"Allah'ım! Çıldıracağım şimdi! Tekrar anlatsana. Ne dedi sana?" Defne'nin heyecanı heyecanımı katlarken "Herşeyin olmak istiyorum dedi." diye tekrarladım Mert'in sözünü.
"Ve seni öptü. İşte bu be!" dedi heyecanla kendini yanıma atarken. Heyecan ve mutluluk her yanımı sarmıştı. Yıllar sonra ilk kez bu kadar huzurlu hissediyordum kendimi.
"Ya ben ne kaçırdım acaba?" Asel elindeki kahve tepsisiyle odaya girerken Defne "Neler kaçırdın bir bilsen." dedi sırıtarak. Asel'in "Dur anlatma." demesiyle ikimizde Asel'e baktık. O ise "Anne çabuk gel! Kaçırmaman gereken şeyler var." diye bağırdı. İçim içime sığmazken daha fazla duramadım yerimde ve yataktan kalktım. Annemin de gelmesiyle üçünün bana beklentiyle bakmaya başlaması yanaklarımın ısınmasına sebep olmuştu. Kısaca olayı özet geçerken yüzümdeki tebessüme engel olamıyordum.
Annemin gözlerindeki mutluluk gözlerim dolmuştu. "Kızım sen bunları yaşamayı çok hakediyorsun. İnşAllah hep böyle mutlu olursunuz." dediğinde yanağına kocaman sesli bir öpücük bırakmıştım. Annem yanımızdan yemek yapmak üzere ayrılırken Defne de Asel'e Arda'yı anlatıyordu. Bende bu hallerine gülümseyip titreyen telefonumu elime aldım. Arayan Mert'ti.
"Efendim." dedim telefonu açtığımda.
"Azra sen ağlıyor musun?" diye sordu endişeli bir sesle. Daha rahat konuşmak için balkona çıkmıştım. Ağlamadığımı söyleyip konuşmasını bekledim.
"Ben şey için aramıştım." dedi ama nasıl diyeceğini bilemiyordu sanki. "Dinliyorum Mert." dedim. "Annemi biliyorsun. Seni çok sever. Ve Arda zevzeği evde senden gelin diye bahsedince seni yemeğe davet etmemi istedi." Tek nefeste söyledikleri nefesimi kesmişti. Annesinin yemeğe davet etmesine mi daha çok heyecanlanmalıydım? Yoksa evde benden gelin diyerek bahsedilmesine mi bilemedim.
"Güzelim?" Mert'in sesi beni kendime getirirken öksürerek boğazımı temizledim.
"Gerçekten mi?" dedim bastıramadığım heyecanımla. "Evet. Yarın akşam bizdeyiz o zaman. Değil mi yavrum?"
"Yavrum mu?" Bu soruyu soran tabi ki ben değildim. Defne hemen arkamdaydı ve kocaman açtığı gözleri telefonda takılı kalmıştı. Elimle telefonu kapatıp Defne'yi yanımdan gönderdim ve cevap bekleyen Mert'e döndüm.
"Olur." dedim kısaca.
"Tamam o zaman. Bu arada sabah şirkete birlikte geçeceğiz." diyip beni sevdiğini söyledi ve telefonu kapattı. Ben ise yaşadımlarıma inanmaz bir halde telefonun ekranına bakıyordum. O sırada mutfaktan gelen seslerle içeri girdim.
"Bence saçını açık bıraksın." dedi Asel benden daha heyecanlı bir halde. Defne onu onaylayıp konuyu ne giymem gerektiğine getirdi. Ben ise balkon kapısında donuk bir halde bekliyordum. Düne kadar biri çıkıp 'Bu heyecanı yaşayacaksın, Mert'e kavuşacaksın.' deseydi benimle dalga geçtiğini falan düşünürdüm. Ama artık hayalini bile kuramadığım bir hayatın içindeydik Mert'le.
Annemin duygusal sesi ile gerçeğe dönüp "Hani bana da sorsanız ne giyeceğimi falan." dedim sahte bir öfkeyle. O sırada kapıda görünen babam "Neyi kaçırıyorum ben?" diyerek herkesin susmasına sebep olmuştu. Annem gülümseyerek "Çok hayırlı bir iş." dediğinde babam kaşlarını çatıp bana döndü. Ne diyeceğimi bilemediğim için "Ş-şey ben duşa giriyorum." dedim ve koşarak odama girdim. Babamla her ne kadar çok iyi bir baba-kız ilişkimiz olsa da bunu babama söylemeye cesaret edemezdim. Korkudan değildi bu. Ama yine de ben söyleyemezdim.
Duş aldıktan sonra annem hepimizi yemeğe çağırmıştı. Uzandığım yataktan kalkıp yüzümdeki tebessümü silmeye çalıştım. Çünkü babamda vardı yemekte. Neyse ki yanımda Defne vardı ve babamın Defne ile muhabbeti çok iyiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADECE SENİNLE
ChickLit"Ben seni sevmek dışında ne yaptım? Senden başka biri nasıl sevilir onu bile bilmiyorum ben. Yıllar sonra gelip oynadın mı benimle? Ne geçti eline ya! Ne geçti! Seviyorum ya ben seni! Aşığım sana ben! Ama sen? Sen sevdin mi beni? Ya sevmeyi geç! Sen...