Klefnoa ve Ruaqred handan aceleyle çıktılar. Turnuva sahasına doğru yol almışlardı. Arenaya vardıklarında herkes arenadan çıkıyordu. Çıkanları izlemeye başladılar. Yaguro'o acele etmeyen bir tip olduğu için en son çıkabilirdi. Ruaqred bir kapıya, Klefnoa diğer kapı tarafına geçmişti. Aradan üç saat geçtiğinde herkes arenayı terk etmişti. Yaguro'o ve Mundo yoktu. Tekrar bir araya geldiler.
''İkiside yok. Neredeler ki? Kahretsin!!'' Ruaqred sinirlice bağırdı. Klefnoa bir güvercin çağırdı. Güvercine birşeyler fısıldadı. Güvercinler ile zihinsel bağlantı kurabiliyordu. Ne de olsa güvercin kralı onun ortağıydı. Güvercin ile konuşmasını bitirdi.
''Şu kuleye gidelim. Gecenin Katillerine girmekten pek haz etmiyorsun ancak zorundayız. Koute orda olabilir.'' Klefnoa konuştu. İkisi birlikte binaya doğru yürümeye başladılar.
''Koute'ye bir şey olmaz. Ancak içimde biraz şüphe var. Bir bokluk olsa gerek.'' Dev adam Ruaqred konuştu.
''Aynen. Birşeyler dönüyor. Şimdi Hayalet'te o binadadır. Eğer Koute ordaysa.'' Klefnoa bıkkınlıkla konuştu. Avcılık konusunda kıskandığı en çok kıskandığı kişi Hayalet idi. Onun cinsiyetini bile bilmiyordu. Bu yüzden onu her gördüğünde meydan okumamak için kendini zor tutuyordu.
''Neyse, biraz acele edelim. Ve oraya gidelim.'' Ruaqred konuşup konuyu kapattı.
--------------------------------------
Koute, hız iksiri içti. Yaklaştıkça hiç sevmediği bir enerji dalgası ile karşılaşıyordu. Yaguro'o ve Mundo'yu bıraktığı alana geldiğinde tam anlamı ile şok oldu oldu. Şokun üstüne kafası karıştı. Bir saniye daha düşününce korkmaya başladı.
-----------------------------------
8 Dakika Önce, Mundo tarafı
Mundo, boğazından kavranmıştı. Duman halindeyken ilk defa biri onu böylesine rahat kavramıştı. Arkasına baktı. Yaguro'o düşünüyor gibi görünüyordu. Yaguro'o, ''Kaçacağım dediği zaman, onun Engerek adlı zehir hançerini almıştı. Yaguro'o'nun kırmızı kılıcı ise alanın ortasında duruyordu. Adamdan aparkat yediği sırada düşmüş olmalıydı. Yaguro'o geçen 15-20 saniyenin ardından kararını vermişti. Işınlandı.
Onun ışınlandığını gören adam ''Nereye gitti bu?!!'' diye bağırdı. Mundo onun açığından faydalanarak hemen ileri seviye duman tekniğini etkinleştirdi. Hemen Yaguro'o'nun kırmızı kılıcını aldı. Beklemeden boğazını tutan adama bakıp kendisine en yakın olan düşmanına saldırdı. Jekroa, Mundo'nun ne yapabileceğini merak ediyordu. Hamle yapmadan, bir dakika beklemeye karar verdi.
Mundo, en yakınındakine saldırdığında, adam saldırıyı beklemediği için hazırlıksız yakalanmıştı. ''Savaş Kılıcı'' Mundo bağırdı. Kılıcı adamın boynuna doğru savurup pürüzsüz bir kesik atmıştı. Artık adamın bedeni iki parça halindeydi. Dostlarının öldüğünü gören diğer Yiang Adamları topluca saldırıya geçti. ''Yasak Teknik, Doğanın Karanlığı'' Mundo tekniği söyleyip etrafındaki ağaçlardan, çiçeklerlerden enerji çekmeye başladı. Bir yandan enerji çekerken bir yandan saldırıyordu.
''İki kişi başta ölmüştü. Şimdi bir kişi öldürdüm. Bunlar on altı kişiydi. Şimdi on üç oldular.'' Mundo düşündü. Kazanacağına inanmıyordu. Fakat ölmeden ne kadar çok öldürürse o kadar rahat göçecekti bu dünyadan.
Mundo enerjisinin dolduğunu hissediyordu. ''Yasak Teknik, Ölümün Nefesi'' Mundo bir teknik daha kullandı. Tekniği söyleyince aniden sise dönüp yok oldu. Ona saldıran adamlardan dört tanesi beyinleri patlayarak öldü. Bu teknik düşmanın burnundan girip solunum yollarına gitmek yerine direk beyin bölgesine gidiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaguro'o
FantasíaNasıl pişman olacağınızı sadece sizler belirleyebilirsiniz.. Her zaman bir seçenek daha vardır değil mi? Sonuç belli fakat ilerlediğiniz yolu siz seçeceksiniz. Sonuç ise pişmanlık, Yoldaşlar.. O halde; Bu kapağı okuyup geçtiğinizde...