Bu bölüm beni Konsey'e layık gören dostlarıma ithaf edilmiştir. Konsey'in çömezi benim artık :D Ayrıca Konsey şerefine 3200 kelimelik bölümle karşınızdayım. Keyifli okumalar.
Koute'nin yüzünde Yaguro'o'nun anlam veremediği bir gülümseme vardı. Sanki tanrılar Koute'nin peşine düşmeyecekmiş gibi mutluluktu bu. En azından Yaguro'o'nun düşündüğü buydu.
Birkaç saat daha dövüşleri izledikten sonra güneş batmıştı. Bu günlük dövüşler bu kadardı. Yavaş yavaş herkes gitmeye başlamıştı. Koute, Yaguro'o ve Kalyus dışarı çıkmıştı. Kalyus, ''Görüşürüz.'' diyip başka yöne gitmeye başladı. Yaguro'o, hızlı bir yürümeyle Kalyus'un yanına geldi.
''Kalyus, sen nereye gidiyorsun?'' Yaguro'o sordu.
''Wetsu Ormanına gidiyorum. Orası benim evim.''
''Nasıl yani?'' Yaguro'o'nun kafası karışmıştı.
''Ben kendimi bildim bileli Wetsu Ormanı'ndayım.'' Kalyus konuştu.
Koute yapmacık bir şekilde öksürüp, iki çocuğun dikkatini çekmeye çalışmış ve başarmıştı. İki kafa da ona döndü. ''Kalyus, istersen bizimle gel. Seninle birkaç şey konuşmak istiyorum.'' dedi.
Kalyus ise düşünceliydi. Eğer bugün, Wetsu'ya gitmezse, hayatı boyunca ilk defa Wetsu'da kalmayacaktı. Diğer yönden de, bu iki kişi onun hayatını değiştirecek kadar önemli insanlara benziyordu. Dikkatli düşününce bu yaşantısından sıkılmıştı. Daha ne zamana kadar Wetsu'da yaşayıp intikam hayalleri kurmaya devam edecekti? Ne zaman oradan kurtulacaktı?
Ama bu iki insan onu Wetsu'dan çekip alacaktı. Değişik bir yaşantıya ihtiyacı vardı. Monotonluktan sıkılmıştı. Koute, Kalyus'un ikilemde olduğunu anlamıştı. Çocuğun cevabını bekliyordu.
''Tamam. Sizinle geliyorum. Zaten benimle size birkaç şeyden bahsetmem gerekli..'' Kalyus konuştu. elini çenesine koymuş, çenesini sıvazlıyordu. Boyu kısa olmasaydı, otuz yaşlarındaki adam dese inanılabilirdi.
Üçü birlikte yürümeye başladılar. Koute önde, Kalyus ve Yaguro'o arkada yürüyordu. Koute, Gecenin Katilleri binasına gidiyordu. O alaycı ve mutlu gülümsemesi hala suratında duruyordu.
-----------------------------------------
Nomui Krallığı, Güney Kapısı
Üç çocuk, 20 metre uzunluğunun ve 15 metre genişliğindeki kapının etrafında bekliyorlardı. Bazen kendi aralarında şakalaşıyorlardı. Beklemekten sıkılmışlardı. Ama yeni yerler görecekleri için mutluydular.
'' İlir ne zaman gelecek ya?'' Kuragi konuştu. Karanlıkta üçünün karşısından dört tane silüet belirdi. Kendilerinin bulunduğu yere doğru geliyordu.
''Bir tanesi İlir.. Diğerleri..?'' Urotsu sesli düşünüyordu. ''Aha!! Bu efendi Rkejyu!! O da mı gelecek?'' Urotsu şaşırmıştı ''Cidden, o gelemez.. Efendi Rkejyu'nun yanındaki, Toxuc mu? Yoksa ben mi öyle görüyorum?'' Urotsu'nun ağzı açık kalmıştı.
''Onun yanındaki de benim ustam Omutsara..'' Kuragi konuştu. Onunda şaşırdığı her halinden belli oluyordu.
''Merhaba çocuklar. Hazır mısınız?'' Toxuc konuştu. Hepsi kafasını evet anlamında sallayınca, ''O halde yola koyulalım. Güneş doğarken Wetsu Ormanı'na girmiş oluruz.''dedi. Hepsi birlikte malzemelerini sırtlandıktan güney kapısından çıktılar. Yedi kişilik ekip olarak yürümeye başladılar.
''Bu eğitimde zorlanacağını düşünmüyorum. Çünkü hepiniz çok sıkı çalıştınız. Urotsu, sen bir keresinde hafta boyunca sadece bir saat uyumuştun. Sana güvenim tam. Eğitimin altından çıkabilirsin.'' Rkejyu konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaguro'o
FantasíaNasıl pişman olacağınızı sadece sizler belirleyebilirsiniz.. Her zaman bir seçenek daha vardır değil mi? Sonuç belli fakat ilerlediğiniz yolu siz seçeceksiniz. Sonuç ise pişmanlık, Yoldaşlar.. O halde; Bu kapağı okuyup geçtiğinizde...