayan bir hikayedesiniz. Ülkeler artık yaşanmaz halde, çözüm taşınılan adalar mı, yoksa durum orada da aynı mı? İnsan gittiği her yere aynı adaletsiz düzeni mi götürüyor? Peki ya bu şartlarda birbirini sevebilmek mümkün mü...