Hiç unutmam lise iki de prensesliğimin zirvesini yaşadığım zamanlardan birindeydim ve ağabeyim ellinci kez aşık olmasına rağmen ilk kez böyle aşık oldum diyordu. Okulda gözümün önünde kıza nasıl jestler yapıyordu. Sanki babamın yaptığı kurabiyelerden daha fazla yiyebilmek adına birbirimizi arsızca pataklamıyormuşuz gibi. O kadar keyfimi kaçırıyordu ki bu durum. Resmen biricik ağabeyim yaban ellere gelin olmuş gidiyordu.
Artık Allah'ın nasıl sevdiği kuluysam kızı aynı zamanda yan okulda bir çocukla parkta el ele yakalamış öbür gün okulda gördüğüm gibi saçına yapışmıştım. Haliyle annemin kulağına gitmişti. Biri vurduğunda öbür yanağını göstermelisin dediği zamanlardaydı. Kavganın hemen ardından okula öğretmen tarafından çağırılmıştı. Beni karşısına aldığında söylediği şey, kötülük gördüğünde aynı şekilde karşılık vermeyeceğindi. En doğru anı beklemeli ya da diğer yanağı göstermeliydim.
Kafamın içinde yağmuru binbir parçaya ayırıyordum. Belki saçlarını yolabilir ya da günah çekmecesini elden geçirebilirdim. Eh anne bir kadın gelip kocanı elinden alacağım dese doğru zamanı mı beklerdin yoksa saçına yapışır mıydın? Doğru zaman neydi çok merak ediyorum. Yağmurla ozanı yatakta basınca mı?
Yüzünde ki kendini beğenmiş sırıtışı silmek istiyordum. Özellikle bana çocuk dediği kısımda boğazına yapışasım gelmişti. Yok hayır ben tatlı bir kızdım. Ne olursa olsun kimseye kaba kuvvet uygulayamazdım.
"Sanırım senin gibi olmanın yolu odama birilerini almaktan geçiyor. Ne dersin? "
Sonlara doğru sesim yüksek çıkmıştı. Elini nasıl yumruk yaptığını görmüştüm. Yaptığım ima hoşuna gitmemişti. Aynı benim gitmediği gibi. Ozan yüzünden bir kavga etmediğim kalmıştı o da olacak birazdan.
"Ben en azından senin gibi el altından iş yürütmüyorum! Ne oldu elinden alacağım diye korktun mu? "
İkimiz karşılıklı birbirimize bağırıyorduk. Ozanın olduğu odanın kapısı hızla açıldığında benim iki elim belimdeydi. Mahalle karılarına an itibariyle dönüş yapmıştım.
"Aynen bak ağlıyorum şuan. "
Ozan ne döndüğünü anlamaya çalışır gibi ikimizi izliyordu. Muhtemelen içinden pis ergenler deyip göz deviriyordur bize.
"Seninle işi bittiğinde bir köşeye atacak adam için çok çabalıyorsun. "
Sinirle alt dudağımı ısırdım. Herkesin son noktası vardı ve ben o noktayı geçmiştim. Saçına yapışmak üzere üzerine atlayacakken ozan aramıza girmişti. Beni iki omzumdan tutup oyuncak ayının yanına götürdü.
"Bırak beni öldüreceğim bunu! "
Yanından geçmiş tam hedefime ulaşmıştım ki bu sefer belime dolamıştı ellerini. Ayaklarımı sinirle sağa sola savuruyor elinden kurtulmaya çalışıyordum.
"Ceylin rahat dur! "
Dudakları kulağımın hemen arkasındaydı. Hayır sakinleşmek istemiyordum. Geldiğinden beri ozan aşağı ozan yukarı yok yatağa atacağım yok iddiaya girdik bilmem ne! Yetmişti canıma.
"Öyle bir şey yok bile diyemiyor. Neden biliyor musun? Çünkü seni zerre sevmediği ortada. "
Hareket etmeyi bırakmıştım. Ellerim belime dolanmış kolların üzerindeydi. Beni sevmediğini ozandan duymak başkaydı doğru ancak bir başkasından duymak bambaşkaydı.
Ozanın verdiği nefes saçlarımın arasına karışmıştı. Belimdeki ellerini gevşetmişti. Bir yanım haksızsın de ona diyordu. Seviyor beni. Acıyla gülümsedim. Birini kıskanıp dövünce seviyor sayılmıyordu işte.
![](https://img.wattpad.com/cover/365978371-288-k696840.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşığın Peşinde
ChickLitKalpsiz canavar güzeller güzeli prensesin aşkına sahip olduğunu anladığında içinde ki amansız öfke dinmemişti. O, bu hikayenin kahramanı değildi çünkü. En başından beri yapması gereken şeyi yapacaktı, prensesin yıllarca herkesten koruyup muhafaza et...