Luna'nın verdiği gazla direkt Meli'yi aramaya koyuldum. Zaten aşk dolu didişmelerini daha fazla çekemeyecektim. İkisi birbirini gerçekten çok seviyordu. Birbirlerine bakışlarını yakalayan biri aralarındaki çekimi hemen anlardı. İşte şimdi ben de aynı duygunun peşinden gidiyordum. Oldum olası güzellik değil de şirinlik peşinde oldum. Meli'yi gördüğüm anda beynimde şimşekler çaktı. "İşte aradığım kadın!" dedim. Onun beni beğenme ihtimali, yok denecek kadar azdı fakat bir mucize oldu işte... Benden hoşlandığına dair birşeyler yakaladım bakışlarında... Kadınlar genelde daha 'sert' tipli adamlardan hoşlanıyor biliyorum. Ben biraz, nasıl desem, arkadaşlık yapmayı tercih edecekleri bir tipim. Orta boyluyum, kumral ve açık mavi gözlüyüm. Kilom da boyuma göre fazla, dolma parmaklıyım. Standart bir kadın için pek cazip bir tarafım yok yani... Neyse ki Meli, standart bir kadın değil. O, çok akıllı bir kadın. Bendeki cevheri de görmüştür mutlaka!
Delirmiş gibi her yerde onu arıyorum. Bir yandan da, aklımda ona söyleyeceklerimi toparlamaya çalışıyorum. Süslü cümlelere aldanacak biri değil. İçten gelen birkaç kelime büyük ihtimalle daha etkili olacaktır. En son küçük kütüphaneye bakıyorum. Salak kafam! En önce bakmalıydım. İşte orada... Arkası dönük bir şekilde elinde tuttuğu bir kitabı inceliyor. Kabarık kıvırcık saçları minyon vücuduna göre çok hacimli duruyor.
-"Ooo!!! Saçın kadını var!!!" deyiveriyorum. Hay ağzımı sikeyim! Düşüne düşüne bunu mu dedin embesil herif!
Bana döndü. Neyse ki, gülümsüyor.
-"Hiç sorma! Buranın suyundan mıdır, havasından mıdır bilmiyorum. Hep böyle kabarıyor saçım."
-"Şahanesin bence..." Al işte! Yine saçmaladım! Bi dur ya, bi dur! Bi koşma hemen!
-"Teşekkür ederim. Sen de hiç fena sayılmazsın."
Bana mı dedi o??? Hiç fena değil miymişim?
-"Meli... Aslında ben, seninle bir şey konuşmak istiyorum." Heh şöyle, korkutmadan.
-"Biliyorum Kamo, benden çok hoşlanıyorsun."
-"Çok mu belli ettim yaa??"
-"Evet, çok belli ettin."
-"E madem belli ettim. Evet, senden çok hoşlanıyorum. Etraftaki tek çift Luna ve Serbey olmasın bence... Hem biz onlardan çok daha sempatiğiz. Onlar nasıl desem... Biraz... Sevimsizler."
-"Öyle mi düşünüyorsun? Bence tam tersi çok tatlılar. İkisi birbirine çok yakışıyor."
-"Yani... Evet yakışıyorlar da... Fazla kusursuzlar. Kız güzel, erkek yakışıklı... İlgi çekici bir çiftler. Pembe dizilerden fırlamış gibiler. Bizse... Daha gündelik hayattanız."
-"İyi bir şey mi söyledin Kamo? Bizi biraz gömdün gibi geldi de..."
-"Offf! Sıçıp batırdım değil mi?"
Güldü.
-"Yok yok, haklısın. Gayet uyumlu bir çift oluruz bence de..."
-"Nasıl sence de? Nasıl uyumlu bir çift oluruz?!"
-"Bilmek istediğin o değil miydi? Seninle bir çift olmak isteyip istemediğim?"
-"E- Evet..."
-"Tamam işte... İstiyorum."
-"Ne istiyorsun???"
-"Seninle bir çift olmayı Kamo."
-"Ta- Tamam..."
İnanamıyordum Şimdi ne yapacaktım??? Teşekkür mü etmeliydim? Gidip sarılmalı mıydım? Direkt öpsem hayvanlık olacaktı. Ben de hiçbir şey söylemeden dışarı çıkıp onun yanından uzaklaşmaya karar verdim. Evet. Kocaman bir geri zekalıyım çünkü...
Koşar adım Luna'nın yanına gittim. Sanki odaları yokmuş gibi hala kapının önünde oturuyorlardı karı koca... Serbey beni görünce garip bir şekilde süzdü. Sanki beni ilk defa görüyor gibiydi. Anladığım kadarıyla, arkamdan dedikodu yapmışlardı.
-"Nabersiniz yaa??? Bakın, kuş beyinli arkadaşınız geldi." dedim.
Luna gülümsedi. Serbey hala beni süzmekle meşguldü. Dediklerimle ilgilenmiyor gibiydi.
-"Ne oldu??? Kötü mü gitti ilk açılma?"
-"Sorma Luna, aslında muhteşem gidiyordu. Ta ki; ben kızın yanından kaçana kadar."
-"Nasıl yanından kaçana kadar?? Panik mi yaptın??"
-"Aynen, benimle çift olmak istediğini söyleyince..."
-"Seninle çift olmak istediğini mi söyledi?! Bu harika Kamooo!!!"
Luna içten bir şekilde sevindi. Serbey ise, garip bir şekilde tepkisiz kalmıştı.
-"Ya böyle anlatınca da, sanki ilk o açılmış gibi oldu. Aslında ilk ben konuya girdim. O da öncesinde anlamış zaten birşeyler. Yani artık tek çift siz değilsiniz buradaki, size rakip olduk. Sen ne diyorsun bu işe oğlum?? Arkadaşın sevgili yaptı sense hiç yorum yapmıyorsun. Hayırdır??"
Serbey gözlerini gözlerime dikti. Meydan mı okuyordu yoksa şüphelendiği birşeyler mi vardı anlaşılmıyordu.
-"Sürprizlerle dolusun Kamo" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
5 ADA
FantasyZamanı ve mekanı belli olmayan bir hikayedesiniz. Ülkeler artık yaşanmaz halde, çözüm taşınılan adalar mı, yoksa durum orada da aynı mı? İnsan gittiği her yere aynı adaletsiz düzeni mi götürüyor? Peki ya bu şartlarda birbirini sevebilmek mümkün mü...