Sol ve sağ tarafından "birşeyler" kendisine doğru geliyordu.
Sol tarafından gelen şey koşarak geliyordu. Yaguro'o, onun cüce olduğunu düşündü. Sağ tarafına baktığında ince beli olan insan geliyordu. "Ustam olacak adam bu kadar cılız ve çelimsiz mi?" Yaguro'o düşündü.
Tekrar sol tarafa döndü. Ayaklarının ucunda bir köpek oturmuş, ağzında iki adet hançer tutuyordu. Bu Alfa Köpek idi. Hançerlerini aldı. Kılıflarına yerleştirdi. Sağ tarafına dönüp gelecek olan kişiyi beklemeye koyuldu.
Beş dakika sonra 'Usta', Yaguro'o'nun yanındaydı. Bu usta bir kadındı. Mühtiş bir asaleti vardı. Omuzlarından dizlerine kadar uzanan kırmızı pelerini vardı. Dar deri pantolonu, yine dar üstlüğü vardı. Bütün vücut hatları belirgindi. Resmen ben burdayım diyordu.
Ama Yaguro'o daha altı yaşında bir çocuk olduğu için bu tarz şeyleri bilmiyordu. Ustasının yüzünü inceledi.
Kumral saçları vardı. Çıkık elmacık kemikleri, küçücük burnu ve burnuyla uyumlu ağızı vardı."Merhaba çocuk. Ben Klefnoa. Seni test binasında inceleme şansına sahip oldum. Dört element kullanabiliyorsun. Hepsi birinci seviye tabi. Neyse, avcılık potansiyelinde var." Klefnoa konuştuktan sonra Yaguro'o'yu baştan aşağı süzdü. "Senin niye üstün başın kanlar içinde?" Kan kokusuna döndü. İki domuzun bedenleri paramparçaydı. "Sadist misin çocuk? Hayvanları öldürdükten sonra niye kesip biçip parçalıyorsun?" Klefnoa konuştu.
"Hayır değilim. Kitaplarda okuduğum kadarıyla büyülü yaratıklarda kristal varmış. Onu aradım. Ve buldum." Yaguro'o konuştu.
"İsmin Yaguro'o değil mi?" Klefnoa sordu. Yaguro'o başını evet anlamında salladı. "Seni eğitmek istiyorum. Ancak sen kabul etmeden önce ben kendimden bahsedeyim. Belki beni kendine layık bir usta olarak görebilirsin(!). Ha hah hah." Klefnoa kahkaha attı. Güzel bir kahkahası vardı. "Ben İmparator Seviye bir avcıyım. Daha 23 yaşındayım ki bu bir dahiliğin göstergesidir." Klefnoa konuştu. Haklıydı. Avcıların fazla nüfusu yoktu. Ve avcılıkta 20. Seviye ve üstü olan kişi sayısı aşırı nadirdi. Bu yüzden, Klefnoa eşi bulunmaz bir dehaydı. Abartmamıştı. "İki elementim var. Ateş ve Hava. Ateş elementinde 20. Seviye, hava elementinde 18. Seviyeyim. Özel yeteneğim yıldırım. Seni neden eğitmek istediğim gerçeğine gelirsek, ileride büyük bir insan olacağına inanıyorum. Bana bir iyilik borcun olacak. İleride bir gün zor durumda kaldığımda senin yardımına ihtiyacım olabilir. Yani bir nevi geleceğe yatırım yapıyorum denebilir. Sen söyle. Kabul ediyor musun?" Klefnoa uzunca konuştu ve sordu.
"Kabul ediyorum." Yaguro'o direk cevap verdi. "Bana kaç sene ustalık yapıcaksın?" Yaguro'o sordu."Şuan Wetsu Ormanı'nın birinci kısmındayız. Bu ormanın yedi adet kısmı vardır. Hatta halkası desem yanlış olmaz. Biz birinci halkadayız. İçerilere girdikçe tehlike artar. Halka artar. Yaratık seviyeleri artar. Sana en az iki sene ustalık yapacağım. Muhtemelen önümüzdeki iki senen burada geçecek. Bana kalsa, sen on beş yaşına gelene kadar eğitirdim. Ancak diğer elementlerin iki özel gücün ve savaşçılık yeteneğin var. Sadece avcılık, ateş, hava üzerine çalışamayız. Yatırımımın boşa gitmesini istemeyiz değil mi?" Klefnoa göz kırptı. "Şimdilik dinlen. Yarın sabah erken vakitte kalkıp akşama kadar avlanacağız. Akşamda ateş elementinle çalışıp alevlerle geceyi aydınlatacağız. Eğitimin kolay olmayacak. Bu yüz---"
"Kolay olmasını istemedim ki zaten. Ben uyuyorum." Yaguro'o, Klefnoa'nın sözünü kesti. Karnı açtı. Ama çok yorgun olduğu için uyumayı deneyecekti. Klefnoa, çocuğun sözlerine sırıttı ve bir ağacın altına kıvrılıp yatmasını izledi.
Klefnoa, İmparator Seviye bir avcı olduğu için bütün duyu organları aşırı gelişmişti. Yaguro'o'nun karnı gurulduyordu. Üstelik nefes alış verişi hesaba katınca uyumamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaguro'o
FantastikNasıl pişman olacağınızı sadece sizler belirleyebilirsiniz.. Her zaman bir seçenek daha vardır değil mi? Sonuç belli fakat ilerlediğiniz yolu siz seçeceksiniz. Sonuç ise pişmanlık, Yoldaşlar.. O halde; Bu kapağı okuyup geçtiğinizde...