Bilincim yavaşça kendine gelirken bakışlarının ağırlığı ile birlikte saçlarımda dolaşan ellerini hissetmiştim. Bu anın bozulmasını istemiyordum ve gözlerimi açmayıp uyuyor numarası yapmaya devam ettim. O şekilde ne kadar kaldık bilmiyorum ama bir süre sonra Mert'in telefonu çalmıştı.
"Efendim tatlım. " dedi kısık bir sesle. Tatlım mı? Kimmiş bu tatlı? Merak içimi kemiriyordu ama yine de gözlerimi açmadan uyuyor numarasına devam ettim.
"Daha sonra arayacağım ben seni. Şu an nişanlım yanımda." Söyledikleri karşı tarafı dinlememe ittiği anda duyduğum kadın sesiyle gözlerimi kocaman açıp Mert'e doğru döndüm yatakta. Mert bu halime kahkaha atıp sırtını yatak başlığına dayadı.
"Baldız görevin başarıyla tamamlandı. Teşekkürler." dediğinde afallamıştım. Telefonu elinden alıp kim olduğuna baktım. Neden şaşırmamıştım ekrandaki ismi görünce.
"Defne yemin ederim bu kez elimden kurtulamayacaksın." diye kızıyordum ki Defne kahkaha atıp "Görüşürüz bebeğim." diyerek telefonu kapattı. Telefon ekranına bakakalmıştım. Mert'in kahkaha atması beni kendime getirirken yastığı alıp ona vurmaya başladım.
"Sen-sen ne uyuz bir adamsın ya! Seni elimden kim alacak şimdi?" derken hala vurmaya devam ediyordum. Yataktan çıkıp benden uzaklaşınca bu kez yastığı ona fırlatmıştım.
"Güzelim dur ya! Uyanık olduğunu bildiğim için şaka yaptım sadece." dedi ama ben cevap verememiştim. Her gördüğümde hayran kaldığım vücudu şu anda karşımdaydı ve ben gözlerimi alamıyordum. Gittikçe aşağı kayan bakışlarımı Mert'in eliyle yukarı işareti yapmasıyla tekrar gözlerine çevirmiştim.
"Şu an odada yankılanan sesi duyuyor musun güzelim?"
"Ne yankılanıyormuş odada?" dedim tişörtü başımdan geçirip ellerimi belime koyarak.
"Aşkım çok yakışıklısın. İzlemeye doyamıyorum sevgilim. Cezbedici derecede seksi bir vücudun var gibi gibi şeyler." dedi sırıtarak.
"Bu bahsettiğin sıfatlar sana mı ait?" diyip yalandan kahkaha attım. Dudaklarını aşağı doğru büküp "Sen artık beni beğenmiyorsun." dediğinde bu sefer gerçekten sağlam bir kahkaha atmıştım. Gülmeye devam ederken yanına gidip yüzünü ellerimin arasına aldım.
"Bunları dile getirmiyorsam olmadığı anlamına gelmez sevgilim. Şu an bu odada bunlar gibi binlerce yankılanan ses var. Ve bu seslerin betimlemesi senin vücudunun yanından bile geçmez, geçemez."
Gözlerinin parıldaması ile dudaklarına bir öpücük kondurup geri çekildim. Artık kahvaltı için odadan çıkmamız gerekiyordu.
Kahvaltıdan sonra Atlas ve Gece'yi almak için yola koyulmuştuk. Biz son hazırlıkları kontrol edip hazırlanırken onlar erkek erkeğe takılma peşindelerdi. Gece'yi aldıktan sonra Mert bizim eve bıraktı bizi ve Atlas'ı da alıp gitti. Sanırım onlar için özlem giderme vaktiydi.
"Anne herşey tamam. Bizim yapacağımız bir şey kalmamış." dediğimde annem Mert'in herşeyi hallettiğini ve kendisinin aslında hiçbir şey yapmadığını söyledi. Evin organize edilmiş olması ve nişana hazırlanmış olması ile Gece'yi ailemle tanıştırmayı unutmuştum.
"Ah çok pardon. Tanıştırmayı unuttum. Gece." dedim elimle takdim ederek. Sonra Asel, babaannem ve Defne ile tanıştırdım. Hepsinin sevecen ve sıcak yaklaşımı Gece'nin de hoşuna gitmişti. Asel'in yaptığı kahveleri içerken çok güzel sohbetler etmiş, bolca gülmüştük. Annem Gece'nin hanımefendi tavrına bayılmıştı ve bunu bana imalı bir şekilde de söylemişti.
"Ne hanımefendi bir kız. Çok beğendim valla."
"Evet anne öyle." diyip gülümsedim ve "Zaten İstanbul'a onun için gidiyoruz. Nişanı olacak. Ha bir de ablasının düğünü var." dedim. Annem mutlu olmaları için bol bol dua ederken ben duşa gireceğimi söylemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADECE SENİNLE
ChickLit"Ben seni sevmek dışında ne yaptım? Senden başka biri nasıl sevilir onu bile bilmiyorum ben. Yıllar sonra gelip oynadın mı benimle? Ne geçti eline ya! Ne geçti! Seviyorum ya ben seni! Aşığım sana ben! Ama sen? Sen sevdin mi beni? Ya sevmeyi geç! Sen...