"Dido?" Teyzemdi gelen. Ama nasıl olur? Babamla küslerdi ve hala konuşmuyorlardı. Ne diye gelmişti ki?
"Ah, benim güneşim!" diyerek beni kendine çekip sarıldı. Teyzem birazcık deli bir tipti. Hayatı umursamayan, kale almayan deli dolu biriydi. Yaşına ve yaşadıklarına rağmen her zaman dimdik ayakta durmuştu.
"Dur bakayım bir sana. Allah'ım ne kadar güzelleşmişsin sen? Çok özlemişim minik bebeğim benim." dedi hafif geri çekilip beni süzdükten sonra. Sonra yanımda şaşkınlıkla bizi izleyen Mert'i görmüş ve beğeni dolu bakışları arasında "Kim bu yakışıklı bad boy?" dedi. Teyzem Mert'i tanıyordu ama Mert çok değiştiği ve evrime kafa attığı için şu an tanımaması gayet normaldi.
"Mert-teyzem Didem." diyerek Mert olduğunu söylediğimde Dido kocaman gözlerle bana baktı. Yaşadıklarımız o kadar ekstrem olmuştu ki ona anlatma firsatım bile olmamıştı. Teyzemin bakışlarını umursamadan "Sevgilim." dedim. Sanki mümkünmüş gibi gözleri daha da büyüdü. Mert o sırada Dido'ya elini uzatınca benim dürtmemle kendine gelip Mert'in elini sıktı.
"Memnun oldum Didem teyze." dedi kibarca. Ardından Dido'nun elini dudaklarına götürmesi teyzemi mest etmişti. "Ah, hem yakışıklı hem kibar. Azra kaçırma bu nimeti." diyip kahkaha atarken Mert anlamsız gözlerle bana baktı.
"Dido sen buralara pek uğramazdın?" diye sorduğumda "Sizi özledim minişlerim. Bir de Kemal enişteme haksızlık ettiğimi fark ettim." Babamla aralarında hep bir abi-kardeş ilişkisi olmuştu. Ama biz köyde tatildeyken Dido bize geldiğinde babaannemin hakkında konuştuklarını duymuştu. Babamda annesi hakkında laf ettirmeyince araları bozulmuştu.
"Sana kötü bir haberim var ama." dediğimde beklentiyle bakmaya başladı. "Babaannem geldi. Hem de daha bugün."
"Dido şans kelimesinin ne demek olduğunu bile bilmez ki zaten." diyerek sırıttığında koluna girip apartmana doğru yürümeye başladık. Mert o süre boyunca sessizdi ki bunu teyzemin farklı kişiliği karşısında şaşırmasına yormuştum ben.
Kapıyı açarken içerden gelen konuşmalarla babamın biraz gergin olduğunu anlamıştım. Mert'e kısa ve korkak bir bakış atıp içeri girerken Mert benden önce davranıp salona yönelmişti. Dido'nun gerginliği de elle tutulur cinstendi ve beni de geriyordu.
"Günaydınlar efendim." diyerek içeri giren Mert'in ardından babamın bakışları beni bulmuştu. Beni görür görmez yumuşayan bakışları hemen arkamda duran Dido ile anında eski haline dönmüştü.
"Baldız?" Babamın şaşkınlık dolu sesi ile annem mutfaktan koşarak geldi. Teyzemle sıkıca sarılıp özlem gidermeye başladılar. Babam kaş göz işaretleriyle bana ne olduğunu sorarken dudaklarımı oynatarak balkona gelmesini istedim. Babam Mert'e sıcacık gülümseyip geleceğini söyledi ve çıktı. Mert suç ortağı Defne'nin yanına otururken bende babamın arkasından balkona çıkmıştım.
"Azra ne işi var bunun burada?" dediğinde yanına oturup ellerini tuttum.
"Baba bizde aşağıda karşılaştık ama seninle konuşup aranızdaki sorunu çözmeye gelmiş." Babam duydukları karşısında şaşkınlık içinde kaşlarını çatarken "Baba küs kalmayın lütfen. Eminim ki ikinizinde öfkesi geçti. Hem annemin tek kız kardeşi ve annemin ne kadar sevindiğini gördün." diye eklediğimde nefesini seslice verip gözlerini tavana çevirdi.
Annem babamın zaafıydı. Annemin üzülmemesi için elinden geleni yapar, annemi asla kırmazdı. Kısa bir sessizliğin ardından oflayıp "Tamam ama babaannen burada." dediğinde teyzemin haberinin olduğunu söyledim.
"Tamam kızım. Hadi Mert'i yalnız bırakmayalım." diyerek ayaklandı. Bende ayağa kalktıktan sonra kollarımı babama sarıp "Sizi çok özledim." dedim. Babamda bana sarıldı ve "Bizde sizi çok özledik güzel kızım." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADECE SENİNLE
ChickLit"Ben seni sevmek dışında ne yaptım? Senden başka biri nasıl sevilir onu bile bilmiyorum ben. Yıllar sonra gelip oynadın mı benimle? Ne geçti eline ya! Ne geçti! Seviyorum ya ben seni! Aşığım sana ben! Ama sen? Sen sevdin mi beni? Ya sevmeyi geç! Sen...