Dex, kafasını Feraok’a çevirip gözlerine doğru baktı. Ardından Yiang üyelerinin olduğu yöne çevirdi. Tekrar Feraok’a baktı. Feraok, onaylarcasına başını hafif bir biçimde öne eğip gözlerini yavaşça kapattı.
Dex’in bedeni yavaşça silikleşmeye başladı. Üç nefes alımlık süre sonrası Dex yok olmuştu. Dördüncü nefes aldığınız sürede çığlıklar başlamıştı. Yiang Tarikatı üyelerinin kolları, bacakları kopuyor, en sonunda ise sol şah damarından sağ şah damarına kadar kusursuz bir kesik atılıyordu.
Onuncu nefes alımlık sürede ayakta kalan sadece Ralk, Dienzel ve Aluon idi. Geriye kalan tüm kişiler ölmüştü. Tabii, Koute tarafı hariç.. Dex tekrar görünür olduğunda yüzünde hiçbir ifade yoktu. Feraok’un hemen yanındaydı.
Ralk gördüğü manzara karşısında şoke olmuştu. Sadece altı nefes alımlık sürede yetmişin üstünde adamı ölmüştü. Kurbanlık koyunlardan daha kısa sürede ölüm nehrini geçmişlerdi. ‘’Ne muazzam güç!!’’ Ralk içinden korkuyla düşündü.
Dienzel ise olayın şokunda kalmıştı. Korkudan altına etmemek için zor direniyordu. ‘’Karanlık Gücü niye hala yıkamadığımızı şu an anladım. Keşke bunu anlamasaydım!!’’ Dienzel düşündü.
Aluon ise, düşmanlarının bu derece güçlü olmasına anlam veremiyordu. Bu kadar güçlü, potansiyeli yüksek olan kişileri Cennetin Merhameti nasıl fark edemezdi? Karşısındaki cellatın nasıl bir şey olduğunu bile ölçememişti. Büyük ihtimalle seviye gizleyen takı takıyordu. ‘’Eğer burdan sağ çıkarsam bu yaptıklarına pişman olacaklar. Bu öğrendiğim bilgiler hafife alınamaz. Bu yüzden de bu mezhabadan sağ çıkmalı ve bilgileri kesinlikle Yüce Işık’a ulaştırmalıyım!’’ Aluon düşündü.
‘’Adamlarınız, ne kadar onursuz olduğunu bir kez daha gösterdi ‘eski’ General Ralk. Onur nedir bilmiyorsunuz siz!’’ Koute sinirlenmişti. Az önce eğer Dex olmasaydı, şu an Yunloa’nın cansız bedenini ellerinde tutuyor olacaktı. Göz ucuyla Dex’e baktığında onun umursamazca gözlerini kapatıp Feraok’un yanında durduğunu görüyordu.
Tekrar enerjisini saldı. Hala onun seviyesini ölçemiyordu. Bu da Koute’yi daha da işkillendiriyordu. Enerji Hükmü tekniğini oluşturmuş biri olarak, seviye gizleyici kolye vs takıları takanların kişilerin enerjilerini bu zamana kadar hep ölçmüştü. Ancak Dex… Onu bir türlü ölçemiyor, anlayamıyordu.
En azından hangi türe sahip olduğunu bilse yeterdi. Az önceki saldırı şeklinden enerji sızıntısı almıştı. Fakat tam yoğunlaşacakken enerji hiç varolmamış gibi yok olmuştu. Ya güçlü bir avcı ya da hızlı bir savaşçıydı.
‘’Sıkıldım! Mundo, General Ralk’ın sağ kolunu kesmek ister misin?’’ Yaguro’o konuştu. Sözlerini bitirdiğinde mutlak sessizlik oluşmuştu. Fakat bu sessizlik Ralk’ın yalvarışlarıyla son buldu.
‘’Lütfen Yüce Beyaz Göz Yaguro’o. Burdan böyle gitmeme izin verin, Yiang Tarikatı bütün kötülere adil davranacak. Bu zamana kadar süregelen düşmanlığa son verip Yiang’ın gerçek amacına tekrar kavuşturacağım. Lütfen gitmeme izin verin efendim!!’’ Ralk secde eder gibi pozisyona geçmiş, kollarını ileriye doğru uzatıp alnını yere koymuştu.
‘’Bu zamana kadar adil olmadığınızı ve adi olduğunuzu kabul ediyorsun yani Ralk?’’ Koute konuştu. Bu sözlerden sonra Ralk birkaç saniyeliğine duraksadı. Ya adil olmadıklarını onaylayınca direk öldürürlerse diye düşünüyordu.
‘’Neyse şu kol işini halledeyim ben Yaguro’o.’’ Mundo konuştu.
‘’Evet! Evet, adil olmadığımızı kabul ediyorum. Fakat bu günden sonra Yiang gerçek amacına tekrar kavuşacak. Kötüleri ve iyileri dengede tutacağız. Yönetimi değiştireceğim. Artı—‘’ Ralk’ın sözü kesildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaguro'o
FantasyNasıl pişman olacağınızı sadece sizler belirleyebilirsiniz.. Her zaman bir seçenek daha vardır değil mi? Sonuç belli fakat ilerlediğiniz yolu siz seçeceksiniz. Sonuç ise pişmanlık, Yoldaşlar.. O halde; Bu kapağı okuyup geçtiğinizde...