Kitap 1: Filizlenen Kötülük / Bölüm 52

2.2K 224 64
                                    

       Ülkeye büyük bir karmaşa hakimdi. Dünyanın her yerinden insanlar pazarlarda, demircilerde alışveriş yapıyorlardı. Fakat hepsinin bu ülkede olmasını tek sebebi vardı. O da Büyük Dünya Turnuvası’nı izlemekti. Hem turnuvayı izlemeye gelmişken, yabancı ülkeden alışveriş yaparak kendilerine bir şey katmak idi.

         Nomui Krallığı, bugün insan kaynıyordu. Her şehir, her ara sokak ve her han doluydu. Tüccarlar, demirciler, ve diğer satıcılar bugün oldukça kazançlıydı. İşte Nomui, dünyanın ticaret merkezi diye boşuna denmiyordu. İnsanlar tür ayırt etmeksizin yardımlaşıp hesaplaşıyordu. Ancak dünyanın düzeninde olduğu gibi, eğer güçlü birisi varsa diğer kişiler ikinci plana atılıyordu.

        Güçlü ne derse o olur, anlaşıyı dünyayı kirletmeye son sürat devam ediyordu. Eğer güçlüysen gücünün yettiği kadar herşeyi yapabilirsin. Güçsüzsen kimsenin umrunda bile olmazsın. Bu dünyanın kirli düzeninin bu hale gelmesinde kötüler rol oynamıştı. Fakat kötüler sadece başlangıç kısmını, yani fitili ateşlemişler, gerisine karışmamışlardı.

        Dünyanın bu derece ‘Düzenli Kaos’ haline sürüklenmesinde hiçbir rol oynamamışlardı. Dünyayı bu hale getiren, kötülerin bu anlayışını benimseyen iyiler idi. Daha sonra yozlaşma olarak dünya daha da kaosa sürüklenmişti. Ancak yine de bu kaos o kadar düzenliydi ki, insanlar bu Kaos’a düzen demeye başlamışlardı.

        Dünyayı düzene sokmak isteyen birkaç kişi olduğu olduğunda ona da kötü ve devrimci diyip katlediyorlardı. Toplum algısı çok değişmişti. Sadece bir ülkede değil, tüm dünyada değişmişti.

      Aslında herşey toplumdan kaynaklıyor sevgili dostlarım. Toplum kendi algısını kurduğu vakit, siz ne derseniz diyin o toplumun algısı ile uyuşmuyorsa siz lanet olası bir uyumsuz olur ve dışlanırsınız.

  -------------

       Arena tıklım tıklım dolmuştu. Milyonlarca seyirci vardı. Dünyanın en büyük arenasıydı Nagobdie arenası. Tabii bu kadar kişinin arasında dört büyük kral da vardı. Turnuvayı onlar için ayrılmış özel yapılan kürsüden izleyeceklerdi. Dört kraldan en rahatı Baptoi Kralı idi. Rahat koltuğuna yayılmış, açılış konuşmasını ardından da yapılacak dövüşleri bekliyordu.

        ‘’Görüşüne oldukça rahatsınız Baptoi Kralı Zereina.’’

       ‘’Beş yıl önceki gibi kazanan belli zaten, Denkai Kraliçesi Luna.’’

        Gonhei Kralı İngur bu sohbeti duyunca istemsizce sinirlenmişti. Baptoi Kralı Zereina’nın kibirli sesi, konuşması ve hareketleri onu sinirlenmeye yetiyor artıyordu bile.  Nomui Kralı Pircoi ortamdaki gerginliği fark etmiş olacaktı ki, ‘’Saygıdeğer Krallar ve Kraliçe. Buraya kadar geldiğiniz için hepinizie teşekkür ediyorum. Beş yılda bir olduğu gibi bu turnuva olağanüstü heyecanlı geçecek. Umuyorum, seçtiğiniz kişiler bizim göz zevkimizi yükseltecektir. Şimdi müsadenizle ben giriş konuşmasını yapacağım.’’ dedi.

        Kral Pircoi, ortamı yumuşatmış hemen ardından bütün arena tarafından görülebilecek yükseklikteki kürsüye çıktı. İlk önce boğazını temizledi. Konuşma yaparken sesinde en ufak kusur olmaması gerekiyordu. Bir su kadar durgun, bir ateş kadar canlı gözlerle arenayı süzmeye başladı. Sakin bir şekilde derin nefes çekti.

         ‘’Baptoi Krallığı Kralı Zereina, Denkai Krallığı Kraliçesi Luna, Gonhei Krallığı Kralı İngur bu büyük turnuva için yaptıklarınızdan dolayı size şükranlarımı sunuyorum. Ben Nomui Krallığı Kralı Pircoi. Buraya kadar gelen, yüce generallere, soylu tüccarlara ve halka teşekkür ederim. Buraya kadar geldiğinize pişman olmayacaksınız. Mükemmel bir turnuva olacak. Dünyanın en büyük turnuvasına, Büyük Dünya Turnuvasına HOŞGELDİNİZ!! Dünyanın en büyük arenası NaGoBDie Arenası’na HOŞGELDİNİZ!!!’’ Kral Pircoi yaptığı kısa konuşmasıyla arenanın büyük bir kısmını coşturmuştu.

Yaguro'oHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin