Sessizce oturmuş, Mert'in siparişlerimizi vermesini izliyordum. Az önce tüm işlemleri tamamlayıp nikah tarihi almıştık. Ve bu durumda nikaha sadece on gün kalmıştı. Ben ise ailece yediğimiz yemekte olan gerginliği düşünüyordum. Mithat amca düğün yapılması konusunda ısrarcı olurken babam benim için karşı çıkmıştı. Nermin teyze eşini sustururken Mert olaya el atıp istemediğimizi söyleyince Mithat amca iyice gerilmişti. Zaten Mithat amcanın bu tavrı istemeye de yansımış, yarım ağızla istemişti beni babamdan.
"Ne düşünüyorsun sevgili karım?" Mert'in sesiyle düşüncelerimden arınıp omuz silktim. Mert tek kaşını kaldırıp bakınca söylemek zorunda kalmıştım. O ise oldukça umursamaz bir tavırla sırıttı.
"Seni bana verdiler ya gerisi zerre umrumda değil." dediğinde bende düşünmemeye çalışarak konuyu değiştirdim.
"Ben evimizde birkaç değişiklik yapmak istiyorum." dedim sorarcasına. Elimi tutup dudaklarına götürdü ve ardından sıcacık bir gülümsemeyle bana baktı.
"Sen her ne istersen o olacak." Gülümseyerek salon grubunu değiştirmek istediğimi söyledim. İstediğimi yapmakta özgür olduğumu söyleyip göz kırptı. Ardından yemeklerimizin gelmesiyle bir süre sessiz kalmıştık.
"Hayatım bu kadar yemeği kim yiyecek acaba?" diye sormuştum garson gidince. Çünkü cidden fazla yemek vardı. Zaten oturduğumuz masada büyük bir masaydı ve masada bardak koyacak yer kalmamıştı. Mert garsonlara eli ile işaret yaptığında masamıza üç tane daha sandalye getirildi. Merak dolu bakışlarım Mert'e dönerken o kapıya doğru bakıp gülümsedi. Ne olduğunu anlamak için dönüp baktığımda annem, babam ve Asel'i görünce çok mutlu olmuştum. Mert'in bu minik sürprizi ile ne kadar ince düşünceli olduğunu bir kez daha anlamıştım.
Güzel sohbetler eşliğinde yemeğimizi yemiştik. O akşamdan sonra bana çok iyi gelmişti bu sürpriz. Yemeğin sonunda Mert'in bir süprizi daha vardı. Ve üzerinde üç tane mumun olduğu bir yaş pasta hemen önümde duruyordu. Doğum günüm bizim ayrı olduğumuz zamana denk gelmişti ve Mert bu ayrıntıyı gözden kaçırmamıştı. Beni bu kadar naif seviyor oluşu ona tekrar tekrar aşık olmama sebep oluyordu.
"Çok teşekkür ederim bu gece için." dedim arabada ona doğru dönerken. Annemler bizden önce geçmişlerdi eve. Biz biraz daha oturduktan sonra Mert dinlenmem gerektiğini söylemiş ve geceyi sonlandırmıştı.
"Güzelim bu daha başlangıç." diyip göz kıprtığında uzanıp dudaklarına uzun bir öpücük kondurmuştum. Geri çekileceğim sırada kolumdan tutup sertçe öpmüştü beni. Ardından anlını anlıma yaslayıp "Seni çok özledim yavrum." dedi. Bende onu çok özlemiştim.
"Sanırım bunun için birkaç ay beklemen gerek." diyerek geri çekilip hafifçe burnuna vurdum. Sinsice sırıtıp "Ben beklerim sorun yok. Nasılsa benimsin." dediğinde yanaklarım ısınmaya başlamıştı yine. Artık eve geçmem gerektiğini söylediğimde kaşlarını çatıp sorunun ne olduğunu sordu.
"Eğer biraz daha burada beklersem içtiğim suyu burada özgürlüğüne kavuşturacağım." dediğimde önce anlamsızca baktı. Sonrasında ne demek istediğimi anladığında ise kahkaha atmıştı. Daha fazla beklememek adına dudaklarına bir buse kondurup arabadan indim. Eve girene kadar beni izlemişti. Bende vakit kaybetmeden eve girip günü sonlandırmıştım.
Ertesi gün annem ile birlikte evime geçmiştik. Tüm gün evde yapmak istediğim değişikliklerle ilgilenmiştik. Mert ünlü bir ev dekorasyon firmasından birilerini göndermişti sırf bunun için. Ve biz neredeyse herşeyi değiştirmiştik.
Nihayet işleri bitirdiğimizde çalışanlar evin üç gün içerisinde dizayn edilmiş olarak teslim edeceğini söyleyip gitmişlerdi. Annem evdeki çalışanlardan kahve istemiş ve günün yorgunluğunu atmak için bahçede oturmamızı teklif etmişti. Oradaki koltuğa uzanıp hafif bulutlu gökyüzüne baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADECE SENİNLE
ChickLit"Ben seni sevmek dışında ne yaptım? Senden başka biri nasıl sevilir onu bile bilmiyorum ben. Yıllar sonra gelip oynadın mı benimle? Ne geçti eline ya! Ne geçti! Seviyorum ya ben seni! Aşığım sana ben! Ama sen? Sen sevdin mi beni? Ya sevmeyi geç! Sen...