Zfulho, Toxuc’un savaş başlasın sesini duyduğu zaman direk saldırıya başlamıştı. Yaguro’o beklemeden Ogruo’yu belinden çıkarmıştı bile. Bu dövüşte kesinlikle avantaj ya da fırsat vermeyecekti. Zfulho’nun bu savaşta tüm güçlerini kullandığı açıkça anlaşılıyordu. Henüz Yaguro’o’ya saldırmamıştı, ancak sürekli etrafta dönüp Yaguro’o’nun kafasını döndürmeye çalışıyordu.
Yaguro’o ise, onu gözleriyle izlemiyordu. Bizzat enerjisini takip ediyordu. Zfulho, bütün saygınlığının bu çocuk yüzünden gittiği aklına gelince kendini kontrol etmekte zorlanıyordu. Fakat Zfulho biliyordu ki, kontrolünü kaybederse, kaybederdi. Arenadaki seyirciler sadece Yaguro’o’nun beklediğini görüyor, Zfulho’yu göremiyordu.
Yaguro’o, dizlerini çok ufak biçimde büküp, mızrağını çapraz biçimde tutarken dirseklerine enerjisini göndermişti. Zfulho’nun sürekli hareket edip açık beklediğini farkındaydı. Kendisi de açık vermediği için saldıramıyordu. Eğer bir mızrak kullanıcısı açık vermiyorsa ona kolay kolay saldıramazdınız. Çünkü mızrak uzun mesafede hasar verici bir silah olduğu için ona açık verdirtmek amacıyla saldırdığınız zaman kaçamadan mızrak vücudunuza saplanırdı.
Yaguro’o, büktüğü dizlerini düz hale getirdiği an, Zfulho hançerlerini onun dizlerine savurmuştu. Arkadan yapılan saldırıya karşılık vermeyeceğini düşünmüştü Zfulho. Ancak Yaguro’o, iki eliyle tuttuğu mızrağı başının üstünden geçirerek kendiyle parelel şekilde yere saplayınca, Zfulho’nun hançerleri mızrağa çarpıp geri sekmişti.
İkiside hiç konuşmuyordu. İkiside birbirini sadece öldürmek için saldırıyordu. İkiside farkındaydı ki bu arenanın bu dövüşünden en az bir ceset çıkmak zorundaydı. Maç başladığından beri hep rakipleriyle dalga geçen Zfulho, ağzından tek kelime çıkarmamıştı. Tüm ciddiyetiyle savaşıyordu. Bu durum, Kral İngur’un garibine gitmiş olsa da, o sadece krallığının şampiyon olmasına bakıyordu.
Zfulho, belli etmese de şaşırmıştı. Çünkü Yaguro’o onun saldırısını görmüş ve karşılamayı başarmıştı. Kendisi Gökyüzü Seviye iken, Yaguro’o sadece 8. Seviye idi. Tüm gücünü kullanırsa sıradaki dövüşler için rakipleri onun nasıl bir savaş gücüne sahip olduğunu göreceklerdi. Ancak artık bu umrunda değildi. Yaguro’o’yu buraya kesinlikle gömmeliydi. Zfulho aklından kendine fısıldıyordu. ‘’Ya o ya o! O kadar!!’’
Zfulho’nun bedeninden yeşil dumanlar yükselirken, Yaguro’o birazdan olacakları tahmin etmiş gibi karanlık gücünü açmıştı. Ogruo’dan kızıl dumanlar yükselmeye başlamış, Yaguro’o’nun etrafında kızıl-siyah görsel duman şöleni oluşmuştu. Yaguro’o savaşçılık gücünü son raddesine kadar açtı. Zfulho elementlerle saldırırsa, element gücüyle karşılık veremeyeceğini biliyordu. Element güçleri Zfulho’ya kıyasla çok zayıftı.
Zfulho, hançerlerinden birini belindeki kınına yerleştirdi. Sol elinde hançeri beklerken, sağ elinde yıldırım biriktiriyordu. Sol elinde hançer varken hançerin ucundan yıldırım gönderdi. Yaguro’o yıldırımları görünce, Ogruo’yu yıldırım tam geldiği yöne tuttu, Ogruo’o yıldırımı emmişti. Ancak bu kadarla kalmıyordu. Yaguro’o’nun gözleri sonuna kadar açılmıştı. O da biliyordu acele etmesi gerektiğini…
Ogruo’nun yıldırımı emdiği kısmıyla arkada kalan kısmını elinde çevirerek yer değiştirdi. Ardından mızrağı Zfulho’ya doğrultunca, aldığı yıldırımların iki katını göndermişti. Zfulho, mızrağın bu özelliğini görünce içinden küfürler savurarak yok oldu. Kendi yıldırımlarına hedef olmasına çok az kala kaçmayı başardı. Ancak Zfulho hala içinden küfürler savurmaya devam ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaguro'o
FantasyNasıl pişman olacağınızı sadece sizler belirleyebilirsiniz.. Her zaman bir seçenek daha vardır değil mi? Sonuç belli fakat ilerlediğiniz yolu siz seçeceksiniz. Sonuç ise pişmanlık, Yoldaşlar.. O halde; Bu kapağı okuyup geçtiğinizde...