Kitap 2 / Bölüm 5

102 16 16
                                    

***2327** kelime.

Keyifli okumalar

      ''E-E-efendim size her şeyi anlatacağım. Lütfen beni de öldürmeyin, beni bağışlayın lütfen efendim.'' Hancı yalvarmaya başlamıştı çoktan. Mundo sıkıldığını belli edercesine üfleyerek ''Şimdi seni öldürüp başka yere geçeceğim! Eğer hemen anlatmaya başlamazsan!'' Mundo konuştu.

    Hancı yaşama isteğinin verdiği heyecan ve korkuyla konuşmaya başlamıştı.

-----

     Hancı, içinde ölüm korkusundan dolayı kekeleyerek konuşmaya başladı. "E-ef-efendim. B-büyük—"
    Konuşması, Mundo'nun sözünü kesmesiyle yarım kaldı. "Kekelemeyi bırak. Seni öldürmeyeceğim. Düzgünce ve sakince anlat. Bütün günümü seninle harcayamam. Rahat ol." Mundo etrafına göz atarak sırıttı. "Biz bizeyiz. Bak burada kimsecikler kalmadı."  Mundo bu sözleri söyledikten sonra suratındaki gülümseme bir anda yok oldu. Hancıya tekrar döndü. Ve ona konuşmaya başlaması için işaret yaptı. Hancı, bunun üzerine korkusunu biraz olsun bastırarak kendini sakinleştirdi ve konuşmaya başladı.
     "Efendim, Büyük Nagobdie Savaşı'ndan sonra kötülerin nüfusu sadece beş bin kişi civarlarına kadar düştüğü söyleniyor. Yaguro'o'odan uzun süre haber alınamayınca onun öldüğü söylentisi çok hızlı yayıldı. İlir adında bir karanlık tarafın yolcusu adam Yiang Tarikatı tarafından yakalanmış. Ve bir hafta içinde Nomui Krallığı'ndaki Yiang Ana binasının önünde idamı gerçekleşecekmiş."
     Mundo'nun, bu haberi duyunca kaşları çatıldı. İlir'in enerji havuzu patlatılmıştı. Buna rağmen o arenadan sağ çıkmayı başarmış, üstüne yakalanmadan kaçmış ve bu kadar uzun süre idare edebilmişti. Hem şaşırmış hem de kafasında İlir'i kurtarma planları kurmaya başlamıştı. Hancı, Mundo'nun kaşları çatılınca duraksamıştı. Ardından devam etti.
     "Geçtiğimiz günlerde Genç Efendi Urotsu, Nomui Krallığı'nın BaşKomutanı ilan edildi. Tarihte en genç başkomutan olan ikinci kişi olarak tarihe geçti. Aynı zamanda kendisi İlah seviyeye geçmiş. Henüz 19 yaşında olduğu bilindiği için tarihteki en büyük dahilerden biri olarak anılıyor."
    Mundo'nun yüzü bu sefer sinirle gerilmişti. Bir an için düşüncelere daldı. Kendi içinden düşünmeye devam ediyordu. "Demek ilah seviye. Hemde 8 yıl içinde. Gerçekten de aşırı güçlenmiş. Sanırım artık onu yenecek seviyede olmayabilirim. Ancak bu intikamımı almayacağım anlamına gelmez. Gerekirse onu sakat bırakacağım öyle öleceğim. Ona ömür boyu iz bırakmadan ölemem!!" Mundo düşündü. Ardından tekrar hancıya döndü. Hancı ise tekrar konuşmaya başlamıştı.
      "Ödül avcıları Feraok, o savaşta öldü. Karanlık güçlerin tarikatı çöktü. Yiang Tarikatı daha eşitlikçi davranmaya başladı ancak Yaguro'o ve ekibine dahil olanlar için izledikleri yol aynı. O ekiptekilerin hepsini yakalayıp öldürmek istiyorlar. Krallıklar arası anlaşmalar imzalandı ve barış hüküm sürüyor. Arenada savaştan sağ kalan çok az karanlık tarafa ait kişiler dünyanın her yerine dağıldı. Karanlık tarafın tek umudu, Mundo isimli bir çocuk.. Gerçi 8 yıl sonra genç bir delikanlı olmuştur."
