Klefnoa VS Omutsara
Klefnoa, düşmanının karşısına çıkınca hançerini çekti, zihni geçmişi anımsıyordu. Yaguro'o'yu eğitirken, onu savaşa hazırlarken ve turnuva için taktik verirken böylesi savaş eğitimlerini uygulama sırası artık kendisine gelmişti. Uzun zamandır dövüşüyordu. Fakat uzun süredir de herhangi bir savaşın ya da dövüşün içine girmemişti.
Fakat bu seferki savaşı gerçekten ciddi olacağından adı gibi emindi. Yanındaki kişilere güveniyordu. Omutsara'nın karşısına geçtiğinde göz ucuyla da 'Gri Kıyafetli Adam'a baktı. Onu görünce gülümsemişti. ''Tam zamanında..'' dedi. Ardından Omursara'ya tekrar dönüp avcılık gücünü son seviyeye kadar açmıştı. Bu dövüşten gücünü asla esirgemeyecekti.
O mor gözlü kişiyi gördüğü zamanki gibi içinde kötü hisler barınmaya başlamıştı şimdi. Savaş için gerekn odağı azalıyor, içinde yer yer kötü düşünceler beyinini kemiriyordu. Diğer hançerini çekip ağzına götürdü, dişleriyle kısa hançeri kavradı. Ardından uzun bir bıçak daha çekip onu da sol elinde tutmaya başladı. Sağ elinde hançer, sol elinde uzunca bir bıçak, ağzında ise kısa hançer vardı.. Ve savaşa başladılar..
***
İlir VS Toxuc
İlir, kolyesini kopardığında en şaşkın olan kişi Toxuc, gardını yüksek savunma şeklinde almıştı. ''Bu çocuk gücünü sakınarak bile benim seviyeme yakın güçteyse, şimdi gücünü sakınmadan dövüşecek. Dikkatlı olmalıyım..'' diye düşünüyordu. Toxuc etrafına baktı. Omutsara'nın dövüşünde Klefnoa baskın gelen taraf idi. Böyle devam ederse Omutrasa fazla sürmeden yenilecekti; bu yüzden de İlir'e karşı dikkatli savaşacak, fakat onu hızlı biçimde yenecekti.
Toxuc, ağır kılıcını İlir'e doğru sertçe savurdu. Kılıç tam kafasına değecekken, İlir kısa bir tebessüm edip hiçliğe karıştı. ''Hızlıymış..'' Toxuc düşündü. ''Beni yenmen için gerçek gücünü göstermelisin bence Toxuc!'' İlir yüksek sesle konuştu. Hafife alınmaktan her zaman nefret etmişti. Fakat ne olursa olsun asla öfkesine yenik düşmeyecekti, çünkü Üstat en çok bu konuda kendisini uyarmıştı. Üstat'ın sevmediği birşeye asla kalkışmaz, kalkışamazdı...
Toxuc otuz iki diş gülerek ''Gerçek gücümü görmeyi hak ettiğini kim söyledi?'' diye alayla konuştu. Bu sözlerinin rakibini kışkırtıp hata yapmasını bekliyordu ancak İlir gibi bilge karekterli bir insanın zor sinirleneceğini biliyordu. Toxuc hızlı bir şekilde tekrar güçlerini yükseltti ve yüksek hız denilebilecek bir hızda İlir'e karşı kılıcını savurmaya başladı. Ancak İlir, muazzam bir sıyrılma ve çeviklikle kendisinden kurtuluyordu. Aradan geçen yirmiden fazla saldırıdan sonra Toxuc'un özellikle merak ettiği şey, ''Bu çocuğu kim eğitti böyle?'' olmuştu...
***
Mundo VS Kuragi
Aklındaki soru işaretlerini, kafasını sağa sola sallayarak yok etmek istiyordu fakat bu başarısız oluyordu. Bu savaşı kazanması için zihnini boşaltıp tıpkı bir berrak su gibi temiz zihne sahip olmalıydı. Karşısına baktı, en azından içindeki en önemli soruyu sormalıydı: ''Mundo, sen ölmedin mi?'' Kuragi, derin nefes vererek sorusunu sordu. Mundo, ölmemişse, kesinlikle çok güçlü olduğu anlaşılabilirdi.
Kuragi, onun dövüş stilini ve beden gücünü az çok biliyordu. Öğrenme hızıda yüksekti. Hatta Mundo'nun normal insanlara göre dahi olmasını kanıtlayabilecek bir şey bile biliyordu. Her hangi bir elemente sahip olmasa da A Okulu'na girmeyi başarmış bir insandı Mundo.. Bu onun ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha vurguluyordu. Mundo'ya baktı. Vücudu gerçekten çok gelişmişti. Ama eğer Mundo'yu azıcık tanıyorsa bu kaslar bile ona az idi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaguro'o
FantasiaNasıl pişman olacağınızı sadece sizler belirleyebilirsiniz.. Her zaman bir seçenek daha vardır değil mi? Sonuç belli fakat ilerlediğiniz yolu siz seçeceksiniz. Sonuç ise pişmanlık, Yoldaşlar.. O halde; Bu kapağı okuyup geçtiğinizde...