İlk olarak Nomui Krallığı’nın seçtiği isimler çıkmaya başlamıştı. Urotsu sakin adımlarla arenanın ortasına doğru yürüyordu. Sarı saçlarını geçtiği üç yıl boyunca hiç kesmemişti. Saçları oldukça uzundu. Urotsu ise bu sarı saçlarını at kuyruğu yapmıştı. Saçları asillikle dalgalanıyordu. Fiziksel olarak da oldukça değişmişti.
Fındık burnu onu daha tatlı ve sevecen gösterirken, sık fakat ince kaşları çatılmış olduğu için onu biraz daha tehlikeli gösteriyordu. Normalde yüzünde hep gülümseme olurken şimdi suratı asıktı. Sert bakışlarıyla etrafını süzüyordu. Görmek istediği şeyi görmek için sabırsızlandığı her halinden belliydi.
Arenanın ortasına geldi. Yavaş hareketlerle pozisyon alıp vücudunu kralların kürsüsüne bakar vaziyette bırakıp saygılı biçimde duruyordu. Sol elini ve sağ elini belinin arkasında birleştirmiş, sağ avcuyla sol el bileğini kavramıştı. Göğsünü kabartmış diğer rakiplerinden korkmadığını ya da çekinmediğini belli ediyordu bu hareketiyle.
Tam olarak yaşına göre fiziği vardı. Urotsu’yu gören bir insan bu çocuk tam olarak on bir yaşında derdi. Vücudu hiç kaslı değildi. Normal bir çocuğun bedeniydi. Urotsu ne kadar fiziksel olarak güçsüz gibi dursa da o fizikten beklenmeyecek derecede güç çıkartabileceği açıkça anlaşılabiliyordu.
Kolları veya bacakları zayıf olmasına rağmen vücudundaki her damar gözüküyordu. Bu Urotsu’nun çok çalıştığına, kolunda muazzam güç olduğuna ve yaşına göre hafife alınmaması gerektiğinin bir kanıtıydı. Urotsu’nun şu anda hiçbir zırhı yoktu. Bilerek zırhını almadan çıkmıştı. Eğer zırhıyla çıkarsa rakipleri, düşmanları onun zırhını inceleyebilecek ve açık noktalarını önceden keşfetmiş olacaktı.
Urotsu’nun zekası oldukça yüksekti. Bu yaşında krallığın baş muhafızlarından birisi olmasının sebebi ise buydu. Üstün strateji yetenekleri sayesinde ekip halinde zor görevlere gidip kayıp vermeden dönmüştü. Urotsu, kralların kürsüsüne baktığında Toxuc ile göz göze geldi. Toxuc kafasını yavaşça öne eğip gözlerini onaylar biçimde açıp kapattı. Urotsu, Toxuc’un bu hareketini görünce kafasını birkaç santim öne ve geri getirip ‘anlaşıldı’ işaretini verdi.
Urotsu’nun peşinden Yiang Lotus’un seçtiği Yorochima Yiang arenada gözüktü. Kibirli bakışlarla seyircilere bakarak geliyordu. Bembeyaz saçları kısa kesilmişti. Kafasının yan tarafları ve ense tarafı kısa kesilmişken üst tarafları bırakılmıştı. Üst taraftaki saçların önleri yukarıya doğru kaldırılmış geri kalan kısımlar yan tarafa yatırılmıştı.
Beyaz saçları onu daha karizmatik gösterirken, biraz da olgun gösteriyordu. Fakat gözlerindeki kibir, aşağılama ve küçük görme insanı ondan gayet tiksindirebilirdi. Zayıf bir vücudu vardı. Ancak bu denli zayıf vücudunun olması, vücuduna hiç bakmadığını kanıtlıyordu. Tamamen büyüye odaklanmış demekti bu..
Yorochima da Urotsu’nun yanına gelip vücudunu kralların kürsüsüne döndürdü. Vücudunu kralların kürsüsüne döndürmesine rağmen başka bir tarafa bakıyordu. O taraf ise, Yiang Lotus’un kurucusu olan Yüce Yiang’ın oturduğu yer idi. Ona yürekten bağlı olduğunu, gözlerindeki kibirin, Yiang’a baktığı anda yok olduğunu görünce anlayabilirdiniz.
Ardından Nomui Krallığının son seçtiği adam, yani Cuaxe çıkıyordu. Simsiyah kukuleta takmış, yüzü görünmüyordu. Dizlerinin biraz daha altında biten pelerini onu daha da gizemli yaparkeni uzun boylu ve endamlı oluşu, onu korkutucu yapıyordu. Kafası aşağı bakar vaziyette yürüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaguro'o
FantasyNasıl pişman olacağınızı sadece sizler belirleyebilirsiniz.. Her zaman bir seçenek daha vardır değil mi? Sonuç belli fakat ilerlediğiniz yolu siz seçeceksiniz. Sonuç ise pişmanlık, Yoldaşlar.. O halde; Bu kapağı okuyup geçtiğinizde...