"Doktorlar hiçbir sorun olmadığını söyledi Serpil teyze. Ağlama artık lütfen."
Sesler gittikçe anlam kazanırken başımdaki keskin ağrı ile açtım gözlerimi.
"An-ne." dedim kısık sesimle. Boğazım çok kurumuştu ve konuşmama engel oluyordu.
"Kızım!" Annemin ağlamaklı sesini duyduktan sonra Defne ile oturdukları koltuktan koşarak yanıma geldiler.
"Bana ne oldu?"
"Sakın korkma annecim. Hastanedeyiz, ufak bir kaza geçirdin." diye açıklama yapan anneme anlamsız gözlerle baktım. Defne durumu anlamış olacak ki "Kuzum kafeden çıktıktan sonra oldu bu kaza." diye açıkladı. Defne'nin söylediklerinden sonra herşey kafamda otururken su istedim. O sırada kapı açıldı ve doktorlar içeri girdi.
"Azra hanım, geçmiş olsun. Nasıl hissediyorsunuz kendinizi?"
Gerçek hislerimi göz ardı ederek ağrımın olduğunu söyledim. Ciddi bir problem olmadığını ve sabaha çıkabileceğimizi söyleyip odadan ayrıldılar. Tekrar su istemek üzereydim ki kapı tekrar açıldı. Defne'nin kaçırdığı gözlerine anlamsızca bakarken annemin "Oğlum, Allah senden razı olsun. Herşey için teşekkür ederim." dedi içeri giren kişiye.
Kim olduğuna bakmak için hafifçe doğruldum. Gelen kişinin Mert olduğunu görmemle donup kaldım. Ama ne işi vardı burda?
"Rica ederim Serpil teyze. Ne yaptım ki sanki?" dedi anneme gülümseyerek. Sonra gözleri bana döndü. Tüm duygularımı yerle bir eden gülümsemesi bu kez beni bulmuştu.
"Azra geçmiş olsun." dedi ve elindeki su şişesini Defne'ye uzattı. Ben donup kalmışken Defne'nin dürtmesiyle kendime gelip kuru bir sesle teşekkür ettim.
"İyi misin? Ağrın var mı?" diye sordu yanıma gelerek.
"Hayır, iyiyim." dediğim esnada annemin telefonu çaldı. Hastanede çalıştığından acilen gitmesi gerekmişti. Annem başıma öpücük kondurup yanımızdan ayrıldı.
"Mert, seni de yorduk kusura bakma lütfen." dedim kısık bir sesle.
"Gerisini biz hallederiz. Daha fazla zahmet vermey-" dediğim sırada Defne sözümü kesip "Şey, Azra'nın yanında kalabilir misin? Benim acilen eve gitmem lazım." dedi. Ben kocaman gözlerle ona bakarken o bana bakmıyordu.
"Sorun değil ben kalırım Azra'nın yanında." Defne'den çok Mert'in cevabı şok etmişti beni. Mert Defne'ye bakarken ben başımı olumsuz anlamda sallayıp Defne'ye gitmemesini anlatmaya çalışıyordum. Ve tabi ki günün sonunda Mert ile baş başa kalmıştık. Defne'yi öldürecektim. Tabi bu geceyi atlatabilirsem...
"Azra!" Mert'in sesi beni kendime getirirken gözlerimi zorlukla açabildim.
"Uyumaman gerekiyor güzellik." diyerek kapıda duran adamlarından iki kahve istedi. O çalan telefonuna cevap verirken ben 'güzellik' deyişine takılmıştım.
"Hayır, Yasmin bu gece işim var." dedi karşı tarafı dinledikten sonra. Yasmin'den güzel şeyler duymamış olacak ki kaşları çatıldı.
"Hayır dedim!" diyerek telefonu kapattı ve bana döndü. Benim yüzümden sorun yaşamaması için "Ben kuzenimi çağırabilirim. Seni zor durumda bırakmak istemem." dedim. Mert ise başını olumsuz anlamda sallayıp buna gerek olmadığını kendisinin kalacağını söyledi. Israr etmeme müsade etmeden "Konu kapanmıştır." diye de ekledi.
"Teşekkür ederim." dedikten sonra geriye yaslanıp gözlerimi kapattım.
"Hey! Uyumak yok demiştim ama." dedi sitemkar sesiyle. Cevap vermek yerine hafifçe gülümsedim fakat gözlerimi açamadım. Çok uykum vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADECE SENİNLE
ChickLit"Ben seni sevmek dışında ne yaptım? Senden başka biri nasıl sevilir onu bile bilmiyorum ben. Yıllar sonra gelip oynadın mı benimle? Ne geçti eline ya! Ne geçti! Seviyorum ya ben seni! Aşığım sana ben! Ama sen? Sen sevdin mi beni? Ya sevmeyi geç! Sen...