61. BÖLÜM: "BATAKLIK"

41 2 0
                                    

   Luna'yı görmeyeli çok uzun zaman geçti. Belki de o kadar uzun zaman değildir. Bana öyle geliyordur. Onu o kadar çok özledim ki; kalbim acıyor. Mecaz anlamda değil, gerçekten kalbime binlerce iğne batıyor gibi... Sürekli onu o adamla düşünmek beynimi sikiyor. Baş ağrılarıma ilaçlar yetmiyor artık... Denizde intiharı düşündüğüm zaman bile bu kadar çaresiz değildim. Ben, ben değilim artık... Ruhsuz bir bedenden ibaretim.
   Sırf o pislik, oturduğu yerde rahat edemesin diye kaçak olduğum haberini yaydım. Diken üstünde yaşasın, tek gözü açık uyumak zorunda kalsın diye!!! Bir yere gitmedim. Kamo'yla beraber karargahın bodrum katında rutubetli ve karanlık bir odada kalıyoruz. İkimiz de hala gizli bir şekilde planın parçasıyız. Burada herkes, her şeyin farkında, rahatça dolaşıyoruz ortalıkta ta ki dışarıdan biri ya da birileri gelene kadar. O zaman odaya geçip gitmelerini bekliyoruz. Kayıp olarak bilindiğim için yeni bir ekip lideri sunmamız lazımdı. Asker'i yeni lider olarak gösterdik. Gerçekte ise düzen değişmedi. Planımız iyi gidiyor. Tıkır tıkır işliyor bile denebilir. Her şey tam da istediğimiz gibi... Yine de mutlu değilim. Luna'sız mutlu olmam mümkün değil zaten. Bir gün kavuşacağımızı biliyorum. Kaç kere ayrı düştüğümüz halde her seferinde ellerimiz birleşti. Bu sefer neden olmasın... Başaracağız!
-"Yine daldın..."
Herkes beni toparlamak için çok uğraş verdi. Özellikle de Kamo ve komutan. Bataklığa saplanmış şekildeydim ve kurtulmak için çırpınmıyordum bile... En dipteyken yakalayıp tuttular. Tam çıkmamış olsam da en azından başım dışarıda artık... Ağzımdan burnumdan hava giriyor işte!
-"Hoooppp!!! Sana diyorum birader!!!"
Kamo hiç vazgeçmedi benimle iletişim kurma çabasından. Bazen Meli'yle aralarında konuştuklarını duyuyorum. Yavaş yavaş aklımı yitirdiğimi düşünüyorlar. Duymamışım gibi davranıyorum. Kızacak değilim. Haklılar çünkü.
-"Konuşmayacaksan ben gidiyorum!"
-"Nereye gideceksin Kamo!? Herifler gittiğinde haber vereceklerdi!"
-"Oh bee!! Paşam konuşmayı unutmamış demek!!!"
Tüm plan son bir güne bakıyordu artık. "Büyük Gün"e... Beşinci ve Dördüncü Ada'nın bu süreçteki idaresini Kamo'ya verdim. İkinci Ada'nınkini Asker'e... Neredeyse firesiz şekilde askeri birliğin tüm üst kadrolarına kendisine bağlı askerleri yerleştirdi son bir ay içinde. Hepsi bizden gelecek harekat emrini bekliyor. Deniz ulaşımının başına ki; bizim için çok önemli olacak, kaptanı getirdim.  Otuz üç senelik deneyimiyle bu yetkiyi sırtlayabileceğini biliyordum. Kendisine kaptanlardan oluşan bir ekip kurdu. Onlar da hazır şekilde beklemedeler. Birinci Ada'nın idaresi tabii ki komutanda olacak. Ona en zor görev düştü. Başarabilecek tek kişi de o. Ben kendimi Üçüncü Ada'nın idaresine atadım. Luna'nın adasına... Mavi evinin olduğu adaya...
   Odanın kapısı sertçe vuruldu. Kamo yerinden fırlayıp açtı. Bu aralar her işe o koşuyor zaten. Aklımın yerinde olmadığını düşünüyor ve hareketlerimi çok ağır buluyor. Geçen gün bana, dedesinin seksen yaşındaki halinin benden çok daha dinç olduğunu söyledi. İçi çürümüş, huysuz, yaşlı bir adamla aynı odayı paylaşmak çok zormuş. Bu da onun, hayattaki sınavıymış.
