Ardından uzun ince hançerini kaldırdı ve Yaguro'o'nun tam kalbine gelecek şekilde sapladı. Yaguro'o tepki bile verememişti. Zaten istese de tepki veremezdi, bedenini hala kontrol edemiyor ve bilinci kapalı haldeydi. Zfulho, hançeri saplayınca çıkan sesten büyük zevk aldığını gözlerini kapatıp kendisini büyük bir hazza bıraktığını anlayabilirdiniz. Mutlulukla gözlerini açtı.
Klefnoa, yüksek seviyedeki işitme yeteneğinden ve doğayı hissetme gücü sayesinde direk gardını bozup kafasını Yaguro'o'ya çevirdi, fakat gördükleri karşısında şaşkınlığa uğramış, tekrar savunma yapmayı bile unutmuştu. Yaguro'o'nun kalbinde uzun bir hançer vardı, bu hançerin kalbi delip geçtiği hayli anlaşılabiliyordu. ''Hayır!!!'' Klefnoa acıyla ve üzüntüyle bağırdı.
Omutsara, bu açıktan faydalanmamak gibi bir aptallık yapmayacaktı. Hızlıca harekete geçti. Elindeki hançerlerini atıp belinden kısa fakat kalın bir kılıç çıkardı. Bütün enerjisini bacaklarına ve kollarına gönderek bitiriyordu. Bu son saldırısı olacaktı ki eğer bu saldırısı boşa giderse ölümü kabullenecekti. Hızlıydı ancak yine de sessiz adımlarla koşmasını biliyordu.
Zfulho, Klefnoa ile birkaç saniye boyunca bakıştı. Ardından o çok sevdiği gülümsemesini, piçlik dolu gülümsemesini yapıp göz kırptı. Klefnoa'nın yüzü sinirle gerilmiş, alnındaki iki damarı şişmişti, üstüne boynundaki şah damarları da sinirden nefesini tuttuğunu destekler nitelikte şişmişti. Zfulho ellerini birbirine yapıştırdı, ''Görüşürüz aptallar!!'' diyip tıpkı bir sis gibi dağılarak yok oldu.
Omutsara, arasındaki mesafeyi çoktan kapatmıştı; kısa kılıcıyla Klefnoa'nın sırtını, göbek hizasında kesmek adına hızlıca kollarını gerip, kollarına yüksek miktarda enerjisini yolladı. Bir saniyelik zamanda kılıcını savurdu. Klefnoa'nın sırtı dönük olduğundan dolayı kendisine gelen kısa kılıcı görememişti, sırf bu yüzden de kendisini savunmak adına da yapacağı hiç bir şey yoktu.
''SLİPSS''
Klefnoa'nın bedenini tutan sadece göbeğinin olduğu taraftaki deri kısmıydı. Omutsara'nın kısa kılıcı onun bedenini bel kısmından yarıp geçmişti. Klefnoa, yavaşça yere düşerken Omutsara elini uzatıp Klefnoa'yu yakasından kavradı. Onu kendisine çevirmeye çalışmış fakat tek eliyle Klefnoa'yı tutamamıştı. Klefnoa sertçe yere düştü. Omutsara hemen Klefnoa'nın yanına eğiip konuşmaya başladı. Klefnoa'nın bedeni yarılmış olsa da alacak birkaç nefesi daha vardı..
''Duydum ki, üç ay önce Ruaqred ölmüş... Ona selamımı söyle.. Ayrıca Qudve'yi de yakın zamanda sizin yanınıza göndereceğim!!'' Omutsara duygudan yoksun sesiyle konuştu. Ayağa kalktı. Geçmişten kalan hıncının bir kısmını çıkarmıştı. Sırada sadece Qudve kalmıştı, onu da zamanı gelince halledecekti.. Omutsara, ne olur ne olmaz diye kılıcındaki kanı temizlerken, Klefnoa'nın yerde yatan yarık bedenine baktı. Dizleni hızlıca toprağa vurup yere diz çöktü, kılıcını havaya kaldırdı.
Kılıcını doğruca Klefnoa'nın boğazına doğru savurdu.. Klefnoa'nın kafası artık bedeninde değildi. Ölü olmasına rağmen, onun ölüsüne saygı duyulmamış, kellesini kesmişti. Klefnoa'nın artık iyileşemeyeceğinden her türlü emin olunca yüzündeki gülümseme ile etrafına göz gezdirmeye başladı. Fakat yüzündeki gülümsemesi, ayaklarının dibine tanıdık bir kafa fırlatılınca, hızlıca silinmişti.
Ayaklarının dibine gelen kafa, Kuragi'nin kafası idi. Şaşkınlıkla ne yapacağını şaşırmıştı. Başını kaldırıp etrafına baktı, bu Kuragi'nin kellesinin nerden geldiğini anlamaya çalışyordu. O sırada Yunloa, hızlıca Mundo'nun yanına geçti. Işık gücüyle şeffaf, güçlü ve kolay kırılamayacak bir bariyer kurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaguro'o
FantasíaNasıl pişman olacağınızı sadece sizler belirleyebilirsiniz.. Her zaman bir seçenek daha vardır değil mi? Sonuç belli fakat ilerlediğiniz yolu siz seçeceksiniz. Sonuç ise pişmanlık, Yoldaşlar.. O halde; Bu kapağı okuyup geçtiğinizde...