‘’Sadece, kaybetmiş biri..’’ Yunjan son sözlerini söyledikten sonra, inanılmaz bir hızla ormanın içine daldı..
Ormanın içinde hızlıca yol kat ederken düşünceler onun beynini kemiriyordu. Ancak öfkesi düşüncelerini mantıkla çözmesine engel oluyordu. Üstündeki paçavra kıyafeti yırtarak çekip yolun kenarına attı. Kıyafetini atınca bütün kasları ortaya çıkmıştı. Uzaktan bakan biri, Yunjan’ın çok büyük savaşçı olduğunu söyleyebilirdi. Dövmelerine bakınca, oldukça acıya dayanıklı olduğu anlaşılıyordu. Çünkü dövmelerinin olduğu yerler baya can yakan yerlerdi. Gözünün kenarları, ensesi, sırtı ve sırtından doğru dirseklerinden, omzundan doğru uzanarak bileklerine gelen spiral şeklindeki dövmelerle kaplıydı.
‘’Çekiçlerimi alacağım. Kılıçlarımın mührünü bozmama lüzum yok o lanet olasıcalar için!’’ Yunjan kendi kendine konuştu. Bu orman sıradan bir ormandı. Gonhei Krallığı’nın bilerek dokunmadığı, içinde küçük çaplı hayvanların bulunduğu ormandı. Bu ormanda sadece sıradan kurtlar çakallar ayılar gibi hayvanlar vardı. Yunjan, ormanın yeterince derinliğine girince, aniden durdu. Etrafına keskin kahverengi gözleriyle bakış attı. Sonunda aradığı ağacı bulmuştu. Seri adımlarla ağaca yaklaşıp, kendini iyice gerdi ardından tüm gücüyle devasa doruk ağacının gövdesine yumruğunu yerleştirdi.
Uzun, devasa doruk ağacı, sanki bir bambu ağacı gibi kolaylıkla kırılmış, ağır bir şekilde devriliyordu. Yunjan, ağacı ağır ağır devrilmesine daha fazla dayanamamış, sertçe bir tekme daha atmıştı. Ağaç savrularak, kendiyle onlarca ağacı devirerek durmuştu. Ağacın eskiden köklerinin olduğu kısmın yanında bir toprak parçası sabit kalmıştı.
‘’Daha bu çekiçleri koyalı altı yıl oldu ama hemen ağacın kökleri hemen üstüne gelmiş..’’ Yunjan kendi kendine konuştu. Ardından pürüzsüz duran toprak parçasının yanına eğildi. Eliyle toprağı attığında geniş, iki insan kalınlığında ve bir metre uzunluğunda sandık ortaya çıkmıştı. Yunjan, sandığın iki tarafından sertçe tutarak kaldırmaya başladı. Oldukça zorlandığı kolaylıkla anlaşılıyordu. Sonunda Yunjan sandığı topraktan çekip almış ve toprağın üstüne koymuştu.
‘’Şimdi onlar düşünsün!’’ dedi ve sandığın kapağını kırarak açtı. Birbirinin üstüne koyulmuş iki çekiç vardı. Bakınca bayağı ağır oldukları belli oluyordu. Yunjan sağ elini çekici almak için sandığın içine uzatınca arka tarafından bir hırlama sesi geldi. Arkasına dönmeye gerek duymadan arkasında neyin olduğunu anlamıştı. Aniden arkasına döndüğünde bir kurt onun suratına doğru zıplamıştı. Elindeki ağır çekici hiç zorlanmadan kurdun kafasına salladı. Kurtun kafasıyla buluşan çekiç, kemik kırılma seslerine eşlik eden kanlarla birlikte sessizlik oluştu. Kurtun kanlarının bir kısmı Yunjan’ın yüzüne de gelmişti. Yunjan, dudağının kenarına gelen kanı yalayarak emdikten sonra ‘’Imm.. Kan tadı almayalı çokca uzun zaman oldu.. Keşke bu kurtu hemen öldürmeseydim de, sürüsünü de çağırsaydı..’’ dedi fakat hemen peşinden yakınlarında bir uluma sesini duydu.
‘’Genç olan kurt onu izlemeye gelmiş ha? Hah ha! İşte şimdi daha eğlenceli olacak. Bakalım paslanmış mıyım?’’ Yunjan kendi kendine konuşurken sol elini de sandığa uzatarak diğer çekicini aldı. Çekiçlerini kaldırdı, ‘’Usta sana çok borçluyum. Umarım ölmemişsindir de sana bu borçlarımı ödeyeyim. Merak etme eğer yaşıyorsan, ben ölmeyeceğim.. Sana borcumu ödemeden önce..’’ dedi. Diğer gelecek olan kurtları beklemeye koyuldu.
***
Hayakui ve efendisi yola çıkmıştı. Hedef olarak belirledikleri yer Denkai Krallığı idi. Önlerinde uzun bir yolculuk vardı. On beş gün boyunca yürüyeceklerdi. Normalde Wetsu Ormanı’nın içinden geçerek ilerleyeceklerdi fakat son zamanlarda Wetsu Ormanı’nın gariplikleri onlarında kulağına gelmişti. Riske girmeden acele etmeyerek yol alacaklardı. İkisininde acelesi yoktu. Bu hayatı onlar seçmişti ve şu an Denkai Krallığı’na ulaşmaktan başka amaçları yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaguro'o
FantasiaNasıl pişman olacağınızı sadece sizler belirleyebilirsiniz.. Her zaman bir seçenek daha vardır değil mi? Sonuç belli fakat ilerlediğiniz yolu siz seçeceksiniz. Sonuç ise pişmanlık, Yoldaşlar.. O halde; Bu kapağı okuyup geçtiğinizde...