Toxuc’un anonsu biter bitmez arenada büyük bir uğultu başlamıştı. Bütün seyirciler, tek temel saldırıda İmparator Seviye adamı öldürmeyi başaran Cuaxe ile kendinden on beş seviye yüksek insanı yenmiş olan Yaguro’o arasında kalmıştı. Hangisi kazanır diye büyük bir tartışma içine düşmüşlerdi. Kimin kazanacağını hiç ama hiç tahmin edemiyorlardı.
Cuaxe de çok güçlüydü, Yaguro’o’da.. Bu savaşın arenada yapılmış olan en en en çekişmeli savaş olacağını bütün herkes biliyordu. Cuaxe ismini duyan Zereina’nın yüzü düşünceli biçimde kırışmış, kaşları çatılmıştı. Zereina rahatça yaslandığı koltukta doğrularak elini sakallarına getirdi. Düşünceleriyle birlikte sakallarını okşuyordu.
‘’Cuaxe… Cuaxe…. Cuaxeee.. Sen bana nerden tanıdık geliyorsun lanet adam!’’ Zereina içinden konuşarak düşünüyordu. Düşünceleri Toxuc’un sesiyle yarıda kesildi.
‘’Savaş BAŞLASIN!!!’’
Cuaxe ve Yaguro’o aynı teknikle isimleri okunur okunmaz arenanın ortasında belirmişlerdi. İkiside karanlık duman formunu kullanarak arenanın ortasına karanlık dumanla gelmişti. Cuaxe’nin kapkara pelerini ortama boğucu hava katarken, Ogruo’nun kızıl dumanları bu boğucu havanın ilerleyişini durduruyordu.
Cuaxe, bastonunu pelerinin içine koymuş, kukuletasını halen indirmemişti. Kafasını kaldırıp kırmızı gözleriyle, Yaguro’o’nun beyaz gözlerini buluşturdu. Yaguro’o bir çift kırmızı göz ile karşılaşınca hiç tepki vermemişti. Biraz şaşırmış olsa da bunu karşı tarafa belli etmemeyi başarabildi.
‘’Demek gözü garip olan bir tek ben değilim ha?’’ Yaguro’o kendi kendine düşündü. Cuaxe, savaş başlasın ibaresini duyunca, bulunduğu yerden yok oldu. O kadar hızlı hareket ediyordu ki, Yaguro’o enerjisiyle bile onu çok zor takip edebiliyordu. Hemen savaşçılık ve avcılık gücünü sonuna kadar açtı.
Cuaxe, onun arkasına geçti. Yaguro’o, Cuaxe’ın arkasına geçtiğini hissettiği anda sırtındaki mızrağını gözle görülemeyecek hızla çekti. Cuaxe atağa geçince Yaguro’o saldırıyı karşılamak için Cuaxe doğru döndü. Kılıçla mızrak tokuştuğu an
*ÇOTANK!!!’’
Sesi arenayı inletmişti. Sesin çıktığı saniyede sanki Cuaxe’tan enerji patlaması olmuşcasına Yaguro’o geriye doğru sertçe uçmaya başladı. Seyircilerin gözünde sadece mızrakla kılıcın çarpışması sonucu baskıya dayanamayan Yaguro’o geriye uçmuş gibi görünüyordu. Yaguro’o bu şiddetli çarpışmadan kendini durduramayarak arenanın duvarlarına çarparak arena duvarlarının içine göçtü.
Sırtındaki kaburgalarının beş tanesi kırılmıştı. Eğer Yaguro’o iç organlarını geliştirmeseydi kırık kemikleri akciğerlerine saplanarak iç kanama başlatabilirdi. Yaguro’o kırılan kemiklerine aldırmadan göçükten dışarıya çıktı. Cuaxe fırsat vermemek için son sürat üstüne geliyordu. Yaguro’o kaçmaktan başka çaresi olmadığını anlayınca karanlık duman formuna geçip arenın başka bir ucuna geçti.
Hızlı davranmış olan Yaguro’o, Cuaxe’tan kaçmayı başarmıştı. Cuaxe kendi hızını durduramayıp az önce Yaguro’o’yu gömdüğü duvara kendi gömüldü. Kırılan molozların içindeki tozlar havaya kalkmıştı. Cuaxe’ın kapkara pelerini açık kahverengi tozlarla kaplandı. Cuaxe hışımla göçükten çıktığında yüzünün ortasına yediği tekme ile tekrar arenanın duvarlarına gömüldü.
Yaguro’o kaçar kaçmaz beklemeden saldırı yapmıştı. Kaç-vur saldırısı olmuştu. Yaguro’o işin ciddiyetini farkındaydı. Bu yüzden yine beklemeyerek göçüğün içine lav gücünü kullanarak lav akıtmaya başladı. Ardından sağlam bir toprak duvar göndererek Cuaxe’ın çıkma ihtimalini azalttı. Avcunun içinde karanlık top yaparak onu iyice küçülttü ve karanlık topun patlama derecesini yükseltti. Yeterince güçlü olduğundan emin olunca karanlık topu Cuaxe’ın bulunduğu göçüğe gönderdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaguro'o
FantasiNasıl pişman olacağınızı sadece sizler belirleyebilirsiniz.. Her zaman bir seçenek daha vardır değil mi? Sonuç belli fakat ilerlediğiniz yolu siz seçeceksiniz. Sonuç ise pişmanlık, Yoldaşlar.. O halde; Bu kapağı okuyup geçtiğinizde...