-"Gittiler. Çıkabilirsiniz."
Bu aralar onların adamlarından çok gelen giden oluyor. Görevle ilgili gidişatı yerinde incelemek istiyorlar. Biz aşağıda odada olduğumuz zamanlar, yukarıda adeta bir tiyatro oyunu sergilenmekte. Onların önüne bambaşka dökümanlar koyuluyor, asıl yapacağımız şeyden tamamen farklı bir senaryo anlatılıyor. Duyduğumuz kadarıyla yönetici denen haysiyetsizler, olan bitenden gayet memnunlar. Tam da isteğimizi gibi...
-"Hadi gel çıkıp biraz hava alalım."
-"Sen git Kamo, ben burada kalacağım. Uzanacağım biraz."
-"Sürekli uzanıyorsun zaten!!! Odadan sadece sıçmak ve toplantılara katılmak için çıkıyorsun!!! Kaç gündür duş almadın sen!? Leş gibi kokuyorsun oğlum!!! Yakında oksijen tüpüyle oturacağım odada! Hatta bana yeni bir oda vermeleri için yalvarabilirim! Kalk hadi silkelen kendine gel!!!"
Dün öğlen duş almıştım. Pis değildim. Kokmuyordum. Sadece beni her seferinde farklı yerden vurmaya çalışıyor, "Ya tutarsa" diye şansını deniyordu. "Belki bu sefer canlanır!!" diye... Canlanmamın tek ihtimali vardı. O da benden uzaktaydı. Ne yapıyordu acaba? O pislik herif ona iyi davranıyor muydu!? Hiç dokunmuş muydu ona!?? İğrenç ellerini benim karıma sürmüş müydü!?? Ya korkutuyorsa onu!?? Yine midem bulanmaya başlamıştı. Kusacak gibiydim. Çıkıp hava almak iyi olacaktı.
   Kamo'yla beraber giriş katına çıktık. O Meli'nin yanında gitti. Bense gidecek yerim olmadığı için dışarı çıktım. Yüzüme iyice soğumuş olan hava çarptı. Kışın tam ortasındaydık. Ara ara kar yağıyordu hatta... Luna'm üşüyor muydu? Zannetmem. Orada hissetmeyeceği bir şey varsa o da soğuk... Büyük ihtimalle kış olduğunu bile anlamıyorlardır hiçbiri. Sıcacık evlerinden çıkıp onlar için önceden ısıtılmış araçlarına biniyorlar. Aynı şekilde yazın kavurucu sıcağı da anlaşılmaz mesela...
   Düşüne düşüne dünyanın yolunu yürümüşüm. Geri dönmeye enerjim kalmadı. Bir kayanın dibine oturdum. Gerçekten şu an her şeyi bıraksam ve kaçıp gitsem... Luna'yı bulmaya çalışsam... Sadece düşüncesi bile bedenime güç verdi. O halsiz adam gitti yerine gençleşmiş bir adam geldi.
   Hayal kurmaya devam ettim. Karımı o şerefsizlerin elinden kurtarıyorum. Beraber geleceğimiz hakkında konuşuyoruz. Aslında beş çocuk istediğimi ama bunu ondan sakladığımı söylüyorum. Gözleri büyüyor. Ciddi miyim diye yüzüme bakıyor. Ne yapacağı belli olmaz. Dizini karnıma falan geçirebilir. Öpüyorum saçından. Yüzünden. Sıkıca sarılıyorum. Kokusunu içime çekiyorum. Hayal ettikçe kendime geliyorum. Eski güçlü Serbey gibi hissediyorum. Hemen şu an gitsem mi?? Kaçırsam mı onu oradan?? Sonra aklıma gerçekler geliyor. Evin etrafındaki güvenlik sistemleri, kameralar, silahlı onlarca özel güvenlik... Böyle manyakça şeyler yaparak değil onu kurtarmak, ona yaklaşamam bile... Daha ilk adımımda öldürülürüm. Mantıklı olan neyse onu yapmalıyım. Sabırlı olacağım ve akıllıca hareket edeceğim. "Büyük Gün" gelince, seçeneklerini sunacağım. Hangi yöntemi seçerlerse o şekilde siktirip gidecekler hayatımızdan. Ben de tekrar Luna'ma kavuşmuş olacağım.

5 ADAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin