52-Normal Ve Ateşli Bir Çift

13 1 0
                                    


Hastaneden eve döndüğümüz süreçte ozan sürekli elimi tutuyor ve iyi olup olmadığımı sorup duruyordu. Bebeğimin büyüme sancısı benim stresle birleştiğinde ortaya yerde iki büklüm olmuş bir âdet ben çıkıyordum. Neredeyse öğlen olmuştu ve her yerimin hastane gibi koktuğundan emindim.

“Çiçeğim iyisin değil mi? “

Yani ozan gibi gudubet bir adamı böyle birine çevirmem de takdir edilmeliydi. Ayrıca önceden olsa neredeyse hiç konuşmazdı, şimdiyse susması için ben yalvaracak seviyeye gelmiştim. Şaka gibiydi cidden. Ela gözleri gözlerime beklentiyle bakıyordu. Parmağı da elimin üzerini yavaşça ovalıyordu. Baba moduna şimdiden girmişti. Koca modunaysa son kavgamızdan sonra zor girerdi.

“İki dakika önce de aynı soruyu sordun ozan.”

Homurdanarak gözlerini yüzümden çekip bıyık altı gülen taksi şoförüne çevirmişti.  Adam gülerken yakalanmanın verdiği utançla boğazını temizleyip  kendi kendine bir şeyler mırıldanmaya başlamıştı. Muhtemelen beş dakikalık yolu bir saatte gidemiyor  oluşumuza sinir olmuştu.

“Elimde değil yavrum. Seni kollarımda yığılmış halde görünce ben..."

Ben nasıl fiziksel olarak acılar içerisinde kaldıysam ozan da psikolojik olarak öyleydi. Aksi takdirde bana öylesine çıkışmasının bir açıklaması olamazdı.  Sırf bunu bildiğimden yaşadığım korkuyu bir kenara bırakıp kafamı omzuna koymuştum. Sanırsam bunu yapmamı beklemiyordu çünkü cümlesini yarıda kesmişti.

“Korktun biliyorum.”

Hatta gözleri de dolmuştu. Bunu görmediğimi düşünüyor olabilirdi.  Yüz ifadesini görmek istesem de gözlerimi gayri ihtiyarı kapatıp taksi şoförünün anlamsız mırıldanmaları arasında uyumaya çalışmıştım. Tabii ozan izin verirse.

“Bir daha tekrarlanmayacak söz. ”

Yine söz vermeye başlamıştı. Hayır tutsa neyse diyecektim.  Beceremiyordu ki. Kafamı omzundan kaldırıp diğer tarafa çevirdim.  İki yaklaşsam illa sinirimi bozacak bir şey yapabiliyordu.

“Söz verme ozan. Sonra tutamıyorsun.”

“Abi sizin cicim ayı yeni bitti herhâlde. ”dedi şoför daha fazla dayanamayarak.  Tabii son zamanlarda ben hariç herkese kaplan kesildiğinden şoföre dönmüş ve bakışları anında sertleşmişti. Eskiden olsa şu hali korkutucu gelebilirdi ki daha sabah öyle gelmişti zaten. Hissettiğim kaybetme korkusundandı sanırım bilmiyorum artık öyle gelmiyordu.

“Gözün yolda olsun birader.”

“Birader değil bilader o.”

Yaseminler ölmez şekil değiştirirdi cidden. Şoförün düzeltmesine istemsiz gülmeden edememiştim. Ozan güldüğümü fark edip elini saçlarının arasından geçirip derin bir nefes almıştı. Böyle  anlarda hep sigara içer kendince rahatlardı. Yeni rahatlama yöntemi ne olacak merak ediyordum.

“Abicim  bırak bana takılmayı da yola bak. Güzelim gülme sende. Zaten sinirim tepemde.”

Sinirinin tepesinden indiğini hiç görememiştik ki. Şoför yine sessizliğe gömüldüğünde çiğköfteci görmemle birden dudaklarımı ısırmaya başladım. Daha kahvaltı bile yapamamışken çiğköfte mi çekmişti canım? Derin bir iç çekip ozanın koluna asıldım.

“Ozan.”

“Efendim yavrum.”

Sesi sabırsız geliyordu. Saatler önce bana öyle bağırmasaydı belki hastane köşelerinde değil de odasında olabilirdik. Eğer en başa döndüysek sebebi oydu.  İyi olduğunu söyleyemezdim durumun. Bebeğimi kaybetme korkusu yaşamak istediğim bir duygu değildi. Kimin olurdu ki zaten.

Aşığın PeşindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin