Yaguro'o

Kitap 1: Filizlenen Kötülük / Bölüm 22

''Dinle Urostu. Şimdi bilgi eğitimine geçmeliyiz. Sana birkaç şey anlatmam gerekiyor. Belki bilirsin, bir insanın hiç seviyesi yoksa, ömrü 80 yıl olur. 1. Seviye olursa 100 yıl olur. Daha sonraki seviyelerde 50 yıl olarak artar. Maximum yaşam süre 1250 yıldır. O da İlah Seviye'de. Bazı büyüler ve teknikler vardır. Teknikler ve büyüler dörde ayrılır. Sıradan-Üstün-Gizli-Yasak..'' Rkejyu nefes aldı.

''Ha bir de, Tanrı Teknikleri var. Onlarda teknik olarak sayılmaz. Çünkü Tanrı Tekniği öğrebilecek veya öğrenen kişi sayısı diğerlerine oranla azdır. Ortalama verecek olursam, 1.000.000 kişiden bir kişi Tanrı Tekniği bilebilir. Bu arada sana yeni bir arkadaş geliyor. Belki seversin, belki sevmezsin. Baptoi Krallığından geliyor. Oralar hakkında az çok söylenti duymuşsundur. Biraz yobaz ve kontrolsüz krallıktır. Umarım iyi anlaşırsınız. İsmi İlir. Burada Işık eğitimine devam et. Ben gidiyorum. İlir yakın zamanda gelir. Görüşürüz Urotsu.'' Rkejyu konuştu.

''Görüşmek üzere Efendi Rkejyu..'' Urotsu kısık sesle ancak duyulabilecek şekilde konuştu.

--------------------------------------

Yaguro'o kapıyı tıklattı. Cevap beklemeden içeri girdi. Veakr'ın iyi bir Karanlık Güç kullanıcısı olduğunu biliyordu. Kendisinin geldiğini anlamış olmalıydı. Gereksiz hareket yapmanın luzümu hiç yoktu. İçeri girdiğinde Veakr iki kişiyle sohbet ediyordu. Koltuklar konsey salonundaki ile aynı biçimde ve aynı tarzda diziliydi. Yaguro'o biraz dikkatli bakınca bu iki kişinin ustaları olduğunu anladı. ''Hoşgeldiniz, Usta Klefnoa ve Usta Ruaqred. Neden buraya geldiniz? Usta Koute dikkat çekmememiz gerektiğini söyledi?'' Yaguro'o sesini tonuna alay veya sevecenlik katmadan buz gibi konuştu.

''Yaguro'o. Mundo nerde?'' Ruaqred'in bacağı sinirden titriyordu.

''Cevabını bildiğin soruyu neden soruyorsun?'' Yaguro'o meydan okurcasına konuştu. Yüzüne artist bir sırıtış yayılıyordu ki, yüzüne yediği balyoz gibi yumruğun gelmesiyle gülememişti. Ruaqred, yumruğunu Yaguro'o'nun sol elmacık kemiğine tam oturtmuştu. Yaguro'o, yumruğun şiddetiyle duvara sertçe çarptı. Ayakları yerden kesilmişti. Yere yarı baygın şekilde yüz üstü düştüğünde çarptığı duvarda çatlaklar vardı. Ruaqred bir tekme daha atacaktı ki, Klefnoa sol kolundan çekti. O anın siniriyle Ruaqred üç metrelik kılıcını çekti. Klefnoa ile göz göze geldiğinde boynunda bir soğukluk hissetti. Klefnoa hançerini boğazına dayamıştı.

''Öncelikle kılıcını geri koy Dev Adam. Sonra da şuraya otur ya da defol.'' Klefnoa konuştu. Ruaqred cevap vermeden kılıcını kınına sokup koltuğa yöneldi. Koltuğun yanına geldiğinde koltuğa da bir yumruk savurdu. Koltuk paramparça olmuştu. ''Ruaqred.. Sakin ol. Aksi takdirde, hoş olmayan şeyler gerçekleşecek. Bu bir tehdit değil rica. Bunu da bilesin.'' Veakr konuştu.

Ruaqred sırtını duvara dayadı. Sol ayağını duvara yasladı. Kollarını göğsünde kavuşturmuş bekliyordu. Yaguro'o, acıyla doğrulmaya çalışıyordu. En sonunda oturur pozisyona geçip sırtını duvara yasladı. Yüzü kan içindeydi. ''Demek öyle.. Usta..'' Yaguro'o konuştu. Ağzından zorlukla nefes alıyordu. Susmayı tercih etti.

''Hala Koute nerede bilmiyor musun Veakr?'' Klefnoa sordu. ''Ne yazıkki bil----'' Veakr'ın cümlesi yarım kalmıştı. Çünkü aniden biri izinsiz olarak odaya girmişti. Herkes giren kim diye bakarken, ''Efendim Noa?'' dedi Koute.

Üstü başı kanlar içindeydi. Sadece gözleri gözüküyordu. Ruaqred koşar adım Koute'nin yanına gitti. ''Bu kanlar arasında senin kanın var mı Koute?'' dedi.

''Hayır. Belki bu kadar kan arasında ufacık kanım vardır. Fakat ağır bir yaram yok.'' Yaguro'o'ya döndü. ''Bu turnuva bittikten sonra sana benim aldığım eğitimi vereceğim. Ağzını falan açma. Kimse konuşmasın. Bu çocuğu da Ruaqred bu hale getirmiştir kesin. O yüzden KİMSE KONUŞMASIN!!!'' Koute sinirle bağırdı. Koute'nin sinirlendiği nadir olurdu. Aşırı nadir. Hatta bağırdığını görüp yaşayan kişi bir elin parmağını geçmezdi. Veakr seri bir hareketle koltuktan kalkıp ayağa dikildi. Yerini Koute'ye bırakmıştı.