77-Gurur ve Pasta

20 2 0
                                    


Denizin Evreni

(Deniz): Ne yapıyorsunuz?

(Ozan): Ceylinin hazırlanmasını bekliyorum.

(Yasemin): Hm.

(Ceylin): Nereye gideceğimizi bile söylemeden hazırlanmamı isteyen sendin kuşum.

(Ozan): Fark ettiniz mi, artık sadece sinirlendiğinde kuşum diyor bana.

(Yasemin): Evet kuş bozuntusu.

(Ozan): Ve sen inatla bunu demekten vazgeçmiyorsun yasemin.

(Yasemin): Bana kalırsa karga falan olmalısın. Onlar da eşyaları senin gibi çalıyor.

(Ceylin): Yine mi bu konu? Kuşum ver şu kızın kitaplarını artık.

(Ozan): Çalışmaktan okumaya fırsat mı buluyorum.

(Yasemin): Boş zamanlarında ne yapıyorsun?

(Ozan): Karımla ilgileniyorum.

(Deniz): Kuşun eşini de alıp uçması gerekiyor artık.

(Ceylin): Ay yoksa siz de mi bizimle olacaksınız?

(Yasemin): Hayır. Bizim başka planlarımız var.

(Yasemin): Ve sen telefonu bırak artık denizim.

(Deniz): Ne yaptım sanki? Beni delirtme kadın!!!!!

(Yasemin): Hangi salak sana erilliğin böyle bir şey olduğunu söyledi?

(Deniz): Hüsamettinçiğim de böyle davranıyordu genel olarak. Onu örnek aldım kendime. İyi yapmış mıyım?

(Yasemin): Kes sesini deniz.

(Ozan): Bence de

(Ceylin): Kocamı örnek alabilirsin 😊

(Yasemin): Lan hayır. Sakın öyle bir hataya düşme deniz.

(Ozan): Senin benimle ne alıp veremediğin var?

(Yasemin): Genel olarak alabildiğim hiçbir şey yok kuş bozuntusu (Kitaplarımdan bahsediyorum.) Bu gidişle de senden aldığım Rusça yazılmış kitaplarını dilini öğrenip okuyacağım.

*-*-*-*-*-

Eve gidiş yolunda tek kelime söz etmemişti. Çoğunlukla gülümseyip elimi tutuyor ve fark etmeyeceğimi düşündüğü o kısacık anlarda dalıp gidiyordu. Kocamın ufacık bir ruh değişimini dahi fark edebilecek kadar ona aşıktım. Bunu bilmesi gerekiyordu. Yine de ona söyleme ihtiyacı duymadım. Bir hayat paylaşıyor olmamız bazen yalnız kalmak istemeyeceği anlamına gelmezdi. İnsanlar fiziken ya da ruhen hislerini tek başına yaşama isteği duyabilirdi. Ki ozan benle tanışana kadar zaten yalnız bir adamdı. Bunu onu gördüğüm ilk günden, beni hayatına almaya kabul ettiği güne kadar görmüştüm. Açıkçası başta onu hediyelerimle şımartma ihtiyacı duymamın sebeplerinden biri de buydu. Nefret ya da minnettarlık, en azından birini görmek istemiştim ve hepsine şahit olmuştum. Nefretine de sevgisine de.

Ozan ellinci kez “Hazır mısın güzelim?” diye kapımı arşınladığında bunları düşünüyordum. Birden bütün hayatımız gözlerimin önünden geçmişti. Gülümseyerek ona döndüm. Tamamen hazırdım. Üzerime beyaz dizlerimin hemen üzerinde biten bir uzun kollu elbise giymiş, onunla aynı renk taç takmıştım. Dolaba giderken aynı zamanda sabırsızlığı yüzünden okunan kocama cevap verdim. “Gideceğimiz her neresiyse bir yere kaçacağını sanmıyorum kocacığım.”

Aşığın PeşindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin