Karşında dünyanın en kolay sorunu dahi olsa insan bazen ne yapacağını bilemezdi. Umutsuzluk bir yılan gibi zehrini damarlarına akıtır dururdu. Bende öyle anlardan birini yaşıyordum.
Annem bir cevap beklercesine kollarını birbirine dolamıştı. Maviliklerini üzerimden ayırmıyordu. Biliyordu ki baskısını artırırsa er geç pes ederdim. Derin bir nefes aldım. Ozan’ı sevmemesi için bir sürü sebep olmalıydı. En başında ozan benim suratıma dahi bakmadığı zamanlar en çok babamla ikisinin başını şişirmiştim.
Bana kalırsa nefretinin altında babamın aylar önce savcılık yapan bir dostuyla olan görüşmesi yatıyordu. Ozanın umurumda olmayan geçmişini araştırmış olmalılardı. Babam öğrendiklerini anneme anlattıktan sonra, kızlar hayatlarının bir döneminde kötü çocuklara muhakkak tutulurlar demişti. Annem ise fazla ciddiye almıştı. Gözlerinde ki öfkeden bunu anlayabiliyordum.
Ha o çok sorun edilen sabıka kaydı ya da her neyse bakmak dahi istememiştim. Özeline izinsiz girmek gibi bir şey oluyordu çünkü. Bence zamanla kalbinin etrafına neden kalın duvarlar ördüğünü anlatırdı. En azından öyle umut ediyordum. Kalbinde ansızın açan bir çiçektim ve biliyordum ki artık beni soldurmak istemiyordu.
“Burada ne oluyor?”
Yağmur ve koruması da geldiğine göre cümbür cemaat ozanın varlığının sebebini anlatabilirdik. Yanında elin heriflerinden birini getirmediği için mutlu, son seferi unutmadığımdan sinirliydim. Annem sesin geldiği yere dönmüştü. Ozan da duvara sırtını vermiş kollarını birbirine dolamıştı. Yüzünde ki alaycı gülümsemeyi yok etmek istiyordum. Annemi gıcık etmeye çalışıyordu kesin. Ben bile gıcık olmuştum.
“Ah merhaba tatlım. Ben ceylinin annesi aylin. Geleceğimi haber vermedi sanırım aklı beş karış havada kızım. “
Yağmur ikimiz arasındaki benzerliğe bakıp yüzüne en sinir bozucu gülümsemesini koymuştu.
“Aslına bakarsanız söylemişti. Aklımdan çıkmış olmalı. Ben yağmur. “
İkisi birbirine samimi bir şekilde sarıldığında gözlerimi Ozan’ın yüzüne diktim. Ne var dercesine tek kaşını kaldırmıştı. Piç gibi gülümseme demek istesem de diyememiştim.
“Bu arada ozan erkek arkadaşın mı tatlım? “
Yanına yaklaşıp koluna girdim. Annemin kolunu uyarırcasına sıksam da bana mısın dememişti. Ocağıma incir ağacı dikmeye yemin etmiş olmalıydı. Öz annem elimden gelse bir kaşık suda boğacağım kıza hiç olmadık sözler ediyor hatta samimi davranışlarda bulunuyordu.
“Anne kızı sorguya almasana. “
Tatlı tatlı gülümsüyordum bunu söylediğim sıra. Tabii ciğerimi bildiğinden tepki dahi vermedi. Ağzımdan laf alamayacağını anlayınca nasıl da taktik değiştiriyordu.
“Ah hiç önemli değil Ceylinciğim. Ozan benim korumam bu arada. “
Melek yüzlü şeytan lafı tam yağmura göreydi. Karşımda adeta bir melek gibi süzülüyordu. Kendince annemi etkilemeye çalışıyordu. Pis uyanık.
“Sormadınız ama esmerler ilgimi çekmiyor Aylin hanım.”
Aylin çiçek, çileden nasıl çıkartılır birazdan sinemalarda. Kapıya ozan için ambulans gelse iyi olurdu. Zira birazdan her yer kan gölüne dönecekti.
“Sarışın seviyorsun yani ne hoş. “
Annem, kolundaki elimin üzerine elini koydu. Gözlerimi kırpıştırdım. Tek umudum girdikleri laf dalaşından hasarsız çıkmalarıydı. Kuşum ölmeyi bayılmak zannediyor olacak ki gülümsemesini genişletti. Birini gıcık etmek istediğinde onu durdurabilene aşk olsun
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşığın Peşinde
Chick-LitKalpsiz canavar güzeller güzeli prensesin aşkına sahip olduğunu anladığında içinde ki amansız öfke dinmemişti. O, bu hikayenin kahramanı değildi çünkü. En başından beri yapması gereken şeyi yapacaktı, prensesin yıllarca herkesten koruyup muhafaza et...