Elimdeki kitabın son sayfasını gözyaşları içerisinde okuduğumda güneş çoktan doğmuştu bile. Gece boyunca Ozan’a olan öfkem sağ olsun bir türlü uyuyamamış, sonunda yaseminin kitaplığından bir kitap ödünç alıp odama dönmüş ve sabaha kadar onu okumuştum.
Bildiğim bir şey varsa mutsuz sonla biten kitaplardan nefret ettiğimdi. Özellikle ölen ya da giden birinin ardında bırakılmış çaresiz bir kadını okumak istemsizce onunla empati kurmama neden oluyordu.
Kapım iki kere çalındığında etrafıma cam simidi gibi doladığım örme battaniyemi-evet o gözümün kaldığı mavi battaniye. Dün gece onu da çalmıştım. – vücudumu hareket ettirmeye çalışarak ittirmiştim. “Gir. ”diye bağırdım tiz sesimle. Kısa bir süre sonra yasemin yavaşça kapıyı açmıştı. Muhtemelen beni bu hâlde görmeyi beklemediğinden birkaç saniye gözlerini kırpıştırarak bakmıştı.
“Şey sen iyi misin? “
İçeriye girip yatağımın ucundaki buruşmuş peçeteleri es geçerek pencerenin olduğu yere yürümüş ve perdeyi ardına kadar açmıştı.
“Varlığımdan dahi haberi olmayan bir yazarın böyle bir son yazarak kalbimi kırması dışında iyi sayılırım.”
Sesim sitemkar çıkmıştı. Yasemin pencereden dışarıya bakıp bana dönmüştü. Kollarını önünde bağladığında üzerini süzdüm. Pijama yerine siyah bol paça bir pantolon ve mavi bir kazak giymiş, saçlarını ise dağınık topuz yapmıştı. Sabahın köründe hazırlandığına göre ya erken dersi var ya da...
“Habersizce kitabımı almak yerine bana sorsaydın onun sonunun kötü bittiğini söylerdim.”
Dudağımı büzdüm. Halbuki odaya girerken sessiz olduğumu sanmıştım.
“Ayrıca battaniyemi nerede buldun? Ben günlerdir onu arıyorum. “
“Giysi dolabının en üst rafındaydı.”
Göz devirerek tepki vermişti. Muhtemelen oraya koyduğu anı şimdi hatırlamış olmalıydı. Boyu yüzünden yetişemeyip görememiş olmalıydı.
“ Her neyse. Bir şeyi alırken kişisel eşyalarım haricinde izin almana gerek yok ceylin ama odama hırsız gibi de girme. Supernatural sağ olsun yeterince çok korkum var zaten. “
O diziyi biliyordum. Birkaç gündür izliyordu ve izlediği bir bölüm yüzünden aynalara bakmayı kesmişti. Hangi bölüm olduğunu sorduğumdaysa hamile ve yeterince kırılgansın cevabını vermişti.
Ağzımı açacağım sıra zil çalmıştı. Yasemin bileğindeki saate bakıp kendine lanet okuyarak odamdan hızla çıkmıştı. Bu saatte kim gelmişti ki? Hem saat kaçtı? Ayağa kalkarak kitabı yatağıma bırakıp battaniyeden kurtulmuş ve odamdan çıkmıştım.Esneyerek girişe doğru gittim. Deniz elinde birkaç poşetle kapımızda dikiliyordu.
“Günaydın yaseminim! “ dedi arkadaşıma eğilerek. Yasemin kafasını çevirdiğinde denizin dudakları yanağına değmişti. O an gözlerimiz birleşmiş ancak herhangi bir tepkide bulunmamıştı.
“Sana da günaydın deniz. “
Elindeki poşetleri alıp içerisindekilere bakmıştı. Son poşete bakacağı sıra deniz hızla ona engel olmuştu.Banaysa üstünkörü bir “günaydın.”demişti işte.
Bu soğuk halinin bir sebebi var mıydı yoksa yaseminle olan yakınlaşması aklını başından mı almıştı bilmiyordum.
“Ne var o poşette deniz! “
“Söylemem sürpriz. “
Poşeti arkasına tek eliyle saklamıştı. Arkadaşım göğsüne tüy kadar hafif bir yumruk darbesi geçirip mutfağa doğru bir şey demeden gitmiş, bizi yalnız bırakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşığın Peşinde
Chick-LitKalpsiz canavar güzeller güzeli prensesin aşkına sahip olduğunu anladığında içinde ki amansız öfke dinmemişti. O, bu hikayenin kahramanı değildi çünkü. En başından beri yapması gereken şeyi yapacaktı, prensesin yıllarca herkesten koruyup muhafaza et...