27

48 2 0
                                    

"Ne diyorsun hayatım? Verelim mi kızımızı Karasay'lara?" dedi babam eğlenir şekilde çıkan sesiyle. Şu an hepimiz salonda oturmuştuk ve konumuz belliydi. Asel sırıtarak sessizce 'Hemen vermeyelim.' dedi bana bakarak. Ben ise parmağımı dudaklarıma götürüp susturmuştum Asel'i.

"Sen ne dersen o kocacım." dedi annem cilveli bir şekilde. Babamın gözleri parlıyordu anneme bakarken. Babaannem yalandan öksürünce ikisi de kendine gelmişti. Bu hallerine gülmemek için Asel'e baktım ama o benden de beterdi.

Annem "Kızımız mutlu hayatım. Bize de arkasında durup destek olmak düşer." dediğinde babam "Haklısın." diyerek yanıtladı kısaca.

"Ama Kemal." dedi sonunu uzatarak ve "Nermin ile dünür olacağım ya!" diye ekledi heyecanla. Babam bu haline gülümseyip bana döndü.

"Babaannenin durumu iyi çok şükür. Dün tahlil sonuçları çıktı." dedikten sonra anneme dönüp "Haftaya gelsinler diyelim mi o zaman?" diye sordu. Annem "Haftaya cuma gelsinler ikimizinde izni o gün zaten." dedi. Babam onaylar şekilde başını salladı ve Asel'in çay koymasını istedi. Asel mutfağa gidince bende yardım etme bahanesiyle arkasından gittim. İçim kıpır kıpırdı. Heyecan ve mutluluğun karması başımı döndürüyordu. Asel ise çok daha heyecanlıydı benden.

"Yaaaaaaa!" diyerek üzerime atladı resmen. Kollarını sıkıca sarıp yüksek olmayan sevinç çığlıkları atıyordu. İçimdeki heyecanı bastıramayacağımı anlayınca bende ona katılmıştım. Birbirimize sarılmış deli gibi çığlıklar atıyorduk.

"Kızlar!" diyerek annem girdi mutfağa. İkimizde soran gözlerle ona bakarken koşarak yanımıza gelip bize katıldı. Onun heyecanı biricik arkadaşı ile dünür olacak olmasıydı. Nefes nefese kaldıktan sonra her birimiz bir sandalyeye atmıştık kendimizi. Evimiz neşe içindeydi. Herkes mutluydu. Özellikle de ben.

"Ben Defne'ye gidiyorum." dedim odadan çıkıp kapıya yönelirken. Annem geç kalmamamı söylerken babamda dikkatli olmamı söylemişti. "Tamam tamam." diyerek evden çıkmıştım. Defne ile bayağıdır görüşemiyorduk. Tabi bu verdiğimiz ara hiç şüphesiz Arda yüzündendi. Ama özlemiştim arkadaşımı ve Arda'nın onu benden koparmasının hesabını soracaktım.

Defne'ye nerede olduğunu sorduğumda iş yerinde olduğunu söylemişti. Yolumun üzerinde bulunan pastaneden ekler aldım. Defne eklere bayılırdı.

Kapıdan içeri girdiğimde Defne'nin odasında olduğunu söyledi çalışanlar. Hiç beklemeden odasına yöneldim. Kapıyı aniden açıp içeri girdiğimde korkuyla çığlık atmıştı. Bu haline kahkaha atarken Defne oturduğu yerden kalkıp koşar adımlarla bana doğru gelmişti. Birbirimize sıkıca sarılmış hasret gidermiştik.

"Bak sana ne getirdim?" dedim elimdeki poşeti göstererek. Defne gördüğü anda sevinçle gülümseyip "Şaka yapıyorsun!" dedi.

"Hayır sana ekler getirdim bebeğim. Ve sana anlatacaklarım var." dediğimde heyecanla ellerini çırptı ve kapıdan çalışanlarından kahve getirmesini istedi. Ardından ellerimi tutup beni koltuğa çekti.

"Anlat çabuk! Meraktan çatlayacağım yoksa." dediğinde sırıtarak baktım önce kendisine.

"Ya bu bakışı biliyorum. Çok önemli bir şey oldu ve ben henüz bilmiyorum." Yanıt olarak başımı aşağı yukarı salladım ve "Haftaya cuma beni istemeye gelecekler." dedim. Tabi Defne benim söylediğim şeyi algılayana kadar önce bir donup kalmıştı. Anladığında ise annem ve Asel ile mutfakta yaptığımız sevinç gösterisinden çokta farklı olmayacak hareketler yapmıştı. Ben gülümseyerek onu izlerken o hala kendi kendine konuşuyordu heyecan içinde.

"Vay be! Demek koskoca Mert Karasay gelip bizim Drama Queen'i isteyecek! Vay canına be!" dedi kendini yanıma bıraktığında. Nefes nefese olsa da çok şükür kendine geliyordu.

SADECE SENİNLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin