Yaguro'o, Koute'nin konuşmasını tamamını dinledi. Konuşması bitince şaşkınlıktan nutku tutulmuştu. Ustalarının güçlü olduğunu biliyordu. Fakat bu kadar -Tanrı öldürecek kadar- güçlü olduklarını bilmiyordu. Ruaqred, Yaguro'o'nun şaşkınlığından ego yapabilirdi. Fakat Tanrı Savaşı sırasında tek ve çok sevdiği öğrencisini kaybetmişti. Bu sebepten dolayı sadece ifadesiz bir suratla Yaguro'o'ya bakıyordu.
''Anlamadığım nokta, madem Saklon öldü, ben nasıl savaşçı-avcı olabilirim? Yoksa Saklon dirildi mi?'' Yaguro'o sordu. Bu soru dört kişiyi de şaşırtmıştı. Fakat, Yaguro'o'nun tanımadığı adam, ''Eğer Saklon dirilseydi, direk dünyaya inip senin ustalarını çoktan öldürürdü. Ki bunun için 201 yıl beklemezdi.'' dedi. Koute hak verircesine kafasını salladı.
''Bu arada sizi tanıştırmadım.. Yaguro'o, bu adam benim eski dostlarımdan biri Feraok, o seni daha önceden de tanıyor. Geçen sene yıllık mülakatlardaki başarını izlemiş bir insandır. Ödül Avcılarının lideri olacak yakın zamanda.'' Ruaqred konuştu. son cümlesini piç gülüşü yaparak söyledi.
''Hah ha. Ruaqred, daha değil. Neyse, size söylemem gereken bir şey var.'' Gözler Feraok'a döndü. ''Siz de kabul ederseniz, sizin dördüncünüz olmak isterim. Sizinle birlikte yolculuk yapmak, öğrencileri eğitmek isterim. Bana fazla güvenmiyorsunuzdur belki bilmiyorum. Fakat kendimi size kanıtlamak için gereken şeyi yaparım.'' Feraok konuştu.
''Senin kim olduğunu, karekterini ve hakkında daha birçok şeyi biliyorum Feraok. Sana güvenim tamdır. Ayrıca, seni bilen biri olarak söyleyebilirim ki, sen bu sözleri söylediysen, iş bitmiştir. Çünkü böyle sözler senin ağzından hiç denecek kadar çıkmamıştır. Sen eski kafadan adamlardansın. Bu yüzden, aramıza hoş geldin demekten çekinmem. Benim fikirlerimin aksini düşünüyorsanız lütfen söyleyin dostlarım..'' Koute konuştu. Etrafına baktı. Karşı çıkan kimse yoktu.
''Güzel. Aramıza hoş geldin Feraok.'' dedi. ''Beni onurlandırdınız.'' Feraok kısa kesti.
''Yaguro'o'nun turnuvası var. Turnuva başladı. Birkaç adamım turnuvanın olduğu arena da bekliyordu. Sırası gelirse beni uyaracaklardı. Uyarmadılar. Her an sıran gelebilir Yaguro'o. Haydi gidelim.'' Koute konuştu. Ardından ayağı kalkıp Yaguro'o'ya baktı. Yaguro'o tepki vermeden odadan çıktı. Birlikte arenaya doğru yola koyuldular.
---------------------------------------
''Efendi Yiang, Gonhei Krallığı'na giden birliğin hiçbir eşitlikçiden haber alınamadı. Birkaç bölük daha gönderelim mi?'' Hizmetkar konuştu.
''Hayır General. Bu bir oyun. Anlayamıyor musunuz?'' Efendi Yiang konuştu. ''Ölümcül Üç, bilerek böyle bir şey yapıyor. Gonhei Krallığı'ndaki adamlarımı öldürerek dikkatimizi oraya çekmeye çalışıyor. Onlar için en uygun yer Baptoi Krallığı olacaktır. Çünkü Baptoi, kuralları esnek olan bir ülke. Orada rahatlıkla istediklerini yapacaklardır. Gonhei'deki adamlar için yapcak bir şey yok. Dört bölük birlik olarak Baptoi'ye gitsin.'' Efendi Yiang, zeki bir şekilde konuştu.
''Ancak, Efendi Yiang, sanırım unuttunuz.. Gonhei'ye giden bölükte, tarikatımızın güç sıralaması olarak 6. sıradaki Jekroa ve 9. sıradaki Eor vardı. İkisinden de haber yok. Öyle ya da böyle kesinlikle ikisinden birinden haber gelirdi. Jekroa ve Eor'u Koute bile tek başına öldüremez.'' General tereddütle konuştu.
Efendi Yiang'ın yüzü ekşi limon yemiş gibi buruşmuştu. ''Kahretsin. Bir şeyler dönüyor. Anlamış değilim. İki bölük Baptoi'ye iki bölük Gonhei'ye gönder. Çekilebilirsin.'' Efendi Yiang sinirli bir şekilde konuştu. General odadan çıkınca masaya sert bir yumruk attı. Masa ortadan ikiye ayrılmıştı. Bir saniye sonra masa ateş almadan küle dönüşmüştü..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaguro'o
FantasiaNasıl pişman olacağınızı sadece sizler belirleyebilirsiniz.. Her zaman bir seçenek daha vardır değil mi? Sonuç belli fakat ilerlediğiniz yolu siz seçeceksiniz. Sonuç ise pişmanlık, Yoldaşlar.. O halde; Bu kapağı okuyup geçtiğinizde...