Hancının bu sözlerinden sonra Mundo sırıttı. "Peki, niye tek umutları Mundo? Mundo'dan ne bekliyorlar ki ona bel bağlamışlar?" diye sordu. Hancı ise konuştukça daha da sakinleşiyordu.
"Mundo'nun soyunun saf karanlığın efendisinden geldiğine inanılıyor. Aynı zamanda Karanlığın, Yaguro'o'dan sonra güvendiği tek vaad edilen isim Mundo'dur. Gerek yaptığı fedakarlıklar, gerek yaptığı savaşlar ve izlediği yol. Özellikle, o büyük savaştan hemen sonrasında ortadan kaybolmadan önce büyük bir birliği bozguna uğratıp kendi izini her şeye ve herkese rağmen yok etmesidir. Kendini saklamayı çok iyi başarmış ve gizlice adam toplamaya başladığı içindir."
Mundo artık iyice sırıtmaya başlamıştı. Birileri onun adına dedikodular çıkartıyordu ve bunlar asılsızdı. Bu dedikoduları çıkaranların amacının ne olduğunu anlamaya çalıştı. Mundo'nun düşündüğünü gören hancı sessizleşti ve cümlesine devam etmedi. Konuşmak için Mundo'nun ona bakmasını ve onay vermesini bekliyordu. Mundo düşünürken, "Aslında bu bir mesaj mı? Birileri bana mesaj mı göndermeye çalışıyor?" Mundo'nun kafasındaki soru işaretleri artıyordu. "Acaba ustam Hayalet mi böyle bir söylentiyi yaydı? Yoksa Karanlığın eski Lideri Koute? Eski Baptoi Kralı Zereina? Yoksa dur!! Yoksa Yaguro'o mu?"
      Mundo, düşünerek bu işin içinden çıkamayacağını anladı. Hancıya dönerek konuşmaya başladı. "Hancı, peki bu Mundo denilen kişi, bu insanları nerede topluyor? Onu biliyor musun?"
     "Hayır efendim. Belirli bir yer ya da krallık söylenmedi. Nerede toplandıklarını henüz kimse bilmiyor. Tam yanımızdaki binada da olabilirler, dünyanın öbür ucunda da. Kimse bir fikir sahibi değil. Ancak diğer üç krallık aralarında anlaşma yaptıkları için, tüm karanlık tarafta olan insanlar toplansa bile onları tehdit olarak görmüyorlar. Hatta tüm kötülerin bir meydanda birleşmesini ve meydan savaşına çıkmalarını umuyorlar. Böylece tüm karanlığı tek seferde yok edebilecekler. Beş bin kişiye karşı milyonlar. Bu savaşın sonucunu anlamak için zeki olmaya gerek yok efendim." Hancı soluklandı. Ardından devam etti.
     "Onların asıl korktuğu şey, Mundo ve diğer karanlık tarafın üyelerinin gizli bir şekilde gölgelerde hareket edip, sürekli suikast yapıp şehirlerin ve kasabaların düzenlerinin bozulması. İnsanların içine her an ölme korkusu yaymaları. Krallıklar onları artık bulmakta iyice zorlanmaya başladı çünkü şuan hayatta kalan tüm kötüler ve karanlık güç sahibi insanlar ya çok güçlü ya da gizlenmekte çok iyi usta. Bu yüzden kalan kötülerden herkes çekiniyor."
     Hancı anlattıklarından, Mundo'nun hala etkilenmediğini ve daha fazla bilgi istediğini anlayınca tekrar söze devam etti.
    "Ödül avcıları, Feraok'un ölümünden sonra yönetiminde bir değişiklik yapmadı. Karanlık güce sahip kişileri aramıyorlar. Rastgele kişilere konan ödül için gidiyorlar. Onun dışında 2 yıl sonra tekrar Büyük Dünya Turnuvası var. Ancak krallıklar bu turnuvayı geçtiğimiz üç sene önce yapmadı. Çünkü aynı şeylerin yaşanacağından korktular. Ama bu beşinci yıl dolduğunda tekrar yapacaklar. Sanırım benim anlatacaklarım bu kadar efendim. Sizin sormak istediğiniz bir şey var mı?" diyerek hancı sözünü bitirdi.
