Yaguro'o, Mundo ve Koute Ormanın Derinliklerinde Saldırıya Uğramadan 1 Saat Önce
Kız oturduğu yerdeki birkaç bakırı almak için eğildiğinde, adam omzundan tutarak, gerek yok. Ben sana bunlardan vereceğim.'' dedi birkaç altın göstererek.. Küçük kız altını görünce gözleri parladı. Adam, altını uzatınca aldı. Ve birlikte şehrin içlerine doğru yol almaya başladılar..
''Amca senin ismin ney?'' Altı yaşındaki kız çocuğu merakla ve nezaketten uzak biçimde soru sordu.
''Bana Üstat diyebilirsin evladım.''
''Üstat mı? Ne garip isim o öyle..''
''Senin bir ismin var mı ufaklık?'' Adam durup kız çocuğu ile eşit hizaya gelmek için diz çöktü.
''Benim ismim yok ki. Ben hep sokaklardaydım. Bana 'Dilenci' diyorlardı.'' Kız çocuğu üzüntüyle başını eğdi.
''O zaman bundan sonra senin ismin Yunloa olsun. Ne dersin?'' Adam çok güzel bir şey bulmuş gibi sevindi. Ama bu yapmacık bir sevinmeydi. Karşısındaki kız çocuğu bunu anlayamayacak kadar ufaktı.
Kız çocuğu çok sevinmişti. ''Teşekkürler amc-Üstat. Yunloa ismini çok sevdim.'' Yunloa konuştu.
--------------------------------------------
Şimdiki Zaman
''İşte geldik Mundo. Burası benim şehrim.'' Üstat konuştu. Mundo etrafı izlemeye koyuldu. Her yerde insan vardı. İnsanların hepsinin vücutlarında ve yüzlerinde yara vardı. Hepsi iri vücutlu ve kaslıydı. Sokaklarda ırza geçme, tecavüz, fahişeler cirit atıyordu. Mundo yürüyebilecek duruma gelmişti. İkisi birlikte yürümeye başladı. Ara sokaklarda zevk inlemeleri vardı. Aynı zamanda acıya inleyenlerde vardı. Her ara sokağın birinde ya biri sevişiyor ya da biri dayak yiyiyordu.
''Burada sadece bir kural var. O da güçlü olan istediğini yapar. Adalet nedir bilinmez. Ona göre güçlü olmaya bakacaksın. Ölümcül Üç'ten eğitim aldığını biliyorum. Ama benim sana yapacağım eğitim, onların yaptığı eğitimden kat kat zor olacak.'' Üstat konuştu.
Mundo sesini çıkarmamıştı. Okuduğu kitaplardan veya duyduklarından yola çıkarak, şu anda olduğu yerin Baptoi Krallığı sınırları içerisinde olduğunu düşünüyordu. Kuralsız ve yobaz krallık Baptoi...
''Bu arada seni biriyle tanıştıracağım. O da senin gibi. İyi anlaşacağınızı umuyorum. Çünkü başka şansınız yok.'' Üstat konuştu. Ardından adımlarını hızlandırarak yürümeye başladı. Mundo'da ona ayak uydurmak için koşar adım yürüyordu.
-------------------------------------------
Gonhei Krallığı, Turnuva Arenası
Beşi bir anda Yaguro'o'nun çevresini sarmışlardı. Yaguro'o sanki ona dünyanın en güzel hediyesini vermişler gibi gülümsüyordu. Fakat enerji havuzunda bir gariplik vardı...
İçinde garip bir his vardı. Sanki bu his kendisine aitmiş fakat yeni tanışıyormuş gibiydi. Kolları bir anda kasılmaya başladı. Sonra bacakları. Daha sonra bütün vücudu kasılmaya başladı. Sanki kemikleri kırılıyor, kasları yırtılıyordu. Daha önce hiç bu kadar acı çekmemişti. Ne Ruaqred ile savaştığında ne Koute'nin İlah Seviyedeki baskısında ne de dörde bir savaştığında...
Acıyla bağırmaya başladı.
''Iıııaaaaaahh!!''
''Sonunda etkileşime girdi. Ölecek mi acaba? Sonuç ne olacaksa olsun, elimden hiç bir şey gelmez. Hayatımda nadir olarak da olsa bir kere daha kumar oynadım, riske girdim. Umarım yanılmıyorumdur. Yoksa bütün bir senem boşa gitmiş olacak..'' Koute düşündü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaguro'o
Viễn tưởngNasıl pişman olacağınızı sadece sizler belirleyebilirsiniz.. Her zaman bir seçenek daha vardır değil mi? Sonuç belli fakat ilerlediğiniz yolu siz seçeceksiniz. Sonuç ise pişmanlık, Yoldaşlar.. O halde; Bu kapağı okuyup geçtiğinizde...