Mundo, yapmacıktan bir kere öksürdü. Bütün kafalar ona dönmüştü. Mundo ise sadece Yunloa’ya bakıyordu. ‘’Yunloa, şu gördüğün seksen altı kişinin on tanesine karşı tek başına sen, asanın gücünü test etmek ister misin?’’ Mundo sordu.
Yunloa ise, kendini kanıtlamak ve asayı denemek isteyişi Mundo abisinin anlamış olmasına sevinmişti. ‘’Siz uygun görürseniz elbette olur Kara Yılan..’’ Yunloa konuştu.
‘’Haydi öyleyse. Nelerin varmış göster bize..’’ Mundo güven verircesine moral konuşması yaptı.
Yunloa hemen açık alana çıktı. Karşısında on tane düşmanı vardı. Ancak içinde tek şüphe vardı. Hakkında hiç bir şey bilmediği asayı nasıl test edecekti?
Kafasındaki soru işaretleriyle birlikte, Yiang Tarikatı’nın on üyesinin karşısına geçti. Hepsine sırayla göz gezdirdi. Düşmanları onu aşağılarcasına bakıyor, ‘Daha on yaşına ulaşamamış bir kız çocuğu bize ne yapabilir? Üstelik on kişiyiz.. Bunlar bizi fazla hafife alıyor’ diye düşünüyorlardı.
Bilmedikleri şey ise, o kızın o yaşta kelle kopartmaktan çekinmediği idi.. Yaguro’o’nun kız ve biraz daha merhametli versiyonu Yunloa diyebilirdik. On kişinin arasındaki 12. Seviye olan Yiang Tarikatı üyesi, Yunloa’nın güçlerini kontrol etmek için enerjisini saldı.
‘’9. Seviye Büyücü, 9. Seviye Işık Gücü’’
‘’Bu güçsüz velet bize ne yapabilecek yahu?!!’’ Adam hayretle konuştu. Sanki kızın ölmesini istiyorlardı ki onu, böyle bir dövüşe sürüklemişlerdi. Ya da kız cidden hafife alınmaması gereken biriydi. Adam güç seviyesine ve yanındaki arkadaşlarına bakınca ilk seçeneğin daha doğru olduğuna karar kıldı.
‘’Bu çocuğu öldürürsek, bizi serbest bırakacağına söz verebilir misin Beyaz Göz Yaguro’o?’’ Yiang üyesi olan adamın yanındaki başka bir Yiang üyesi olan kadın konuştu.
‘’Yunloa doğrudan bana bağlı değil. Bu soruyu Kara Yılan Mundo’ya sor.’’ Yaguro’o ilgisizce kendisine sorulan soruyu cevapladı. Bu dediklerinin üzerine gözler Mundo’ya kitlenmişti. Mundo ise sadece Yunloa’ya baktı. Yunloa ‘olur’ anlamında gözlerini yavaşça kırpınca, ‘’Kabul ediyorum. Eğer Beyaz Manolya’yı öldürebilirseniz, gitmenize izin vereceğiz. Tamamiyle özgür kalırsınız.’’ dedi.
Bu cevabı duyunca adamın yüzü gülmüştü. Mutlak ölümden son anda paçayı kurtarmış gibi zafer edasıyla gülüyordu. ‘Kolay lokma.. Belki de tek başıma bu kızı yenebilirim. En azından burdan gururlu ve onurlu ayrılırım..’ Yiang üyesi adam düşündü.
‘’Ne duruyorsunuz!! Başlasanıza köpekler!!’’ Yaguro’o sinirlenmişti. Sesinin tonuna hakim olamayarak bağırmıştı.
‘’Siz geride kalın. Bu işi ben halledeceğim.’’ Yiang Tarikatı üyesi adam, Yaguro’o’yu duyunca tedirgin olmuş, bu işi çabuk bitirmek adına hızlıca arkadaşlarına dönerek konuşmuştu. Kafasını tekrar Beyaz Manolya’ya çevirince kızın orda olmadığını gördü. Kafasına yediği odunumsu asa ile sağ tarafa doğru savrulmuştu.
‘’Küçük kız… Bu yaşta beni çağırabilmenin başarı ödülü olarak sana en güçsüz özelliğimi kullanmayı bahşediyorum. Bu özellik ise..’’ Asa Noku, Yunloa ile zihinsel bağlantı kurmuştu. Bunu yapabilen silahların bilinci oluyordu. Bilinçli silahlar ise dünyada yok denecek kadar azdı.
Örneğin Kalyus’un kılıcı Wukuo’nun bilinci vardı. Ancak zihinsel bağlantı kuramıyor, sadece çığlık tarzında insan gibi konuşabiliyordu. Ya da Koute’nin kılıcı İzu, bilinci vardı fakat sadece haykırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaguro'o
FantasíaNasıl pişman olacağınızı sadece sizler belirleyebilirsiniz.. Her zaman bir seçenek daha vardır değil mi? Sonuç belli fakat ilerlediğiniz yolu siz seçeceksiniz. Sonuç ise pişmanlık, Yoldaşlar.. O halde; Bu kapağı okuyup geçtiğinizde...