22

80 3 10
                                    

Çatalları da masaya bıraktıktan sonra Mert'i uyandırmak için odama yöneldim. Gece baş başa kalmıştık çünkü Mert Asel ve Defne'den gelmemeleri için ricada bulunmuş. Onlarda gidip Defne'nin evinde kalmışlar. Bunu nereden mi biliyorum? Çünkü gece su içmek için uyandığımda Asel'in evde olmaması ile aramış öğrenmiştim.

"Sevgilim." dedim dağılmış olan saçlarını daha da dağıtırken. Mert huysuzca kıpırdanıp uyumaya devam ederken bana ne kadar güzel bir tablo sunduğundan habersizdi. Dudaklarımı yanağına bastırıp geri çekilecektim ki bir anda yatakta buldum kendimi. Mert pis pis sırıtarak üstten bakınca onu itmek için ellerimi göğsüne yerleştirdim. Ama değil itmek kıpırdatamıyordum bile.

"Sen uyumuyor muydun?" dedim kısık bir sesle. Başını iki yana salladı ve ellerimi göğsünden çekip başımın üstünde sıkıca tuttu. Yanaklarım ısınırken beni bırakmasını söyledim.

"Bana replik tekrarı yaptırma yavrum." diyerek yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Gözleri dudaklarımla gözlerim arasında gidip gelirken heyecandan dudağımı ısırmıştım. Gözleri dudaklarımda kalırken "Beni tahrik etme güzellik." dedi boğuk bir sesle. Ben ise nefesimi kontrol edemiyordum. Arzu dolu bakışlarını dudaklarımdan çekip gözlerime dikti. Yüzünü yavaşça yüzüme yaklaştırıp dudaklarıma bir öpücük kondurdu ve boynuma ilerledi. O esnada nefes almayı kesmiş, heyecanla dudaklarının temas etmesini beklemiştim. Ama olmadı. Bunun yerine sıcak nefesini kulağımın hemen yanında hissetmiştim.

"Benim olmanı istiyorum." Boğuk sesi heyecanımı katlarken gözlerimi kapatmıştım istemsizce. Dudaklarının boynuma temasıyla ellerimi saçlarına daldırmak istedim ama izin vermemişti. Ellerimi daha sıkı tutarken dudaklarının boynumda gezinmesi beni çıldırtıyordu. Bedeninin ağırlığını yavaşça üzerime bırakıp dudaklarıma yöneldi. Bu esnada ellerimi bırakmış ve saçlarına dokunmama izin vermişti. Ağırlıyla yatağa gömülmüştük. Öpüşü sertleşirken bende aynı şekilde karşılık verdim. Bu onu cesaretlendirmiş olmalı ki alttan hissettiğim sertlik ile gözlerim kocaman açılmıştı. Dudakları dudaklarımdayken sırıtıp geri çekildi.

"Seni istediğimi söylemiştim ama." dediğinde tırnaklarımı sırtında gezdirmeye başladım. Bu yeterli gelmeyince tişörtünü yukarı doğru çekiştirdim. Tişörtünü çıkarıp yere fırlatırken elleri benim tişörtüme gitti. Onunda aramızdan çekilmesiyle sıcak tenini bedenimle buluşturdu. Dudakları boynumdan aşağı inerken nefesimi seslice verip tırnaklarımı sırtına batırdım. Boğuk bir inleme tenime çarparken bacaklarımı beline doladım.

"Ben geldi-Aaaaaa! Çok özür dilerim." Defne'nin çığlığıyla birlikte bende çığlık atmıştım. Mert'in ağzından savrulan küfürler ve Defne'nin özürleri arasında Mert'i üzerimden itip utançla yataktan çıktım. Mert yerden tişörtünü alırken bende tişörtümü üzerime geçirip koşarak banyoya gitmiştim. Yüzümü soğuk suyla defalarca yıkamama rağmen hala kıpkırmızıydı. Ne utanç vericiydi!

Mert'in mutfağa gittiğini görünce bir kez daha soğuk su vurmuştum yüzüme. Mert'in gitmesiyle Defne yine özürler dilemeye başlamıştı. Mert sorun olmadığını söylediğinde onu mutfakta bırakıp yanıma geldi.

"Azraa." dedi sonunu uzatarak. Silmek için aldığım havluya gömmüştüm yüzümü. Defne havluyu aniden çekip sırıtarak bana bakınca parmağımı dudağıma götürüp susmasını söyledim. Ama o benimle dalga geçiyor ve bundan da gayet keyif alıyordu.

"Ya ben çok özür dilerim bebeğim. Ben Mert çoktan şirkete geçmiştir diye düşündüm." dediğinde gözlerimi devirip ona baktım.

"Adam şirketin sahibi ya hani." dedim. O ise heyecanla bana sarılıp "Barıştınız yani?" dedi sorarcasına. Başımı olumlu anlamda sallayıp havluyu yerine astım. Ardından Defne'nin sorularından kaçmak için mutfağa yöneldim. Arkamdan gelirken hala sorularını sıralıyor, benden yanıt alamayınca kendi kendine cevaplıyordu. Mutfağa girmeden hemen önce kendisine dönüp "Söz veriyorum herşeyi anlatacağım. Yeter ki şimdi soru sorma." dedim ve cevap vermesini beklemeden mutfağa girdim.

SADECE SENİNLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin