34

41 1 0
                                    

"Güzelim alışveriş tamam mı? Bitti mi?" Mert'in bıkkın sesiyle gözlerimi devirip bittiğini söyledim. O buna şükrederken eşyaları arabaya yerleştirdik birlikte.

Nişanın üzerinden üç gün geçmişti. O esnada çok güzel şeyler olmuştu. Teyzem yurt dışından iş teklifi almış ve gitmişti. Babam ve amcam barışmıştı. Hatalarını anladıkları için özür dilemiş ve babaanneme karşı mahcup hissettikleri için ona kendileri bakmak istemişti. Ve gelip almışlardı. Tabi babam her ihtimale karşı tüm malları eşit bir şekilde tapulamıştı. Ama en güzeli ise Mert bana o kadar güzel sürprizler yapmıştı ki her seferinde daha da şaşırmış ve mutlu olmuştum. Şimdi ise İstanbul'a gitmek için alışveriş yapıyorduk.

"Güzelim artık Atlas'ların yanına geçelim mi? Akşama uçakları var biliyorsun." dediğinde onaylayıp arabaya geçtik. Atlas ve Gece ile de çok güzel vakit geçirmiştik. Sanki yıllardır tanışıyormuş gibiydik ve ben onlarla aynı şehirde oturmayı çok isterdim.

"Aşkım biz Gece ile dışarı çıkacağız." dedim Mert'e. Anlayışla karşılayıp "Sorun değil yavrum. Biz evde olacağız zaten." dediğinde Gece'ye hazırlanması için mesaj attım.

Eve alınacaklar konusunda yaşadığımız fikir ayrılıkları ile eve varmıştık. Hala inatla bahçeye barbekü yapmak istediğini söylüyordu. Ben ise bu tarz şeyleri sevmiyordum ama sanırım karşı çıkmayacaktım. Hevesinin kırılmasını istemediğim için kabul edip konuyu kapattım.

"Uçak biletlerini aldın mı?" diye sordum asansöre doğru yürürken.

"Evet güzelim. Ve bir hafta kalmaya ikna ettim Kemal babacığımı." dedi mutlulukla. Nişandan sonra babamla sıkı fıkı olmuşlar ve benim nişanlım babamla benden daha çok görüşür olmuştu.

"Kemal babacığınla aranızdan da su sızmıyor sevgilim." dedim gülerek. Mert'in babası daha mesafeli bir adamdı babama göre. Babamında oğlu olmadığı için böylesine yakın olmaları ikisinin de hoşuna gidiyordu.

"Nereye gideceksiniz yavrum?" diye sordu Mert kapıyı çaldıktan sonra. Kafeye gideceğimizi ardından Defne'ye uğrayacağımızı söyledim.

Kapının açılmasıyla Atlas bize gülümseyip "Nerede kaldınız ya!" diye yalandan kızdı. Mert alışveriş yaptığımızı söyleyince Mert ile dalga geçmeye başlamıştı.

"Ya sen büyüdün de kendi evine alışveriş mi yapıyorsun? Sen-"

"Atlas!" Mert'in uyarı dolu sesi Atlas'ın susmasını sağlamamış aksine daha çok üzerine gelmişti. Mert ise kaçmak için viski almak üzere mutfağa gitti. Ben bu hallerine gülümseyip Atlas'a Gece'nin nerede olduğunu sordum.

"Buradayım Azra. Hazırım." dediğinde bende ayaklanıp "Bize artık müsaade Atlasçığım." dedim. Atlas kaldırdığı kaşlarla Gece'ye döndü ve onu kısaca bir süzdü.

"Kızlar tam olarak ne dönüyor burada?" diye soran Atlas'a dışarı çıkacağımızı söyledim. Gece dudağını ısırıp Atlas'a bakınca bunu söylemediğini anlamıştım. Baş başa konuşmaları için onları yalnız bırakıp Mert'in yanına gittim. Mutfak tezgahına yaslanmış telefonuyla uğraşıyordu.

"Aşkım." dediğimde gözlerini telefondan ayırmadan "Hı." demişti. Ne yaptığını görmek için telefon ekranına baktım. Rutin dosya kontrolüydü yaptığı.

"Biz sanırım çıkamayacak gibiyiz ya. Atlas sorun çıkarmaz değil mi?" diye sorduğumda dalgınca "Yok ya! Ne sorunu çıkaracak?" dedi. Telefonu elinden bir anda çekince nihayet göz göze gelebilmiştik.

"Güzelim ne yapıyorsun?"

"Nişanlım beyin bana bakmasını sağlıyorum. Git şu Atlas'a müdahale et." Mert başını iki yana sallayıp salonun yolunu tutarken bende telefonu cebime sıkıştırıp peşine düştüm.

SADECE SENİNLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin