Koute ellerini yumruk yaptığında bir patlama sesi geldi. Tabut yok olmuştu. Ardından da
yağmur yağmaya başlamıştı. Yaguro’o ve diğerleri bu uğurlama töreni karşısında şaşkınlık
içindeydi ama oldukça etkilenmişlerdi.
Koute, gözlerini gökyüzünden çekti. Arkasındaki insanlara döndü. Bir yandan hala yağmur yağıyordu. Koute konuşmak için dudaklarını araladı:
‘’Şimdi, Yunloa buraya gel.’’
Yunloa şaşırmıştı, bir anlık Mundo’ya baktı. Mundo git dercesine kafasıyla hareket yapınca, Yunloa, Koute’nin yanına doğru yürümeye başladı. Çekiniyordu fakat burada çekinmesi gereken kimse yoktu. Küçük kalbi pırpır atıyordu. Heyecanlıydı, yüce büyücü onu niye çağırmıştı anlayamamıştı.
İstemsizce bu yüce büyücüyü usta bellemişti kendi gözünde. Sonunda Koute’nin yanına gelmişti. Koute, kendisini süzüyordu. ‘’Yaşına göre oldukça iyi seviyedesin. Büyücülük temellerini iyi atmışsın. Seni eğiten kimdi?’’ Koute sordu.
‘’Yüce Üstat.’’ Yunloa sadece sorulana cevap vermişti. Kafası yere bakıyordu.
‘’Üstat mı? Hiç duymadım. Eğitimi nerede aldın?’’
‘’Burada, Baptoi Krallığı’nda.’’
‘’İstersen Üstat’ı bir ziyaret edelim ha?’’
‘’Üstat’ı ziyarete gitsek bile bulamayız. O bize sadece görünmek istediğinde görünür.’’
‘’Demek öyle. Neyse, elini şu asaya tut ve onu çağırmayı dene.’’ Koute, Egsulo’nun asasını göstererek konuştu.
Yunloa bu sözler karşısında şaşırmıştı. O asadan bir çekim hissetmişti ve şimdi o asa kendisinin mi olacaktı? Fakat içine bir kuşku düşmüştü. ‘Ya asayı çağırdığımda her hangi bir tepki olmazsa?’ diye düşünüyordu.
Yunloa asaya bakıyordu, ellerini uzatmadan asa ile bağlantı kurmaya çalıştı. Asanın bir zihni olduğunu düşünüyordu. Ki asanın bir zihni olmasını istiyordu. Aradan on dakika geçmişti. Herkes Yunloa’ya bakıyordu. Yunloa’nın alnından iki ter damlası akmış, fındık burnundan doğru aşağıa düşmüştü.
‘’Yunloa, başarabilirsin. Ne için yaşadığını hatırla.’’ Mundo moral konuşması yapmıştı.
Yunloa, abi gibi gördüğü Mundo’nun ona daha önce hiç etmediği güzel sözler karşısında şok olmuş ama çok mutlu olmuştu. Ne için yaşadığını tekrar hatırlattı kendine. İçinden büyük bir sevgi parlamıştı adeta.
Asaya bakmaya devam ediyordu. Sol elini kaldırıp asaya doğru uzattı. Asa ışık hızıyla Yunloa’nın elinde belirmişti. Ancak ters giden birşeyler vardı. Yunloa diz çökmüştü. Alnında derin kırışıklıklar ortaya çıkmış, ince kaşları ve ince dudakları titriyordu. Asayı hala bırakmamıştı.
‘’Yüce Büyücü Koute. Asa bana bir şeyler diyor.. Bayan Egsulo hakkında.. Size söylememi istiyor aksi takdirde beni öldüreceğini söylüyor. Sözler tam olarak şunlar: ‘’Efendim Koute, eğer bu konuşma gerçekleşiyorsa ben çoktan öldüm. Ve büyük ihtimalle geç kaldım. İki yüz yıldır hep birlikteydik fakat ben bir türlü bir gerçeği kabullenip size itiraf edemedim. Ben sizi çok seviyorum Usta Koute. Bu sevgi sıradan bir sevgi değil. Ben size aşığım. Bu duygularımı size asla söyleyemezdim. Nedenini bilmiyorum işte. Ancak sizinle gerçirdiğim her saniye için size minnettarım. Keşke böyle bitmeseydi…’’ Bu sözler Bayan Egsulo’dan iletilmiştir.’’
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaguro'o
Viễn tưởngNasıl pişman olacağınızı sadece sizler belirleyebilirsiniz.. Her zaman bir seçenek daha vardır değil mi? Sonuç belli fakat ilerlediğiniz yolu siz seçeceksiniz. Sonuç ise pişmanlık, Yoldaşlar.. O halde; Bu kapağı okuyup geçtiğinizde...