Kitap 1: Filizlenen Kötülük / Bölüm 29

2.9K 276 30
                                    

Yaguro'o, yavaşça gerindi. Oturduğu yerden ayağa kalktı. Yedi yaşında olmasına rağmen, fiziği en az on yaşındaki bir çocukla eş değerdeydi. Beyaz gözleri, sanki bir ruha sahip olmadığını söylüyordu. Gözbebekleri, kişinin duygularını yansıtabilirdi. Fakat bu çocuk ne duyguya sahipti ne de onu belli edecek gözbebeklerine...

Sakin adımlarla arenaya bastı. Yürümeye devam ediyordu. Dışarıdan bakan biri onun ne kadar soğukkanlı olduğuna imrenebilirdi. Fakat Yaguro'o işlerin ciddileştiğini anlamıştı. Biraz heyecanlıydı. Yarı finallere kalabilirdi. Bu da Koute'nin istediği şeye yaklaşmak demekti.

Yaguro'o'nun bedeninden kızıl duman yükselmeye başladı. Kızıl duman sanki ateş misali belli bir yüksekliğe çıkıyor, ardından yok oluyordu. Kızıl dumanlara bir de kara dumanlar eşlik etmeye başladı. Gözleri tamamen beyazdan kıpkırmızıya dönüştü. Bir iblise benziyordu.

Yürürken yavaşça güçlerini etkinleştirmeye başlamıştı. En sonunda durdu. Kafası yere bakıyordu. Kafasını karşıya bakacak şekilde kaldırdı. Karşısındaki rakibi Zfulho Ased, vücudu 25 yaşında gibi gözüküyordu. Kaç yaşında olduğu tahmin edilemezdi. Vücudundan da anlaşılıyordu ki, bir savaşçıydı. Güçlü bir savaşçı olduğundan adı gibi emindi Yaguro'o..

Adam, Ruaqred kadar kaslı olmasa bile, sanki isteyerek vücudunu bu kas derecesine ayarlamış gibiydi. Zfulho ile göz göze geldi. Yüzünün her yerinde değişik sarmallar gibi dövmeler vardı. Dövmeleri yapmak için bayağı uğraşılmışa benziyordu. Çim yeşili gözleri duygudan yoksun biçimde bakıyordu. Sanki insanları hiç sevmediğini bağırırcasına soğukluktaydı. Kısa kesilmiş kahverengi saçları ona muhafız havası katmaktaydı.

Ortalama bir boyu vardı. Kısa ve uzun denemezdi. Keskin hatlı yüzü, ona ayrı bir ciddilik katıyordu. Kirli sakalları kadınlar için çekici gösterebilirdi. Yaguro'o ile göz göze geldiğinde en ufak mimik belirtisi göstermemişti. Normalde Yaguro'o'nun gözleriyle karşılaşanlar bir anlık şaşırırdı. Ancak Zhulfo, daha önce hep böyle gözler görmüş gibi güldü.

İkisi de tetikteydi. Anonsu bekliyorlardı. Beklenen an gelmişti!

''BAŞLA!!''

Yaguro'o dövüş başlamadan önce savaşçı ve avcı gücünü açmış, karanlık gücünü hazır hale getirmişti. Bedeninden yayılan kızıl dumanların sebebini biliyordu. Bu yüzden karşısındaki düşmanını hafife almayacaktı.

Yaguro'o bu dövüşünde risk alarak farklı şeyler deneyecekti. Hep, üstün gücü ve yetenekleri ile dövüşmüştü. Şimdi ise biraz zekasını kullanmayı planlıyordu. Evet, risk alıyor dedik. Çünkü eğer iyi bir plan yapamazsa yenilgisi kaçınılmaz olacaktı.

''Çocuk, pes etmene müsaade etmiyorum. Sana karşı özel kinim yok. Fakat doğamda bu var. Acı çekmelisin. Ayrıca aklında bulunsun, beni eğlendirecek kapasiteye sahip değilsin.'' Zfulho konuştu.

Yaguro'o bu sözler karşısında sebepsizce sinirlenmişti. Başka zamanlarda böyle havalı sözleri takmazdı. Ancak bu sefer istemsiz olarak sinirlenmişti. Sol elinin içinde fark ettirmeden lav toplamaya başlamıştı. Bütün güçlerini son seviyeye kadar açmıştı.

Hayatında ilk defa tedirgindi. İçindeki hisleri ona gözlerini dört değil dört bin tane açmasını söylemişti. Derin bir tehlike uyarı hisleri vardı. Enerjisi tam doluydu. Ancak enerjisi hızla azalıyordu. Eğer daha fazla vakit kaybederse enerjisi bitip yorgun düşecekti.

Yaguro'o gözlerini kararlılıkla Zfulho'ya dikti. Tek kelime etmeden saldırı yapmaya başladı. Silah olarak sadece bir çakısı ve çok değerli olmayan, Koute'nin idarelik kullanması için verdiği kılıç vardı. Zfulho sırıttı.

Yaguro'oHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin