Kitap 1: Filizlenen Kötülük / Bölüm 55

2.3K 211 72
                                    

    Kaien, hiç saldırı yapmadan Kotra’nın yanından geçip gitmişti. Kotra saldırmamasının sebebini anlayamadığı için kafası iyice karışmıştı. Ancak kendini toparlayıp savunma pozisyonu aldı. Kaien’e baktığında elinde tek hançer olduğunu gördü. Elindeki hançer ise uzun olan hançerdi.

       ‘’Ateş Sanatı: Cehennemi Donduran Alev Girdabı!!’’ Kotra bir Ateş Sanatı tekniği daha söylemişti. Bu teknik, suyun buharlaşmasına bir derece kala ayarlama gerektiren, muazzam miktarlarda odaklanma isteyen ve uygulandığında yakıcı bir ateş görüntüsü çizse de, değdiği her yeri buz kütlesine çevirebilen bir teknikti.

      Kotra bu tekniği Kaien’in üzerine gönderdi. Oluşturduğu girdap oldukça büyüktü. İlah Seviye değilseniz, bu teknikten kaçmanız imkansız ötesiydi. Kaien de bu imkansızlığı farkında olarak, ‘’İmkan vermiyosun!!!’’ dedi. Yere fırlattığı kısa hançerine doğru hızlı bir sıçrayış yaptı. Hançeri sapladığı yerden çıkarmak için eğildiğinde soğuk ateş girdabının kendisine değmesine bir nefes alımlık süre olduğunu fark edince, hiç düşünmeden kısa hançerine tükürüp, üstün körü biçimde Kotra’nın olduğu yere fırlattı.

        Üstüne gelen soğuk ateş girdabından kaçamamıştı. Ateş girdabı onu içine aldığı anda buza döndürmüştü. Kaien’in kolu havada asılı biçimde durmuş, sol ayağı geride, gözlerinde inançlı bir parıltı kalmıştı. Dişlerini sıktığı, çenesinin kasılmış halde donduğundan anlaşılabiliyordu.

       Kral İngur oldukça heyecanlanmıştı. Kaien Wodo’dan bu denli yüksek performans beklemiyordu. ‘’Demek gizli kozların varmış küçük Kaien.. Üzgünüm sen artık bir ölüsün. Keşke daha iyi değerlendirseydik seni..’’ Kral İngur kendi kendine düşünerek üzüldü. Fakat üzüntüsü bir nefes alımlık süre sonunda son bulmuştu.

       ‘’Ölen öldü. Ölüler Nehrini rahat geçmen dileğiyle..’’ İngur içinden dua etti. Kafasını Denkai Krallığı’nın olduğu Seçilmiş’in tarafına çevirince, onunda kalbine bir hançer saplanmış ve yere düşmüştü. Yüksek hızda kan kaybediyordu. İngur şaşkınlıkla ne diyeceğini düşünüyordu. Sonunda diyeceği kelimeleri özenle seçti.

      ‘’Saygıdeğer dostlarım, kim kazanmış sayılıyor?’’ İngur konuştu.

      ‘’Bence Kotra kazandı. Hala ölmedi. Erken müdahale yapılırsa kurtulabilir ve sıradaki savaşlarda yerini alabilir..’’ Luna konuştu.

       ‘’O zaman şifacılara söyleyeyim, Kotra Penco isimli Seçilmiş’in tedavilerine hemen başlasın---‘’ Kral Pircoi’nin sözü yarım kalmıştı. Sözünün yarım kalmasının sebebi ise, Kaien’in olduğu yerden parlak bir şekilde ışık huzmeleri çıkmasıydı.

       ‘’Kaien, savaş boyunca hiç kullanmadığı, enerjisini muhafaza edip ışık gücüne ayırdığı kısmını kullanıyor.’’ Kral Zereina, bilge biçimde konuştu.

      ‘’Nasıl yani? Cehennemi Donduran Alev Girdabı’ndan kurtulduğunu mu söylüyorsun?’’ Luna şaşkınlıkla konuştu.

       ‘’Evet, aynen öyle diyorum. Hem gözünüzden kaçmış olan ufak detayları da açıklayarak sizi aydınlatayım krallar ve kraliçe..’’ Kral Zereina sabırlı biçimde derin bir nefes aldı.

      ‘’Cehennemi Donduran Alev Girdabı, normalde Kaien’in hançerini ‘de’ dondurması gerekmez miydi? Elbetteki gerekirdi. Ancak Kaien’in içtiği iksirlerden biri vücudun deri tabakasındaki korumayı çok yüksek bir düzeye çıkarıyor ve dışardan aldığı darbelerin hasarını %97 oranında azaltıyor. Diğer içtiği iksiri ise, yanaklarının içinde depoladı. O iksirin etkisi ise, metal nesnelere bir dağı delebilecek kadar kuvvet ekliyor ve dış etkenlerden etkilenmemesin sağlıyordu. Yanaklarının içinde depoladığı iksiri, Alev Girdabı onu yutmadan tükürüp, hançere enerjisini gönderdi. Böylelikle kısa hançer sanki havayı yarıyormuşcasına alev girdabının içinden geçip hedefe saplandı.’’ Zereina’nın nefesi tükenmişti. Derin bir nefes daha alınca, Kaien’in buz kütlesinden yayılan ışık hüzmeleri daha da artmıştı.

Yaguro'oHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin