“Sonra ne oldu peki?”
Annem kahvesinden bir yudum alıp bir yandan soruma vereceği yanıtı düşünüyordu. Uzun bir zamandan sonra dışarı çıkmıştım ve annem evlilik yıldönümünde olanları bana aktarmak adına görüntülü aramıştı. Sadece bilgi aktarımı valla. Cevabını beklerken, glutensiz ve şekersiz tatlımdan yemeyi ihmal etmemiştim. Bunu mutlaka denizin denemesi gerekiyordu. İç çektim. İki haftadır cebinde yüzükle gezinen deniz. Ozan bir ara cidden yasemine, ‘Bu salak seninle evlenmek istiyor.’ diyecek seviyeye gelmişti ve son an ben engel olmuştum.
“Valentine uzun süredir bekar biliyorsun canım ve onu iyi bir eş adayı olarak gören birçok insan var.”
Bu sorumun cevabı değildi. Rose maalesef öykünün son zamanlardaki yükselmeleri yüzünden annemlerin verdiği davete gitmemişti. Eh bende gidememiştim. Ozan işi dolayısıyla vakit bulup birlikte gidemeyeceğimizi söyleyince tek başıma kalkıp gidesim gelmemişti. Onun yerine ikisine güzel bir hediye göndermiş, ayrıca anneme sevdiği orkideden sipariş etmiştim. Ve sorduğum soru, Valentine, Rose hakkında bir şey söyleyip söylemediğiydi. Annem nedense cevaba hiç ummadığım yerden başlamıştı.
“Anne bu sorumun cevabı değil.”
“Hamilelik seni iyice sabırsız yaptı kızım. Susta anlatayım. Teyzenin yakın arkadaşlarından biri Valentine ile konuşmaya çalıştı ama bil bakalım ne oldu?”
Merakla ekrana baktım. Kulaklığı takmış telefona bakarak konuşuyordum. Umarım birileri kendi kendime konuştuğumu düşünmezdi. “Alakası bile yok. Asıl yaşlılık sende çok çene yaptı anne.”
“İlla diyorsun ki git botoksu bas yüzüne kızım!”
Gözlerimi kocaman açtım. Hayır kesinlikle öyle bir şey demek istemiyordum. Annem zaten yaşından genç gösteriyordu. Sanırım Rose ile fazla görüşmek psikolojisini bozmuştu. “Hayır anne şaka yapıyorum sadece.”
Alıngan bir tavırla çenesini yukarı kaldırdı. “Her neyse, Valentine kadına biriyle ilgilendiğini söyledi!”
Oha. Kesin ozanın annesinden hoşlanıyordu! Sevinçle çığlık attım. Birkaç yüz merakla bana dönünce elimi ağzıma götürüp mahcupça gülümsedim. İnsan içinde olduğumu unutuyordum. “Kızım sana hiç terbiye veremedim mi ben? İnsan içinde nasıl bağırıyorsun öyle.”
Hamile olmam tabii ki annemden azar işitmeme engel değildi. Zaten söylemese bile hala bebek için yaşımın erken olduğunu düşünüyordu. Eh bence tam zamanıydı. Kuşumu kafese sokmuşum bırakır mıyım hiç?
“Bir an nerede olduğumu unuttum anne affedersin.” Tatlımdan bir çatal daha alıp yavaşça çiğnedim. Annem fincanını bırakıp ekrana yaklaştı. “Kızım yemene dikkat ediyorsun değil mi? Bunun birde sonrası var bak.”
Birinin iştahı nasıl kaçırılır annem çok iyi biliyordu. Kaçmış iştahım sağ olsun çatal ve bıçağı bırakıp arkama yaslandım. Kuşumun son zamanlarda eve geç gelmelerini ve artan telefon görüşmelerini düşündüm. Yok canım ihtimal vermem. Ama yapmaz dediğin insan yapardı. Elimi karnıma götürdüm. Annem değişen ruh halimi fark edip hüzünle iç çekmişti.” Kızım üzül diye demiyorum. Sadece seni düşünüyorum.”
Telefonu yasladığım yerden aldım. “Seni özledim anne.”
“Biliyorum kızım. Bende seni özledim. Bebeğin cinsiyetini öğrenmek için parti yapmayacağına emin misin?”
Ozanla bir ortak kararımız daha. Aslında çoğunlukla benimdi. Düğün ve ev yüzünden yeterince masrafa girdiğini biliyordum. Birde bunun için parti yapmak istesem iyice masrafa girecekti ve biliyorum ki parası olmasa bile sırf ben istiyorum diye yapalım derdi. En iyisi normal bir şekilde öğrenmekti.” Eminim anne.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşığın Peşinde
ChickLitKalpsiz canavar güzeller güzeli prensesin aşkına sahip olduğunu anladığında içinde ki amansız öfke dinmemişti. O, bu hikayenin kahramanı değildi çünkü. En başından beri yapması gereken şeyi yapacaktı, prensesin yıllarca herkesten koruyup muhafaza et...