Üç metre uzunluğunda, otuz santim genişliğinde ve dokuz santimetre kalınlığında olan devasa kılıç Twun Nigor, yüksek sesle kınından çıkmıştı. Kılıcın işlemesini ve boyutunu gören herkes korkuyla karışık şaşkın vaziyette kılıca bakıyordu. Kılıcın kınını gördüklerinde, ‘’Bu kadar büyük kılıcı o çocuk kullanamaz, kesin kılıcın kılıfını büyük yapıp göz dağı vermeye çalışıyordur’’ diye kendi aralarında yorumlamışlardı.
Ancak şimdi devasa Twun Nigor’u, Mundo’nun elinde görenler adeta şok geçirmişlerdi. Üstelik çocuk dediği kişiler onun o kılıcı rahatlıkla taşıdığını görünce içlerine korku titremesi gelmişti. Mundo, arenadaki seyircilerin bakışlarını görünce gaza gelip, karanlık duman formuna geçti. Karanlık duman havaya karışarak yok olduğunda; Mundo, Yorochima’nın yanında belirmişti.
‘’Şimdi beni dinle Yiang hav havı!’’ Mundo hav hav kelimesini diyince kahkaha attı. ‘’Bu hav hav kelimesi de sizin gibilere oldukça yakıştı. Ne dersin?’’ Mundo sordu. Ancak yanıt gelmeyince tekrar kahkaha attı. ‘’Doğru ya! Sen konuşamıyordun. Madem benimle konuşamıyorsun, o zaman beni dinlemeyeceksin!’’ Mundo sinirlenmiş gibi bağırdı.
Mundo elindeki devasa kılıcı, Yorochima’nın sağ omzuna doğru fırlattı. Twun Nigor, o kadar keskindi ki, Yorochima’nın sağ omzunu komple kesip geçmiş, üstelik yarısı toprağa girmişti. Yorochima’nın kolu ötede dururken Mundo’nun yüzüne rahatlarcasına gülümseme geldi.
‘’HAĞOĞAĞĞAĞAĞOĞOA!!!’’ Yorochima acıyla tekrar bağırdı. Sağ kolu, omzundan itibaren tamamen kesilmişti. Artık sağ kolu diye bir uzvu yoktu. Omzunun kökünden kesmişti Mundo..
‘’Ne diyorsun anlamıyorum!’’ Mundo alayla sordu fakat yüzü ciddi bakıyordu. Azıcık eğilerek dinliyormuş gibi yaptı. ‘’Ben sana beni dinlemeyeceksin demedim mi!!?’’ Mundo yine bağırdı. İki eli de boştu. Yorochima’nın kafasının yanına diz çökerek iki eliyle Yorochima’nın kulaklarını tuttu.
‘Cart’ diye yırtılma sesiyle Yorochima’nın iki kulağının kepçesi Mundo’nun ellerindeydi. Mundo memnun olmuş ifadeyle elindeki kulaklara baktı. Ardından yüzüne çok ama çok korkmuş bir ifade getirerek, Toxuc’a doğru baktı. Mundo’nun direk göz temasını Toxuc ile kurması Toxuc’un tedirgin etmişti.
Mundo korkak bir ses ile ‘’Pes ediyorum!!’’ diye bağırdı. Mundo’nun bu sesini duyan bütün arena karmaşık duygular içinde küfür edip bağırmaya başladı. Toxuc, hatta krallar ve kraliçe bile şaşırmıştı. Kral Zereina ise kahkaha atmıştı. ‘’Hah hah ha! Bu çocuk her zamanki gibi çok eğlenceli!!’’ Kral Zereina konuştu.
Mundo yüzündeki korkak ifadeyle hala Toxuc’a bakıyordu. ‘’Duymadınız mı? Pes ediyorum. Yoksa bu adam beni öldürecek!!’’ Korkuyla konuştu Mundo. Yüzünde hala korku ifadesi vardı. Toxuc, Mundo’nun bu sözlerinden sonra silkelenip kendine geldi. Kral Pircoi’ye baktı. O ise şaşkınlıktan sadece Mundo’ya bakıyordu.
Toxuc, profesyonel biçimde karşılık vermek için üzerindeki şaşkınlığı hemen üstünden attı.
‘’Baptoi Krallığı’ndan Mundo Wura pes etti.’’
‘’Kazanan, Nomui Krallığı’ndan Yorochima Yiang!!’’
Mundo, bu sözleri duyunca yüzündeki korku ifadesini yüzünden silip attı. Mükemmel bir şekilde rolünü yapmıştı. Kahkahalar atarak kılıcını kınına soktu. Ardından Yaguro’o’nun yanına doğru yürümeye başladı. Ses tellerine enerji yollayarak sesini yükseltti. ‘’Şifacılar! Şu adama yardım edin yoksa sıradaki savaşa çıkamayacak!’’ Mundo konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaguro'o
FantasíaNasıl pişman olacağınızı sadece sizler belirleyebilirsiniz.. Her zaman bir seçenek daha vardır değil mi? Sonuç belli fakat ilerlediğiniz yolu siz seçeceksiniz. Sonuç ise pişmanlık, Yoldaşlar.. O halde; Bu kapağı okuyup geçtiğinizde...