İki duvarda yüksek bir gürültüyle patladı. Yaguro’o’nun ne yaptığını gören ve turnuvanın başından beri sakinliğini koruyup kafasını bastonundan kaldırmayan Cuaxe bile kafasını kaldırmış ve şaşırmıştı. Kırmızı gözlerini sonuna kadar açmış, ve şaşkın bir iblis gibi Yaguro’o’nun yaptığına bakıyordu.
‘’Yanlış hissetmiş olamam!’’ Cuaxe kendi kendine konuştu. Urotsu, Nakoira, özellikle Zfulho o kadar şaşkındı ki küçük dilini yutmuştu.
Yaguro’o yıldırım kullanmıştı!!! İki duvarı yıldırım gücü kullaranak yok etmişti!!!
Kral Zereina bile yerine tekrar oturamamıştı. Diğer üç hükümdar da ayağaka kalkmış, arenadaki milyonlarca seyirci de ayaktaydı. Kraliçe Luna’nın dili tutulmuştu. Kral İngur küfürler ediyordu.
‘’Yıldırım Gücü’ne mi sahip!!??’’ Kral İngur bu soruyu Pircoi’ye sormuştu. Pircoi, Yaguro’o’yu en yakın tanıyan kişilerden biriydi.
‘’B-B-Bİ-BİLMİYORUM!!’’ Pircoi kekelemişti.
Zfulho ise artık korkuyordu. Gözleri artık yerinden fırlayacaktı. Yaguro’o, toprak duvarları parçaladığında yıldırım kullandığını görmüştü. Ölümün artık kendisi için geldiğini anlamıştı. Bu toprağa mıhlanmış şekilde hiçbir şey yapamazdı. Sebebini çözemediği bir şekilde mızrak sanki enerjisini emiyordu, enerjisini hissedemiyordu.
Yaguro’o yere kapaklanmıştı. Kesik kesik nefes alıyordu. Kendini yerden kaldırmak için iki eline destek verdi. Yavaşça doğruluyordu. Zfulho, bir kez daha şok olmuştu ki, bu şokun üstüne Yaguro’o’nun kafasından çıkan boynuzlar bir şok daha vermişti. Yaguro’o’nun derisi soluklaşıyordu.
‘’O çıkan boynuz mu yoksa??’’
‘’Derisi de soluklaşıyor!’’
‘’Bu çocuk nasıl bir canavar!!’’
Arenadaki seyirciler bu tarz yorumlar yaparken Yaguro’o ayağa kalkmıştı. Bembeyaz dişleri, sivrileşmiş, bütün dişleri köpek dişi gibi sivri olmuştu. Dişleri tıpkı köpekbalığının dişlerine benziyordu. Kafasından çıkan iki boynuz siyah renkteydi. Derisi açık kahverengi olmuştu. Gözbebekleri kırmızı, göz akı siyah olmuştu. Sanki cehennemden kaçmış iblise benziyordu!!!
Kafası halen yere bakıyordu. Zfulho’nun alnından ter damlası yol almış, burnuna kadar gelince yere damlamıştı. Ter damlası toprakla buluşunca, Yaguro’o aniden kafasını kaldırdı. Direk Zfulho’ya bakıyordu. Zfulho’ ‘gluk’ diye yutkununca, Yaguro’o’nun yüzüne sadistçe bir gülümseme geldi.
Urotsu, bütün bu olanları görünce aklı mantığı almıyordu. 8. Seviye bir insandan nasıl böyle bir güç çıkabilir gibi bir çok soru onun beynini yiyiyordu. Yaguro’o’yu hiç hafife almaması gerektiğini farkındaydı. Hemde hiç hafife almamalıydı!! Turnuvanın en güçlü en prestij isimlerinden biri olan Zfulho Ased ile kıyasıya dövüşüyordu. Urotsu, Zfulho’nun namını duymuştu.
Turnuvada ilk düşündüğü, ‘Zfulho ile karşılaşırsam ne olur?’’ idi. Kendisi Gökyüzü Seviye iken Zfulho’dan çekiniyordu fakat Yaguro’o sadece 8. Seviye olmasına rağmen onunla hiç çekinmeden savaşıyordu. Urotsu’nun üç yıl önce ustası Rkejyu’ya söyledi sözler aklına geldi. ‘’Bu çocuk bu yaşta dört kişi karşı savaşıp kaçabiliyor, birkaç yıl sonra daha fazla kişiye karşı savaşıp mutlak galibiyet elde edecek!’’
Urotsu, ileri görüşlülüğüne bir kez daha şahit olmuştu. Ancak keşke şahit olmasaydım diye düşünürken, Rkejyu’ya lanet etti. ‘’Onu tüm gücünüzle yakalayıp öldürmeliydik!!’’ diye söylenmeye başladı. İki buçuk yıl öldü süsü verip bu derecede gelişmek… Tam da Yaguro’o’dan beklenebilir bir davranıştı…
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaguro'o
FantasiaNasıl pişman olacağınızı sadece sizler belirleyebilirsiniz.. Her zaman bir seçenek daha vardır değil mi? Sonuç belli fakat ilerlediğiniz yolu siz seçeceksiniz. Sonuç ise pişmanlık, Yoldaşlar.. O halde; Bu kapağı okuyup geçtiğinizde...