"Abla sen hamile misin?" Asel bana kocaman gözlerle bakarken ben ne diyeceğimi bilememiştim. Biz annemle birbirimize bakarken Defne Asel'i elinden çekip sandalyeye oturttu.
"Haklısın kuşum. Teyze olmaya hazır mısınız diye sormalıydı. Bu yüzden bende minik annemize kızacağım ama doğurduktan sonra." diyerek ortamı yumuşatmaya çalıştı. Asel hala bana bakıyordu ve ben hala tek kelime edemiyordum. Yavaş bir şekilde başımı aşağı yukarı salladım ve bedenimi saran utanç ile terasa çıktım. Annem arkamdan gelirken Defne yaşanan herşeyi Asel'e anlatmaya başlamıştı bile.
"Kızım benim aklım sende kalır. Nasıl seni göndereyim ben oraya? Hem de Mert'in yanına. Zaten başımıza ne geldiyse Mert'in hayatındaki insanlar yüzünden gelmedi mi?"
"Anne haklısın ama ben bebeğime birşey olmasından çok korkuyorum. Ben-ben onu kaybetmek istemiyorum anne." dedim dolu gözlerle. Ağlamaklı sesim anneminde üzülmesine sebep olmuştu. Anneme doktorun dediklerini harfiyen anlatmıştım tekrar. Nihayetinde kabul etmiş ve beni uzanmam için odaya göndermişti.
Defne ve Asel'de peşimden gelmiş, benim için giyecek birkaç parça eşya ayarlıyorlardı. Defne'nin dilbaz oluşu Asel'i yumuşatmıştı. Şu anda bana karşı daha iyiydi. Hatta arada gelip karnımı seviyor, bebekle konuşuyordu.
"Abla yaa kız olmasını o kadar çok istiyorum ki. Teyze-yeğen şıkır şıkır gezip tozmak istiyorum. İsim! İsim düşündün mü?" diye sorduğunda Defne kendini yanıma atıp "He bebeğim, herşey normaldi de bir isim düşünmek kalmıştı, demi?" dedi.
Defne'ye bir bakış atıp dudağımı ısırdım. Defne inanmaz gözlerle bana bakarken "Aslında düşündüm." dedim kısık bir sesle.
"Ya var ya sana helal olsun. Hani köy yanarken-"
"Ya Defne tamam abartma. İşte çok zamanım oldu dinlenirken. Bende bebeğimi düşündüm iyi olmak için. Onu da aradan çıkarmışım." diyip sırıttığında Asel hangi isimlere karar verdiğimi sordu.
"Aras ya da Asya." dedim kısaca. Tabi Asel hemen kız ismine adapte olmuştu.
"Asel-Asya. İsimlerimiz uyumlu. Ben beğendim." diyerek yine karnımı okşadı. Defne ise onunla dalga geçerek "Aras olması da ihtimaller dahilinde. O zamanda Aras'la gezersin şıkır şıkır." diyerek kahkaha attı. Ben bu hallerine gülümserken babamın sesi ile hepimiz susmuştuk.
"Kızlar yine neyi paylaşamıyorsunuz acaba?" Kapıya yaslanıp bize baktı ve beni gördüğü anda kaşları çatıldı. Neyim olduğunu sorarak yanıma geldi ve elini anlıma koyarak ateşimi ölçtü.
"Baba iyiyim. Sadece dün gece Defne'yle dağıttık biraz." dedim Defne'ye dik dik bakarak. Defne'de hemen babama dönüp dediklerimi onaylar şekilde moda girdi. Babam bize uslanmaz çocuklarmışız gibi birkaç tembihte bulunup annemin yanına mutfağa gitti. Bizde ayaklanıp yemek yemek üzere mutfağa gittik babamın peşinden.
"Nereye gideceksiniz kızlar?" Babamın sorusu ile Defne'yle birbirimize baktık. Sanırım bu kısmı atlamıştık. Annem bize uyarı dolu bir bakış atıp babama yemeğin nasıl olduğunu sordu. Babam anneme övgüler yağdırırken bende dudaklarımı oynayarak aklıma gelen ilk şehri söyledim Defne'ye. Bize kazandırdığı zaman ile babama dönüp Antalya'ya gideceğimizi söyledim.
"Kemal amca orada benim kuzenim var. Yani eşi Antalyalı. Onun yanına gideceğiz."Defne'nin söyledikleri babamın kaşlarını çatmasına sebep olurken anneme baktık yalvaran gözlerle.
Babam başta karşı çıksa da annem devreye girmiş ve babam mecburen kabul etmişti. Annemin babamın üzerinde olan hakimiyetine bayılıyordum. Şimdi ise eşyalarımızı almış aşağıda bekleyen Mert'in yanına gitmek için evdekilerle vedalaşıyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADECE SENİNLE
ChickLit"Ben seni sevmek dışında ne yaptım? Senden başka biri nasıl sevilir onu bile bilmiyorum ben. Yıllar sonra gelip oynadın mı benimle? Ne geçti eline ya! Ne geçti! Seviyorum ya ben seni! Aşığım sana ben! Ama sen? Sen sevdin mi beni? Ya sevmeyi geç! Sen...