     Mundo ise düşünmeye devam ediyordu. Geçmiş üzerine düşünürken, Ölümcül Üç ekibinden sadece Koute yaşıyordu. Ya da en azından kesin ölüm haberi gelmemişti. Eski Kral Zereina'da yaşıyordu. Muhtemelen. Kalyus ölmüştü. İlir bir hafta içinde idam edilecekti. Yaguro'o. Onun yaşadığı belirsizdi ancak Mundo, onun öldüğüne inanmıyordu. Mundo'nun aklına birden Yunloa geldi. Onunda enerji havuzu patlamıştı. Acaba o ölmüş müydü. Mundo, hancıya döndü.
    "Hancı, Yaguro'o'nun ekibinde Yunloa isimli genç bir kız vardı. Ona ne oldu? Arenada öldü mü yoksa kaçmayı başardı mı?"
    "Efendim, o kızı hatırlıyorum. O kızı bir krallık hanedanı zorla alıkoyup bir haremde cariye olarak sunuyor. Ama şu—"
    Adamın sesi Mundo'nun boğazına yapışmasıyla kesildi. Hancı korkuyla Mundo'ya bakarken, elleriyle ise Mundo'nun kolunu tutuyordu. Mundo'nun gözlerinden siyaj dumanlar yükselmeye başlamıştı. Etrafından ölümcül bir enerji yükseliyordu. Ayağının altındaki tahta zemin, Mundo'dan çıkan enerjiyle çatlamaya başlamıştı. Mundo tıslayarak dişlerinin arasından doğru konuştu.
    "Bana. Onun. Nerede. Tutulduğunu. Söyle.!!"
   Mundo kendini kontrol etmekte zorlanıyordu. "En azından ölseydi daha iyiydi. Ya da kaçmayı başarsaydı... Hiç gücü yokken kimseye direnememek. Ve zorla alıkonulmak. İşte bu çok adice şerefsizler!!" Mundo içinden düşündü. Fark etmeden hancının boğazını daha da sıkmaya başlamıştı. Hancı nefessizlikten boğulmak üzereydi. Kısık kısık inlemeler çıkarıp Mundo'nun elinin altında çırpınıyordu.
     Mundo, elini biraz daha gevşetti ve hancının konuşabilmesini sağlayacak kadar gevşek bıraktı. Ancak hala eliyle boynunu tutmaya devam ediyordu.
    Hancı, nefes almaya başlayınca derin nefesler alıp vermeye başladı. Başı dönmeye başlamıştı. Muhtemelen beyni oksijensiz kalmıştı ki az kalsın ölecekti.
"Efendim. Nomui Krallığı'nda bir genelevde. Tam olarak neresi olduğunu bilmiyorum. Tanrılara yemin olsun ki bilmiyorum efendim." Hancı korkuyla dolu yeminler ederken bir yandan çırpınıyordu.
"Hancı, sence ben kimim? Biliyor musun? O bahsettiğin Mundo adlı kişiyim." Mundo konuştu.
Hancı, Mundo adını duyduğu anda gözleri faltaşı gibi açılmıştı. Artık canı için yalvarmayacaktı. Burada öleceğini, Mundo'nun karşısında olduğunu öğrendiği an kabullenmişti. Çırpınmayı bıraktı. Çaresizce öldürülmeyi bekledi.
Mundo, hancının gözlerine baktığında, onun gözlerindeki ilk korkuyu ve umutsuzca ölümü kabullendiğini gördü. "Seni öldürmeyeceğim. Hayatta olduğumu ve bir gece ansızın ortaya çıkacağımı herkese duyur. Verdiğin bilgiler için teşekkür ederim. Yanına bir daha uğrayacağım. O zamana kadar ölmemiş ol."
Mundo sözü biter bitmez adamın boğazını sıkmayı bıraktı ve yavaşça siyah dumana dönüşecek hiçliğe karıştı.

Yaguro'oHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin